Delta Force: Black Hawk Down’ın Yenilikçi Solo Modu ile Tek Başına Savaşın Keyfini Çıkarın

Delta Force: Black Hawk Down, her ne kadar 2004 yılında piyasaya sürülen ve tarihe damgasını vurmuş bir oyun olsa da, günümüzde sinematik remake’i ile karşılaşmamız durumu aslında eskiyi nostaljik bir biçimde yeniden yaşama fırsatı sunuyor. Ama gelin görün ki, bu nostalji herkese hitap etmiyor. PC’de ücretsiz olarak oynanabilen bu oyun, yalnızca birkaç arkadaşıyla birlikte çatışmaların keyfini çıkarmak isteyenler için tasarlanmış gibi görünüyor. Tek başına savaşmaya hazır olan cesur oyuncular ise, büyük ihtimalle bir köşede mızmızlanırken, “Neden ben de bu oyunun keyfini çıkaramıyorum?” diye sızlanacaklar.

Team Jade, bu oyuncuları unutmamış. İşin içine 21. yüzyıl teknolojisinin girmesiyle birlikte, “Solo Mod” adında yenilikçi bir çözüm geliştiriyorlar. Yani, yalnız kahramanlar için yeni bir umut doğuyor diyebiliriz. Oyun tasarım direktörü Ricky Liao, bu zorlukların bilinçli olarak ayarlandığını belirtiyor. Geçmişte taktiksel düşünmenin önemini vurgulamak istemişler. “Biz sanmıyoruz ki futbol maçında kaleye tek başına geçip, topu tek başıma atarım” diyor adeta. Liao, “Eğer takım olarak hareket ederseniz, işler daha kolay olur. Tek başınıza girdiğinizde ise, elinize yüzünüze bulaşacak!” diyerek bu zorlukların üstesinden gelmenin bir takım oyunu gerektirdiğini anlatmaya çalışıyor.

• Solo Mod: Takım arkadaş furyasından sıkıldıysanız, işte size bireysel savaşçı ruhunuza hitap edecek bir yenilik. Bu mod sayesinde tekerlekler dünyasına teker teker girip, düşmanlara tek başınıza karşı koyabileceksiniz.
• Taktiksel Zorluk: Oyunun ana yapı taşlarından biri olan taktik düşünme, adeta “Düşünmeden hamle yapma, belki bir şeyler kesilir!” mottosunu taşıyor. Liao’ya göre, bu düşünme biçimi oyuncuları gerçek bir askeri operasyon havasına sokarak gerilimi artırıyor.
• Hikaye Zorluğu: Ne yazık ki, hikaye öyle kolay kolay bitirilmiyor. “Tek başına mızmızlanarak hikayeyi geçemezsiniz, bunu bilmelisiniz!” diyerek oyunculara sağlam bir uyarıda bulunmuş. Bahsettiği gerçekçilik açısından, Black Hawk Down yüksek tempolu bir savaş oyunu olmayacak; her anı düşünülerek harcanmış bir tasarımın ürünü. Gerçekten de, hatta diyebilirim ki, bu oyun, doğum gününde “Hediye mi?” diye sormaktan çok, “Ben mi?” demek üzerine kurulu.

Sonuç olarak, Black Hawk Down, yalnız kahramanları unutmayan bir yapıya bürünmeye çalışıyor ve aslında buna ciddi bir ihtiyaç var. Zira, bazen yalnız savaşçı olmak da fena bir fikir olmayabilir. Tabii ki hikaye akışı ve taktiksel gereklilikler, düşmanların biraz daha zor olması anlamına geliyor. Sonuç olarak, “Tek başına oynamak istiyorsanız, yanınıza bir silah alın ama cesaretinizi de unutmadan gelin!” diyen bir oyun ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda, puslu bir askeri operasyona gerçekten de hazırlanmış hissedeceksiniz. En azından oynamak bir yana, arkadaşınıza anlatmak için bir kahve içip, “Evet, işte tam şu noktada ben maceraya daldım” diyebilmek için.