Doom serisine ne kadar uzun uzun methiyeler düzeceğimi düşünmüyorum. Sonuçta, hepimiz bu seri sayesinde “Doom” kelimesini duyduğumuzda kalbimizin hızlı hızlı atmaya başladığını biliyoruz, değil mi? Evet, belki de “Doom” dediğimizde aklımıza ilk olarak nükleer bilim değil ama cehennemden gelen iblisler geliyor. Hadi ama! Herkesin bir gün bu efsanevi serinin etkisi altında kaldığını en az bir kere kabul ettiğini biliyoruz. Şimdi ise serinin yeni üyesi Doom: The Dark Ages 15 Mayıs’ta aramıza katılıyor. Fragman da geldi. Yani bizlere yine kan kusturan iblisler, roketler, ve aşırı kan dökme sahneleri sunulacak. O fragmanı izledikten sonra, hemen yarın sırtımdaki çantayı toplayıp Orta Çağ’a gitmek istedim. Tamir etmek için gideceğim yer var mı bilmiyorum ama iblis avlamak için gerekli her şeyi toplamam gerektiği kesin!

Fragmana bir göz attığınızda, göreceksiniz ki oyun severleri Orta Çağ’ın karanlık sokaklarında iblis avına çıkaracak bu yeni soluğun, silahlarıyla, aksiyonuyla, ve tabii ki müzikleriyle yine kalbimizi fena halde çarptıracağına kesinlikle şüphe yok. Tam 2 dakikalık bir fragmanın içindeki enerji, kafeinli bir kahve içtiğinizde sizi havalara uçuracak düzeyde! Fragman sonrasında kendinizi “Bir daha fragman izlemeyeyim” demekten alıkoyamayacak kadar hevesli hissediyorsunuz. “Beni 3 gün daha bekletmeyin” diye bağırmak için çağırışlar yapıyorsunuz. İşte Doom: The Dark Ages’ın etkisi budur!

Hatta incelemelere de göz attığımızda, oyun hakkında çıkan yorumların muazzam bir beğeni ile karşılandığına tanıklık ediyoruz. Onur’un incelemesinde mütevazı bir 9 vermesi, hepimizin takvimlerimizi işaretleyip o günde konsol başında koltuk kapmaca oynamaya başlamamız için kafi! Yani, artık nihayet Doom Slayer’ımızı bir kez daha iş başında görmek için gün sayıyoruz. Düşünün, er geç o iblislerle karşı karşıya geleceğiz, ve bunu efsanevi bir şekilde yapacağız. Kahramanımız, neredeyse El Cid gibi bir kahraman olarak karşımıza çıkıp, ‘Merhaba ben Doom Slayer’ diyerek iblislerin kalpsiz ruhlarını avlamak üzere elinden geleni yapacak. Bu yüzden, herkes canını sıkmasın, çünkü Doom: The Dark Ages çok yakında kapımızda!

• Gelişmiş mekanikler: Yeni dövüş dinamikleri ve taktikler ile donatılarak, düşmanlarınızı parçalarken kendinizi “Bu benim için yarı zamanlı bir iş!” dedirtecek.
• Orta Çağ teması: Zamanında şövalyelerin kıyasıya savaştığı o karanlık devir, şimdi iblislerle dolu bir arenaya dönüyor!
• Sekiz yüzyılın müziği: Müzikler o kadar harika ki, dans etmek için iblisleri dans pistine çekmeyi bile düşünebilirsiniz!

Özetle, Doom: The Dark Ages yalnızca bir oyun değil; bu bir aile geleneği gibi, *ve ailemiz her daim cehennemi ziyaret ediyor* demek de pekala mümkün! Bu yüzden, 15 Mayıs’ı iple çekiyoruz. Belki de bir gün bu video oyununu oynarken, karşımıza çıkan iblislerden biri de “Beni neden dövüyorsun?” diye sorar. Biz de “Çünkü, sen cehennemin en kötü tarafındansın!” diyerek gülmekten yerlere yatabiliriz. Bekleyiş sona ermek üzere!