Kutsal Engizisyon’un emriyle, Calixis Sektörü’nde başınıza gelecek en tehlikeli göreve atandınız.Tabii burada “tehlikeli” kelimesi hafif kalıyor. Belki de “Hayatınız boyunca yapacağınız en deli cesaret gerektiren iş” demeliyiz. Kutsal Altın Taht’ın mümessili olacaksınız; yani, İmparator’un ışığından sapma cüreti gösterenlerin başına ödül koyacaksınız. Hani, bazen iş yerinde patron sizi izlerken gibi hissedersiniz ya, işte burada aynı şeyin daha radikal bir versiyonuyla karşı karşıyasınız. Vazifenize sadık kalmalısınız, yoksa tüm bu imparatorluk işleri gözünüzde büyüyüp sizi kapkaranlık bir kuyunun dibine itebilir!
Oyun, Warhammer 40,000: Dark Heresy, her köşesinde bir tehlike barındıran gizem dolu bir evrende geçiyor. Ne yazık ki, bu evrende “gizli ajan” dediğimiz insanlar genelde plajda şezlongda uzanabilenler değil; aksine sürekli bir yerlerde sinsice kıpırdanan, “aha işte orada” dediğiniz o tren kazası gibi olan Engizisyoncular. Bir Engizisyoncu’nun görevi sadece kılıcını kuşanmak değil, aynı zamanda ruhunu da cesaretle kuşanmak. Koltuğunuzdaki yerden kalkmadan büyük kararlar almak zorundasınız. “İmparator’un ışığından sapmayı çözümleyip onlara kılıç mı çekeceksiniz yoksa patronun yolladığı yeni raporları doğru kullanıp modern bir dostluk kurmayı mı seçeceksiniz?” Aaaa şu karar almak düşünen kafalara neler açar, şimdi bile kafanıza şimşekler çarpıyordur.
Warhammer 40,000 evreninde, her şey İmparator’un canını sıkmadan yola devam etmek üzere tasarlanmış gibi görünüyor ama işin iç yüzü, sirke gibi ekşi. Bir düşünsenize, Engizisyoncular, İmparatorluk’un gölgelerinde faaliyet gösteriyorlar ve bu durum, çoğu kişi için “en kötü kabus” senaryosudur. Çünkü bu noktada onlara güvenen sayısı, okyanusta kaybolan bir damla kadar az; onlardan korkanlar ise acaba kaç tane? Bütün bu karmaşanın ortasında, bir Engizisyoncu olarak görev almak gerçekten de büyük bir sorumluluk. Her an bir komployla karşılaşabilir ve bu sırada havaalanındaki en derin bilet kuyruğunda kaybolmuş gibi hissedebilirsiniz.
Aynı zamanda oyun, sayısız varyasyona sahip derin tepkisellik sunarak sizlere bir Engizisyoncu olarak, insanlığın ruhu için verilen savaşta en çılgın kararları almanızı sağlıyor. Hani bazen bir yudum su içseniz bile “Abla, bu bardağı yıka!” diyen bir göz var ya, işte aynı o göz burada da sizi sürekli izliyor olacak. Hayatın hızlı geçmediği, sürükleyici bir deneyim bulabileceğiniz bu evrende, yalnızca korkularınıza değil, aynı zamanda rakiplerinize de göz atmalısınız.
Eğer “Uçsuz bucaksız bir dehşetle savaşmak için gereken cesareti toplayabiliyor muyum?” diye merak ediyorsanız, muhtemelen sorunun cevabı evet! İle birlikte gelin, İmparator’un gazabını tadacağınız bu macerada, pişman olmayacağınızın garantisini veriyoruz. Tabii, çok uzaklara gitmeden. Yanınızda bir dostunuzu almayı unutmayın, zira bazen tek başına savaşmak en tüyler ürpertici anekdotları başarıyla kapamanıza neden olabilir.
Bir sonraki mücadelenizi planlarken, kimin dostunuz, kimin düşmanınız olduğunu asla unutmamalısınız. Oynanabilir dünyasında gizemleri çözmek, komploları gün yüzüne çıkarmak ve bu süreçte İmparator’un tutucu buyruğuna sadık kalmak ya da radikal bir yaklaşım benimsemek tamamen sizin elinizde. Elbette ki seçim yaparken yanınıza bir fincan çay alın, çünkü kim bilir, belki de bu yer altı keşifleri sırasında çay içmenin de bir anlamı vardır. Unutmayın ki tek tek kararlar alırken, gülümsemek ve biraz da olsa gülmek, asla yıkılmadan yol almaya yardımcı olacaktır!
