Eğlence sektörünün en delikanlı yüzü olan Electronic Entertainment Expo, yani bilinen adıyla E3, artık tarihe karıştı. Zaten son yıllarda “Bu yıl E3 yapılmayacak” haberleri dışında E3 ile ilgili konuşacak pek bir şey kalmamıştı. Pandemi döneminin getirdiği kısıtlamalarla birlikte, E3 dijital platformda varlık göstermeye çalıştı, ama eski ihtişamından eser yoktu. Yani bir anlamda, E3, ne bileyim, bir zamanlar parlayan yıldız iken şimdi bir kayan yıldız gibi kayıp gitti! Düşünsenize, yıllarca sabahlara kadar ekran başında oturup “Neyse, bu akşam E3’te yeni oyun duyurusu var” demenin mutluluğunu yaşadık. Geçmişte, E3 sadece bir fuar değil, adeta bir kültürdü.
E3, oyun dünyasının kalbinin attığı yerdi. Burada, takip ettiğimiz oyun stüdyolarının en yeni projelerini görmek için günlerce bekleyip, gecelerce uykusuz kalırdık. Belki bir gün o muhteşem fuara fiziksel olarak katılabilme hayalini kuruyorduk. Gözlerimiz parlıyordu, içimiz kıpır kıpırdı. Ama şimdi bu hayal ne yazık ki gökyüzünde kaybolmuş bir yıldız gibi. Geçmişteki E3 muhabbetleri, çoğumuzun çocukluğunun anekdotlarıydı, şimdi ise sanki birer nostaljik hüzün parçası haline geldi. Bu yüksek enerjili etkinlik, E3’ün yüzü suyu hürmetine, doludizgin bir sevgi ve merakla beklenen, büyük oyun duyurularının hayat bulduğu bir mekândı.
Bütün bu iptallerin ardından, E3’ten geriye sadece anılar kaldı. E3 2022’nin dijital formatının çok geçmeden iptal edilmesi, ardından 2023’ün de aynı kaderi paylaşması, açıkçası hepimizi üzmüştü. Hatta 2024 ve 2025 için planlar yapılmadığı, Los Angeles City Tourism Board’un yayınladığı “planlanan fuarlar” tablosunda görmek bir hayal kırıklığıydı. Kısacası, E3’ün tarihe karışması, birçok oyun severin aklında bir yankı gibi çınlıyor. Geçtiğimiz günlerde E3’ün resmi Twitter hesabından yapılan açıklama ile her şey resmiyet kazandı: “E3 ile geçen, her biri bir diğerinden daha büyük yirmiyi aşkın yılın ardından, veda zamanı geldi. Güzel anılar için teşekkürler.” İyi de bu ne demek şimdi? Hangi anılar? Ne yapacağız biz şimdi? Kendi aramızda “E3’te bu sene ne olurdu?” mu diye muhabbet mi edeceğiz?
Şunu unutmamak lazım ki E3, sadece bir etkinlik değildi; aynı zamanda bir gelenekti. E3’e katılmak, oyun stüdyoları için büyük bir prestij kaynağıydı. Onlarcasını izlemek için sıraya girdiğimiz sunumlardan tutun da, yıldız oyun geliştiricilerle selfie çekme hayaline kadar, E3 bizim için birçok şey ifade ediyordu. Şimdi o kalabalık salonların yerinde bir sessizlik var. Haziran ayı, E3’ün yokluğunda artık Geoff Keighley’in Summer Games Fest’i gibi başka bir etkinliğe teslim edildi. Hayırlısı olsun! Ama hepimizi derin bir melankoli sardığı kesin.
Sonuç olarak, geçmişteki E3 heyecanı ve buluşmaları, belki de oyun dünyasında hepimiz için birer hatıra olarak kalacak. Elimizde kalan, E3 anılarının sıcaklığı. Kim bilir, belki ileride başka bir etkinlik, E3 gibi bizlere yönelik bir ruh yaratır. Ama o eski günler yok artık; ne o kalabalık salonlar ne de sabaha kadar beklenen o heyecan verici duyurular. Bence yeni bir E3 hayal etmekten vazgeçmeyelim! Sonuçta oyun severlerin hayalleri, tıpkı sanal dünyalar gibi sonsuzdur!
