Diablo IV: Season of Blood ile Vampir Avcılığı Keyfi

Diablo IV, temeli sağlam bir oyun olarak karşımıza çıksa da ne yazık ki end-game ve ilk sezonu ile birçok oyuncunun beklentilerini karşılayamadı. Bu durumu etkileyen en büyük faktör ise, oyuncuların isyanına yol açan ve nerf sopasını aşırı sert sallayan yamalardır. Özellikle, 70. seviye sonrası oynanışın iyice sıkıcı bir hâl alması bu durumun en büyük göstergesiydi. Blizzard, Gamescom’da ikinci sezonun temasının vampir olacağını ve “vay be, müthiş olacak!” dediğinde, herkesin tepki gösterdiğini biliyoruz. “E tamam da, lafla olmuyor cânım!” dercesine temkinli bir yaklaşımla acele etmeden icraat görmeyi bekliyorduk. Ekim ayının başında gelen Season of Blood, önceki sıkıntılara rağmen aradığımız eğlenceyi sunmaya başladı.

Bu sezon, Sanctuary’de bir vampir istilasına karşı koymaya çalışırken kendimizi de ısırılmış bulmamızla başlıyor. Elimizde, damarlarımızdan hâlâ akan Lilith’in kanı’nın bu vampirik etkileri üzerimize tamamen çökmesini engellediği düşüncesiyle, vampir avcısı Erys’in peşine düşüyoruz. Hikaye hemen hemen sıradan ilerliyor; Lord Zir ile bir karşılaşmanın ardından, peşimize düşen vampirleri avlayarak ilerliyoruz. Ama sanki biraz daha ‘tatmin edici’ görevler ekleyebilirmişler gibi geldi. Tamam, bu bir sezon hikayesi ama biraz daha derinlik katmak serinlemek için pekala mümkünken neden edilmiyor? Neyse ki, asıl eğlenceli kısım etkinliklerde gizli.

Dört bir yanımızdan vampir avlarken, bu sezon, aslında Blood Harvest adında bir etkinlik sunuyor. Bu etkinlik kendisini Helltide misali bir yapıda gösteriyor ama sizi birkaç kısıtlama ile boğmuyor. Sezon boyunca bir bölge bir saat boyunca yeşil renge bürünüyor ve bu durumu herkes kullanabiliyor. Yani, “Bu kadar beklemeye ne gerek var?” diyerek hemen başka bir bölgeye geçme lüksüne sahipsiniz. Etkinlik sonunda topladığınız Blood Lure ve anahtarlar cebinize kalıyor. Eğer yeni bir karakter açarsanız, bu ortak havuz, yeni karakterinizi hızla geliştirmek adına müthiş bir avantaj sunuyor!

Yani elimizde çok sayıda sandık var. Bunları, mevcut etkinlik alanları boyunca açarak ödüller kazanıyoruz. Neyse ki, bu sandıkların hepsini açmayı hemen başaramazsanız da Blood Harvest sırasında eski eşyalarınızı kullanabilir, eski takımlarınızla yeni karakterlerinizi hızla güçlendirebilirsiniz. Peki ama, en önemli etkinliğin içinde ne var? Bir yere kadar Blood Lure’ları kullanarak daha güçlü düşmanlar çağırabiliyorsunuz. Ama esas patlayıcı nokta, 150 Blood Lure ile açılan büyük etkinlik. Blood Harvest sembolüyle işaretli noktada üç kaide var ve bunların her biri, dev etkinliğe erişmek için belirli bir Lure istiyor. Ama merak etmeyin; arkadaşlarınızla iş birliği yaparak bu etkinliği başlatabilir bir çeteye dönüşebilirsiniz.

Bu etkinliklerin kesilmesi, Destiny gibi süper bir deneyim yaşamanıza olanak sağlayacak. Vampir avlamak için canımıza tak eden düşmanlar dolayısıyla ek bir risk de getirecek. Bu yeni zehirden etkilenen düşmanlar, sizinle aynı sınıftan olacak. Necromancer, Sorcerer veya Barbar gibi sınıflardan seçtiğiniz düşmanlar, yaklaştıklarında şaşırtıcı bir şekilde hareket etme şekilleri ile sizi avlamak için geliyor. Baktınız ki bir grup vampir peşinize düştü, hemen onları avlayarak materyal sağlamanın tadını çıkarın! Hem o kadar düşmanı avlayarak yaşanabilecek kalabalıklara dair şaka yapmayı da unutmuyoruz, değil mi?

Etkinliklerin keyfi bir yana, Season of Blood, yeni vampir güçlerinin dahil edilmesine de kapıları açtı. Toplamda 22 yeni vampir gücü, herkesin ruhunu besleyecek temel yetenekler sunuyor. Her oyuncu beş tanesini aktif olarak kullanabilecek ve her birinin seviye atlayışı da KEYİFli bir o kadar hızlı şekilde yapılabilecek. Ve en önemli detay: Eğer daha önce kullandığınız güçlerin savaşta bir işe yaramadığını düşünüyorsanız, “Pact” öğelerini silmek için şişeler kullanarak yeni bir yol haritası belirleyebilirsiniz. Bunun anlamı, “Şu an yapmam gerekeni yapıyorum ama maaşım değişse de bu sorunu çözsem!” demek. Ellenize bir yürek ile yeni bir deneyim yaşamaya hazır mısınız?

Ve şimdi geldiğimiz noktada Season Pass durumu. İlk sezon, platin ödüllerinde sıkıntılıydı; bu sefer, azalış yerine bir artış görerek 666’dan 700 platin dolaylarında geziniyor. Bu çok büyük bir artış değil ama az da değil, en azından kullanışlılık açısından kapı açacak bir değişiklik. Ayrıca, bu sezon “bedava” ödüller seçilmiş, örneğin Town Portal efektlerini değiştirme gibi hediyelerle dolu. Yani ne diyorduk? Keyif almak için her zaman yeni kapılar açın!

Şu an, ilk sezonun kasvetli anlarından çok daha iyi bir döngüdeyiz. Sezon 2, yeni boss’lar ve etkinlikleri dolayısıyla ne kadar büyüleyici olabilir? Giderek daha akıcı bir oyun deneyimi ile karşı karşıyayız. Ve işte buradan yeni bir karaktere doğru yola çıktıkça, bağırmamıza gerek kalmadığı kadar fazla keyif alma şansına sahibiz!

Diablo IV’ün Steam’e gelişi ise bambaşka bir keyif sunuyor. Artık “Steam Deck verified” olarak geçiyorum, yani işimizi kolaylaştıran en önemli adımlardan birini atıyoruz. Steam Deck’teki performansa gelecek olursak, elden geçmeden önce zor aşamalar atlattığımız haliyle artık oyuncular daha stabil bir deneyim yaşıyorlar. Sakin anlarda 50 FPS’in üzerinde seyrederken, büyük kargaşa içinde 30’lara kadar inebildiği için ideal bir deneyim sunuyor. Ama keşke o “batarya sorunu” çıkmasa. Hani bir Helltide‘da arkadaşlarınızla “akşam yemeğinde” konuşmaya başlayacaksınız; o zaman batarya bitmemiş olursa bir sorun yok! Neyse ki aynı zamanda durdurmak ve oynamaya dönmek için sorunları aşmak çok daha kolay hale geliyor!