Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

3

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet’in Savaşı

Anu ve Tathamet'in savaşı, evrende yapılan en büyük kapışma! Kılıçlar, büyüler ve biraz da mizah ile bu efsaneler dünyasına dalın!

admin

6 saat önce

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet’in Savaşı

Bir varmış, bir yokmuş… Klasik hikayelerin başlangıcında olduğu gibi, Diablo evreninin de bir geçmişi varmış ki, bu geçmiş o kadar karmaşık ve ilginçtir ki, bazı tarihçiler akıllarını yitirecek kadar çok araştırma yapmışlar. Tıpkı bizlerin bir gün “Neden bu kadar çikolata yiyorum?” diye kendimize sorduğumuz gibi, bu tarihçiler de “Neden bu kadar Diablo oynuyoruz?” sorusunu sorarak kendilerini sorgulamışlar. Her bir savaş, her bir düşman, her bir kılıç darbesi, aslında daha derin anlamlar taşıyormuş. Ve bu derin anlamlar, okudukça insanı daha da büyülüyor, her gün yeni bir hikaye ortaya çıkıyormuş. Şimdi gelin, Anu ve Ejderha Tathamet’in ebedi savaşına dalalım, ama biraz eğlenceli bir bakış açısıyla!

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet'in Savaşı

Başlangıçta sadece boşluk vardı. Evet, doğru duydunuz; karanlık, aydınlık, hava, dünya… Hiçbiri yoktu, sadece bir inci varmış. Yani tam olarak “kral” bir inci! İşte bu inci içinde, akıl sır ermez kudretteki ruh Anu, rüya görüyormuş. Kendi kendine “Ben bu incinin içindeki en güzel varlığım, bunu herkes bilmeli!” diye düşünmüş olmalı. Parlak bir elmas gibi parlayan bedeniyle, her şeyin özeti gibiydi: iyi, kötü, aydınlık, karanlık… Anu, bu mükemmel ve pürüzsüz halini korumak için kötü kısımlarından arınmaya karar vermiş. Hemen sonra boşluğun derinliklerine doğru bir şeyler atmaya başlamış. Ancak bu, çok da iyi bir fikir olmamış. Çünkü dışarı atılan bu karanlık parçalar, öfke ve gururla birleşip korkunç bir yaratık halini almış; işte o yaratık, Ejderha Tathamet olmuş. Yedi başı olan bu ejderha, Anu’nun hayatını zindan hayatına çevirmek için her yerde dolaşıyormuş!

Bu ikili, birbirlerine denk iki büyüklük olarak sayısız ömür boyunca savaşlarını sürdürmüşler. Ama bir noktada, bu savaşın enerjisi tükenmeye başlamış. Birbirlerine indirdikleri son darbe ile, büyük bir ışık ve öfke patlaması yaşanmış ve ikisi de yok olmuş. Fakat bu yok oluş, aslında bizim bildiğimiz evrenin başlangıcını müjdeli bir şekilde getirmiş. O an, evrenin vahşi doğumu gerçekleşmiş ve Pandemonium adı verilen bir yer ortaya çıkmış. Kısacası, Anu ve Tathamet’in savaşı, bir nevi kozmik bir kargaşaya neden olmuş. Aman Tanrım! Koskoca bir inci, bir evrenin doğumuna neden olmuş. Bunu duyan Anu ve Tathamet, muhtemelen bu duruma gülmüşlerdir, çünkü savaş sırasında pek de mantıklı düşünemedikleri aşikar!

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet'in Savaşı

Yok olmuş olan Anu ve Tathamet, evrenin ilk taşlarını döşemişler. Anu’nun parıldayan omurgası, muazzam patlama ile karanlıkta dönerek yol almış ve zamanla Kristal Kemer haline gelmiş. Bu Kemer, Cennet’in temelini oluşturmuş. Cennet’teki melekler, Anu’nun omurgasından yayılan müzik eşliğinde Kemer’den yükselmeye başlamışlar. Yani düşünsene, Cennet’te bir parti var ve herkes dans ediyor! O sırada, derinlerdeyse, Tathamet’in kararmış kabuğundan Cehennem oluşmaya başlamış. Yani kısacası, Cennet’te eğlence, Cehennem’de ise kargaşa. Bu ikili, tam bir zıtlık gösteriyor. Cennet’in melekleri, bir yandan dans ederken, Cehennem’in Lordları sürekli birbirleriyle kapışıyorlar. Orası tam bir karmaşa yeri!

Cennet ve Cehennem, zamanla birbirine karşı üstünlük sağlamaya çalışırken, bazı melekler ve şeytanlar barışın yolunu aramaya başlamış. İşte tam bu sırada, Cennet’in en havalı Başmeleklerinden biri olan Inarius devreye giriyor. Inarius, “Yeter artık, bu savaş ne zaman bitecek?” diyerek, diğer melekleri ve şeytanları bir araya getiriyor. Ama burada bir sorun var: Diğer melekler pek de onun kadar mantıklı düşünmüyorlar! Inarius, bir yandan barış istemekte ama bir yandan da Konsey’in tepkisinden korktuğu için bu durumu gizli tutmak zorunda kalıyor. İşte burada işin komik kısmı başlıyor: Barış arayışı içindeki bir melek, gizli toplantılara katılıyor. Yani resmen bir gizli ajanda kurmuş!

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet'in Savaşı

Inarius’un toplantılarında, bir şeytan var ki, o da Lilith. Klasik aşk hikayeleri gibi, ikisi arasında bir çekim oluşuyor. “Bir melekle bir şeytanın aşkı mı olur?” dediğinizi duyar gibi oldum. Ama bu ikili, Ebedi Çatışma’dan sıkılmış ve “Hadi gel, birlikte bir dünya yaratalım!” demişler. Kısacası, bu ikili, Sanctuary adında bir yer yaratmaya karar vermiş. Ancak bu yer için, Pandemonium Kalesi’ne saldırarak Dünyataşı’nı çalmaları gerekiyormuş. İşte o an, tam bir komedi sahnesi yaşanmış: “Dünyataşı’nı çaldık, şimdi ne yapacağız?” diye düşünmüşler. Ama bu çalma işlemi başarılı olmuş, ve Sanctuary, istenmeyen gözlerden gizlenmiş. Böylece bu asi grup, yaşamaya başlıyor ve o sırada aşk da filizleniyor. Yani aslında, aşk her yerde!

Sonra, Nephalem adı verilen bir ırk doğmuş. Bu ırk, meleklerin ve şeytanların kanını taşıyormuş. Ama bu çocuklar, ebeveynlerinin hayal ettiklerinden çok daha güçlüymüş. Hemen herkes “Bu çocuklar çok tehlikeli!” demeye başlamış. Yani düşünün, bir nephalemin sinirlenmesi demek, tam bir kıyamet demek! Lilith, çocuklarının öldürülmesine göz yumamayacağını düşünerek, Inarius’un yandaşlarını ortadan kaldırmaya başlamış. Inarius, “Benim yandaşlarım ne oluyor?” diye haykırırken, Lilith’in ihanetine uğramış. Yani işin özü, bir aşk hikayesinin ortasında kıyamet kopmuş!

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet'in Savaşı

En sonunda, Inarius, Lilith’i yakalamış ama onu öldürmek yerine birlikte yarattıkları dünyadan sürgün etmeyi seçmiş. Yani aslında, “Sonuçta bir sürgün de aşkın bir parçasıdır!” demiş olabilir. Lilith, sürgün edildikten sonra, Dünyataşı’nın gizli olduğu Arreat Dağı’na gitmiş ve orada taşın gücünü bastırmaya çalışmış. Ama bu sırada, Nephalem ırkı sıradan insanlara dönüşmeye başlamış. Yani kısacası, bir aşk hikayesinin sonunda, her şey değişmiş. Koca bir evren, bir aşk üçgeninin ortasında şekillenirken, ortaya çıkan sonuçlar tam bir karmaşaya dönüşmüş.

Ve işte, bu olaylar günümüzde bile efsane olarak anlatılıyor. Kimi insanlar, “Anu ve Tathamet’in savaşı, aslında bizim aşk hikayemiz!” diyor. Kimi insanlar ise, “Bu hikaye, tam bir kargaşa!” diyerek gülüyor. Ama sonuç olarak, bu efsanevi savaşlar ve aşk hikayeleri, Diablo evreninin derinliklerinde gizli kalmaya devam ediyor. Ve belki de, bir gün, bir başka tarihçi daha çıkıp bu efsaneleri tekrar kaleme alacak ve biz de o hikayeleri gülerek okuyacağız!

Diablo Evreninin Efsaneleri: Anu ve Tathamet'in Savaşı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?