Descent: Oyun Dünyasında Bir Hukuk Draması

Bir zamanlar, altı serbestlik derecesi (six-degrees-of-freedom) oyunları, oyuncuların kalplerinde taht kurmuştu. Düşünün, uzayda tam anlamıyla özgür bir şekilde hareket edebiliyordunuz; sağa, sola, yukarı, aşağı, ileri, geri… Hatta bazen o kadar özgürdünüz ki, kendinizi bir kaykay tahtasında uçarken buluyordunuz (evet, bu mümkündür!). Bu oyunların en ünlüsü ise, kuşkusuz ki, gençlerin saatlerini gömmek için büyük bir gerekçe bulduğu Descent’ti. Hani o oyun var ya, yeraltında mermilerin uçuştuğu, düşmanların peşinizi bırakmadığı, bazen de kendinizi kaybettiğiniz bir evren; işte orası!

Descendent Studios, 2015 yılında Descent’i yeniden hayata döndürmek için bir Kickstarter kampanyası başlattı. 600 bin doların üzerinde bir bağış toplamak, oldukça iyi bir başlangıç gibi görünüyordu. Ancak, işler pek de yolunda gitmedi. Geliştirici ve yayıncı arasında bir davalık durum ortaya çıktı. Yayıncı Little Orbit, Descendent’ı hedeflere ulaşamamak, kaliteyi tutturamamak ve sonuç olarak oyunun üzerinde çalışmayı durdurmakla suçladı. Descendent ise, “Hayır, hayır! Sorun bizde değil, Little Orbit bu işin içine daha fazla konsol portu ve teknik çalışma isteğiyle karıştı,” diyerek karşı dava açtı. İşte burada işler biraz karmaşıklaştı; her iki taraf da birbirine “Sen yaptın, hayır sen yaptın!” derken, mahkemenin kapısına kadar geldiler.

Mahkeme süreci devam ederken, bir de baktık ki Descent isminin hakları Interplay tarafından elden çıkarıldı. Hemen herkesin aklında beliren soru: “Peki, şimdi bu oyun Descent ismiyle nasıl anılacak?” Geliştirici ekip, “Eğer bir anlaşmaya varamazsak, oyunu ‘Ships That Fight Underground’ (Yeraltında Savaşan Gemiler) adıyla yayınlamak zorunda kalacağız,” dedi. Ah, bu isim değişikliği ne kadar da yaratıcı! STFU (Ships That Fight Underground) kısaltmasının herhalde bir tesadüf olduğunu düşünmek, biraz zor gibi görünüyor, değil mi?

Şimdi düşünün, mahkeme süreci bitene kadar bu ekip, Kickstarter sayfasını güncelleyerek oyunun son halini göstermeye çalışıyor. Videonun sonunda, çıkış tarihi olarak “mahkeme izin verdiğinde” yazıyor. Yani, eğer mahkeme bir gün “Tamam, bu oyunun piyasaya çıkmasına izin veriyorum,” derse, oyuncuların o efsanevi uzay kaosuna geri dönebilmesi mümkün olacak. O zamana kadar, oyuncular nostaljik anılarla yetinmek zorunda kalacaklar.

Sonuç olarak, Descent’in yeniden doğuşu, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir hukuk dramı haline geldi. Kim bilir, belki de ileride bir gün Descent ismi altında oynamak yerine, tüm oyuncular STFU demek zorunda kalacak. O zaman, bu oyunu oynarken, “Evet, ben de bu gemiyi kullanıyorum, ama STFU!” demek, oyuncular arasında yaygın hale gelebilir.

Oyun dünyasında, işlerin bu kadar karmaşık hale gelmesi, bir yandan komik, bir yandan da düşündürücü. Descent, belki de tüm bu olaylarla birlikte, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir kültürel fenomen haline geldi. O yüzden, eğer bir gün bu oyunu oynama şansınız olursa, unutmayın: Altı serbestlik derecesi, bazen altı dava derecesine dönüşebilir!