Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

14 dakika okunma süresi

5

Dune: Awakening İncelemesi – Arrakis’te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Dune: Awakening incelememizde, Arrakis'te hayatta kalmanın heyecanını keşfedin! Destanı ve mücadeleyi derinlemesine ele alıyoruz.

admin

2 saat önce

Dune: Awakening İncelemesi – Arrakis’te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Frank Herbert’in 1965’te yazdığı efsanevi bilim kurgu eseri Dune, oyun dünyasında ilk kez karşımıza çıkmıyor. Bilhassa 1992’deki Dune ve onu takip eden efsanevi Dune II, Gerçek Zamanlı Strateji türünde büyük bir etki bırakmış durumda. Dune II’nin Remake’i olarak değerlendirebileceğimiz Dune 2000, 1998’de piyasaya sürüldüğünde oyun ortamında dikkat çekti. 2001’de çıkan Emperor: Battle for Dune, yine GZS türünde farklı bir deneyim sunarken, 2001 yapımı Frank Herbert’s Dune oyunu beklentilerin çok gerisinde kalmıştı. Yakın zamanda piyasaya sürülen (2022) Dune: Spice Wars gibi bazı başarılı yapımlar bu Dune evreninin potansiyelini gösterse de, henüz kitleleri etkileyen gerçekten çarpıcı bir oyun çıkmamıştı. İşte bu boşluğu doldurmak için tasarlanan Dune: Awakening, yalnızca hayatta kalma odaklı bir MMO deneyimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi Arrakis’in kaderini belirleyecek olayların tam ortasına yerleştiriyor. Bu deneyimde sıradan bir karakter değil, bu evrenin geleceğini şekillendirebilecek bir ajanın rolünü üstleniyoruz. Ben bu konsepti gerçekten çok sevdim!

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Dune: Awakening, Dune’un kendi hikâye evreninin alternatifi olarak kurgulanmış bir dünya sunuyor. Bu dünyada Paul Atreides hiç doğmamış ve Arrakis gezegeni Harkonnen ile Atreides hanedanlıklarının mücadelesine sahne oluyor. Funcom’un bu alternatif evren yaratma yaklaşımı, bence oldukça zeki bir hamle; bu sayede oyun, orijinal hikâye ile eleştirilerden ustaca ayrılmış. Oyunda, Bene Gesserit ajanı olarak gizemli bir görevle Arrakis’e gönderiliyoruz. Görevimiz, Fremenlerin nerede olduğunu bulmak. Ancak sadece bu gizemin çözülmesi önemli değil; Arrakis’te hayatta kalmak da kritik bir öneme sahip. Oyunun başlangıcında çölde yaralı bir şekilde uyanıyor, sıcağın etkisiyle ilk nefesimizi alıyoruz ve su, sığınak gibi temel ihtiyaçların bile lüks sayıldığı bir dünyaya adım atıyoruz. Bu sadece bir oyun veya görev değil; bu bir hayatta kalma savaşına dönüşüyor. Asıl önemlisi, bu mücadele neredeyse hata affetmeyen bir evrende geçiyor; bu çöl topraklarında zayıflara ve umutsuzlara yer yok!

Nefes kesen bir tablo: Arrakis atmosferi

İlk dakikalarda gözlerimizi açtığımızda çevremizdeki atmosfer hemen üzerimize çöküyor. Rüzgârın sesi, güneşin kavurucu sıcaklığı, kumların altında hareket eden dev varlıkların (acaba onlar ne?) yarattığı titreşim, baharatın cazibesi, tepemizde dönen ihtişamlı devriye gemileri… Her şey tam yerinde. O kadar etkileyici bir görsel atmosfer var ki, bazen görevleri unuturak sadece manzarayı izlerken kendimi buldum. Funcom, dünya yaratımı ve çevresel tasarım konusunda olağanüstü bir iş çıkarmış; belki de bugüne kadar gördüğüm en iyi Arrakis’i bizlere sunmuş. Hatta, atmosfer açısından Denis Villeneuve’ün Dune filmlerinden bile iyi olduğunu düşündüğüm anlar oldu. Bu konuda ne kadar etkilendiğimi aktarıp aktaramadığımı bilmiyorum.

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Arrakis, canlı bir dünya olarak karşımıza çıkıyor. Sabit veya durağan değil; kum fırtınaları sürekli yönümüzü değiştirebilirken, gece gerçekleşen mücadelelerin sıcaklığı gündüz güneşinden daha tehlikeli hale gelebiliyor. Harita geniş ama asla boş değil; her köşede bir tehlike ya da fırsat var. Ancak o fırsatları sadece cesaret gösterenler ve risk alanlar kazanabiliyor. Bunun yanı sıra, Arrakis’in tehlikeleri yalnızca düşman oyuncular ya da zorlu hava koşullarıyla sınırlı değil. Çölün en büyük tehdidi dev solucanlar, oyuna alışılmadık bir heyecan ve gerginlik getiriyor. Özellikle geniş açık alanlarda bu solucanlarla karşılaşma riskimiz, sürekli tetikte olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bir keresinde bir solucandan kaçarken iki kayalık arasında güvende olduğumu düşündüm ama aniden kumun altından yukarı fırlayıp bana çarptı. O an yaşadığım heyecan, unutulmaz bir oyun deneyiminin parçası oldu. Bu tür anlar, oyunun sunduğu tehlike ve hayatta kalma hissini gerçekten eşsiz kılıyor. Ancak, oyunda ilerledikçe ve daha cesur adımlar attıkça bu his doğal olarak zayıflamaya başlıyor.

Conan’dan Dune’a…

Dune: Awakening, yapımcı Funcom’un önceki DVO hayatta kalma oyunu Conan Exiles ile pek çok benzerlik taşıyor. Her iki oyun da açık dünya, temel ihtiyaçlar yönetimi ve üretim sistemleri üzerine kurgulanmış olsa da, Dune: Awakening bunu daha derin ve sofistike bir şekilde sunmayı başarmış. Conan Exiles’ta ön planda olan ham güç ve doğrudan çatışma, Dune’da stratejiye, sabra ve Arrakis’in sunduğu dinamiklere dönüşüyor. Özellikle çöl atmosferi ve solucan tehdidi gibi unsurlar, Dune’un çok daha yoğun ve sinematik bir deneyim sunmasına olanak tanımış. Funcom’un bu gelişimi sergilemesi gerçekten takdire değer.

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Öte yandan ilginç bir şekilde, Dune: Awakening oynarken aklım sürekli World of Warcraft’ın eski dönemine gidiyor. Azeroth’ta geçirilen ilk zamanlardaki keşif hissi, Arrakis’te de etkileyici bir biçimde yaşanıyor. Haritanın nereye gittiği, hangi yaratığın ne kadar tehdit oluşturduğu veya hangi görev bağıntısının nereye ulaşacağı gibi belirsizlikler, beni o meraklı ve heyecanlı günlere geri götürüyor. Bu keşif duygusu ve organik öğrenme süreci, nostaljik bir tat sağlıyor ve oyuna dalmamda büyük bir etken oluyor.

Kaderimizi şekillendiren ilk adımlar: Ana gezegen ve Akıl Hocası seçimi

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Karakter yaratım ekranında görünümümüzü seçtikten sonra ana gezegenimizi belirlememiz gerekiyor. Ana gezegen seçeneklerimiz arasında Giedi Prime (Harkonnen’lerin evidir), Chusuk (imparatorluğun kültür merkezi), Caladan (Atreides’lerin doğduğu gezegen), Kaitain (Corrino Hanedanlığı’nın merkezi) ve Ix (Ixlilerin yaşadığı donmuş gezegen) bulunuyor. Bu seçimin ardından hiyerarşimizdeki yerimizi belirlememiz gerekiyor; eğitimli bir vatandaş mı (mükellef), soylu bir birey mi (na-familia), yoksa köle mi (payon)? Ancak, tüm bu seçimler ne yazık ki karakter yaratım aşamasında sadece estetik ve rol yapma açısından öne çıkıyor. Ana yurt ve kast seçimi, kişisel aidiyet ve tematik atmosfer yaratma konusunda önemli olsa da mekanik düzeyde bir avantaj sağlamıyor. Belki ilerleyen güncellemelerde bu seçimlerle ilgili iyileştirmeler yapılabilir.

Dune: Awakening, DVO’daki sabit sınıf veya ırk seçimi yerine daha esnek ve kişisel bir karakter gelişim yolu sunuyor. Bu sistemin temelini akıl hocası seçimi oluşturuyor. Oyuna başladığımızda yaptığımız bu seçim, başlangıç yeteneklerimizi ve oynanış tarzımızı belirliyor. Seçebileceğimiz dört ana akıl hocası yolu şunlardır:

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

  • Asker: Menzilli saldırı ve hareketlilik üzerine odaklanan bir yönelim sunuyor.
  • Mentat: Stratejik düşünme ve kean analiz becerileriyle bilinen bir sınıf.
  • Bene Gesserit Müridi: Fiziksel ve zihinsel disiplin üzerine kurulu ve “ses” gibi özel yeteneklerle manipülasyona odaklanan bir oynanış sunuyor.
  • Kılıç Ustası: Hızlı yakın dövüş yeteneği ve çeviklik gibi unsurlar arayanlar için ideal.

Ayrıca belirtmeden geçmemek gerek; akıl hocası seçimi başlangıçta bize bir yön çiziyor ama oyun ilerledikçe diğer akıl hocalarının becerilerine de erişebiliyoruz. Örneğin oyunun başında erişimimiz kapalı olan Gezegenbilimci akıl hocası, bir süre sonra kendi yetenek ağacıyla ulaşılabilir hale geliyor. Bu durum, hibrit sınıflar oluşturmaya ve oynanış tarzımızı istediğimiz gibi değiştirmemize olanak tanıyor. Böylece oyunda belirli bir role sıkışmadan, gelişen stratejilere ve farklı teçhizatlardaki değişikliklere göre karakterler oluşturabiliyoruz. Bu yapı, sadece Arrakis’teki maceramızda rol yapma özgürlüğünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda DVO türünün aşina olduğumuz sınırlamalarını aşmamıza da yardımcı oluyor.

Hayatta kalma, inşa ve üretim döngüsü

Dune: Awakening, hayatta kalma, inşa ve üretim mekaniklerini DVO sistemiyle başarılı bir biçimde birleştirmiş. Su yönetimi, enerji kaynakları ve sıcaklık dengesi gibi unsurlar, oynanış döngüsüne anlamlı bir katman ekliyor. İmalat ve inşa sistemi oldukça detaylı ve eğlenceli; binalardan silahlara, araçlardan kıyafetlere kadar her şeyle meşgul olmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Özellikle oyunda ilerledikçe açılan yeni cihazlar ve imalat hatlarıyla akla hayale gelmeyecek üsler kurabilir ve içlerini kişisel isteğinize göre şekillendirebilir, rol yapma deneyiminizi geliştirebilirsiniz. İnternette, insanların yarattığı muhteşem üsler hakkında çok sayıda yaratıcı örnek bulabilirsiniz.

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Savaş sistemi ve Endgame içerik

Olumlu yönlerini sıraladıktan sonra, yapımın eksiklerine de değinmem gerekiyor. Bütün bu güzel yanlara rağmen, Funcom’un çatışma mekanikleri ve animasyonlarının yetersiz olduğunu söylemek durumundayım. Uzak mesafede gerçekleştirilen çatışmalar genellikle akıcı ve tatmin edici oluyor; ancak yakın dövüşteki vurma hissiyatı çoğu zaman tatmin edici değil. Oyunun yeni çıkmış olması ve Funcom’un üzerine çalışmaya devam ettiğini düşünürsek, bu konuda ilerleyen günlerde iyileştirmeler yapılacağına inanıyorum. Ancak mevcut haliyle yakın dövüş mekanikleri, yaratılan bu büyüleyici atmosfere darbe vuruyor.

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Diğer bir sorun ise oyunun Endgame içeriğinin büyük ölçüde PvP odaklı olması. O aşamaya gelene kadar, Dune: Awakening bizlere eşsiz bir macera sunuyor. Fakat sonrasında işler oldukça karmaşık hale geliyor. Ornitopter ile ulaşılabilen Deep Desert bölgesi, PvP savaşlarının kalbini oluşturuyor. Daha üst seviye teçhizat almak isteyenlerin tek yolu bu bölgeye gitmek ama bu durum büyük bir risk içeriyor. Grup halinde gelen lonca üyeleri, saniyeler içinde sizi etkisiz hale getirebiliyor ve risk/ödül dengesi büyük ölçüde bozulmuş oluyor. Solo oyuncular için oyunun o bölümde sona erdiği yönünde birçok yorum internette mevcut. PvE severler içinse henüz derinlemesine bir Endgame içeriği mevcut değil. Funcom’un yol haritasında PvE ağırlıklı yeniliklerin yaklaştığını belirtiyor ama bu içeriklerin tatmin edici olup olmayacağını zaman gösterecek. Oyun yeni olmasına rağmen, tüm içeriği tamamlayıp “Eee şimdi ne yapacağım?” diye düşünenlerin sayısı pek az değil. Görülen o ki, oyuna karşı ilgi beklenenden fazla ve Funcom biraz hazırlıksız yakalanmış. Öte yandan, Funcom’un resmi açıklamalarına göre, gelecek güncellemeler şunları içeriyor:

  • Deep Desert’a PvE’ye özel güvenli keşif alanları (çok sevindirici bir haber!)
  • Haftalık kum fırtınalarıyla haritanın dinamik biçimde şekillenmesi (Deep Desert için zaten uygulanmakta)
  • Yeni silah türleri ve teçhizatlar
  • Yeni özelleştirilebilir üretim cihazları ve görsel seçenekler
  • Aql Tapınakları görev zincirleri ve karakter gelişimi yollarının genişletilmesi
  • Son olarak, planlanan sezonluk içerikler de mevcut: Wildlife of Arrakis (çıktı), Lost Harvest (Sonbahar 2025), Raiders of the Broken Lands (2026 başı), The Water Wars (2026 ilkbahar).

Bu saydıklarımız güzel fakat PS5 ve Xbox Series X/S sürümleri için çıkış tarihi hâlâ belirsiz. (2026 civarı beklentiler var)

Tam bu noktada Funcom’a bir konuda daha hakkını vermek istemiyorum; oyunun atmosferi kadar geliştirici ekibin oyuncularla sağladığı iletişim de takdir edilesi. Özellikle Reddit gibi platformlarda sürekli diyalog halindeler ve gelen geri bildirimlere önem verdiklerini belirtiyorlar. Bu durum, Dune: Awakening’in uzun vadede güçlü bir oyuncu kitlesi ile ayakta kalabileceğine dair önemli bir güven oluşturuyor.

Dune: Awakening İncelemesi - Arrakis'te Hayatta Kalmanın Heyecanı

Çölde Sosyal Etkileşim ve DVO öğeleri aramak üzerine

Dune: Awakening, bir DVO oyunu olduğunu söylediyse de, çok oyunculu kısmının sadece PvP ile sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulamak isterim. Sosyal sistemler, tıpkı Arrakis’in doğası gibi büyük bir potansiyele sahip, ancak daha fazla ilgiye ihtiyaç duyuyor. Oyunda genel sohbet mevcut ama Arrakis’in sessizliği bu kanala da sinmiş durumda. Sohbet etmek isteyenler için uygun bir ortam mevcut ama şu an için sosyal etkileşimler biraz “eğer lonca varsa var, yoksa solo takıl” şekline dönüşmüş. Anlayacağınız, lonca kurmak ve bu çatı altında üsler inşa etmek, kaynak paylaşmak veya bölge kontrolü için birlikte hareket etmek mümkün, fakat bu etkileşim hâlâ biraz, ne desem… çorak kalıyor. Oyunda bir Müzayede Evi de bulunuyor fakat onu yok saymak daha mantıklı.

Dune: Awakening’de, DVO’larda sıkça karşılaşılan klasik günlük ve haftalık görevler mevcut ancak kendinizi kaptırabileceğiniz kadar etkileyici değiller. Görev çeşitliliği, bu ölçekte bir yapım için oldukça kısıtlı ve görevlerin sunumu genel olarak “Şunu topla, bunu yap, sonra yine topla” tarzında kalmış. Daha önce de belirttiğim gibi, Endgame’e kadar geçen süreçte ilerleme hissi tatmin edici olsa da, o bağlayıcı DVO döngüsü şu an itibarıyla tam anlamıyla oturmuş görünmüyor.

Oyunda dinleyebileceğiniz radyo kanalları da mevcut. Sayıları ve içerikleri hâlâ bir GTA seviyesine ulaşamasa da, atmosfer açısından önemli bir artı sağladığı su götürmez bir gerçek. Bu detayı kayıt altına almayı da unutmuyorum.

Teknik aksaklıklar, hatalar ve tuhaflıklar galerisi

Oyun sırasında, beklemediğiniz yerlerde bir bataklığa saplanmanız mümkün. Kontrol hissiyatı genel olarak iyi olsa da, animasyonlar zaman zaman garip ve uyumsuz olabiliyor; özellikle yakın dövüşlerde bu durum söz konusu. Oyunda zaman zaman karşılaşılan hatalar ve optimizasyon problemleri, atmosferin büyüsünü kısa süreliğine de olsa gölgeleyebiliyor. Sekmeler arası geçişlerde yaşanan donma sorunları, tuhaf arayüz hataları ve menülerdeki hantallık da cabası. “Erken erişimli” eleştirilerinde haklı yönler bulunmakta. Bu noktada, oyuncuların ölmesi ve tüm envanterlerini kaybetmeleri durumları internet ortamında sıkça karşımıza çıkıyor. Ama sonuçta… Burada Arrakis var; burada hiçbir şey kolay olmamalı!

Çölde hava gibi bir oyun…

Sonuç olarak, Dune: Awakening, DVO dünyasına alışılmışın dışında bir evren ve yapı kazandırmayı başarmış. Arrakis’in sert doğası, etkileyici görselliği ve detaylı hayatta kalma sistemleri birleşince son derece etkileyici bir deneyim sunmuş. Yakın dövüş mekanizması hissiyatsız olsa da, Endgame’deki PvP ve PvE içerikleri henüz istenilen derinliğe sahip değil. Ancak, gelişime açık yapısı ve Funcom’un aktif içerik planlamasıyla uzun ömürlü bir yapı olmaya aday. Dune hayranı olsun olmasın, türün tutkunlarının kesinlikle denemesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum. Ben göz attım ve Arrakis kumlarında kayboldum. Beni bulan birisi biraz su verirse sevinirim, çok susadım… Ama o suya önce bir filtre takmayı unutmayın; belki de baharat bulaşmış olabilir!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?