Fantastic Four ve Superman: Nostalji ile Yenilik Arasında
Kareler arasında süper kahraman buluşmaları! Fantastic Four ve Superman, nostalji ve yeniliği nasıl harmanlıyor? Super kaçırmayın!
2 saat önce
Bu yıl sinema dünyası adeta bir süper kahraman festivali gibi. DC, Superman ile bizleri beyaz perdeye geri getirirken, Marvel da Stan Lee ve Jack Kirby’nin rönesansta doğan göz bebeği, Fantastic Four’u evrenine entegre etme hevesinde. Ama gelin görün ki, günümüzde Fantastic Four, tıpkı kahverengi bir kargo pantolonunun modasının geçmesi gibi, bazıları tarafından demode olarak nitelendirilmekte. Superman’in imajı, Zack Snyder’ın filmleri ile epey bir zedelenmişken, Fantastic Four’un geçmişi de 20th Century Fox’un fiyaskoları sayesinde aynı akıbete uğramış durumda. İkisinin aynı ay içinde vizyona girmesi ise bir tesadüf mü, yoksa kıskanclık durumu mu, orası muamma. Bir tespitte bulunacak olursak, diğer süper kahraman filmlerinin arasında kaybolan bu ikili, bir dönem sinema salonlarını dolduran ilgi çekici karakterlerdi.
Fantastic Four’un son dönemlerdeki pek popüler olmaması bir noktadan sonra saçmalık düzeyine ulaşıyor. Oysa ki bu ekip, Captain America’dan çok daha önce kurulmuş ve Marvel’ın temel taşlarını oluşturmuş bir grup. Yani nostaljisi de, kıymeti de oldukça fazla. Fakat Disney’in 20th Century Fox’u satın almasıyla FF’nin hikâyesi bir süreliğine rafa kaldırılmış gibi görünüyor. Bakalım Kevin Feige ve ekibi, nostaljiyi yenilikçi bir konseptle harmanlayarak eski günleri hatırlatabilecekler mi? Ya da Fantastic Four’un Origin hikayesini en sonunda dinleyeceğiz mi? Kafalarda çok soru var. Film, Fantastic Four’un yeteneklerini kazanmalarının üzerinden dört yıl geçtiğinde başlayacak ki bu, süper kahraman camiasında hayli kıdemli bir durum.
Şimdi gelelim işin komik kısmına. Herkes filmde kadın Silver Surfer gördüğünde bir panik haline girdi fakat dikkat! Bu, sevdiceği Shalla-Bal’ın bir Silver Surfer olarak ortaya çıkması demek. Hemen herkesin popüler karakterlerden beklentisi var, ama Marvel, hepsini değiştirmeyi çok seviyor gibi. Ayrıca, Sue Storm’un hamileliği ve beklenen bebek yani Franklin Richards, çizgi roman hayranlarının içindeki heyecanı kabartmak için oldukça iyi bir detay. Filmin fragmanları, “Yok böyle bir dünya, neler oluyor?” dedirtse de, Fantastic Four’un MCU’ya entegre edilmesi, izleyicinin kafasında birçok soru işareti oluşturuyor. Mesela, bu ekip Galactus’a karşı nasıl bir performans sergileyecek? Artık herkes, o efsanevi evrenin, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalışını merak ediyor.
Bir zamanlar Marvel fragmanları, filmin özünü tümüyle ele verirken, şimdi öyle bir durum söz konusu değil.
Ama bende bir heyecan var. Bu film, bizlere eski Marvel günlerinin tadını getirebilir. Her ne kadar son dönem Marvel filmleri az çok “süperhero ucuza geldi” mini gösterilere dönüşse de, umarım Fantastic Four bu kalıptan sıyrılabilir. Hatta ben kesin bir beklentiyle: “Fragmanlar bizi yanıltmaktan ne zaman vazgeçecek?” diyorum. Marvel evreni için çok geç kalmış olabiliriz, ama hâlâ umut var!
İşin içinde bir de Dr. Doom var. Eğer Reed Richards, farklı bir evrende bazı şeyleri çığırından çıkarırsa, bu gerçekten ilginç olur. Her ne kadar filmin senaryosunun detaylarını bilmiyor olsak da, “Multiverse” konusunun nasıl işleneceği ve hangi yollara başvurulacağı, merak uyandıran noktalardan biri. Dr. Doom ile Reed arasında geçen çatışma, izleyiciyi tatmin edecek mi? Bunun yanında, filmin sonunda “Bunu beklemiyorduk!” dedirtecek sürprizler olacak mı? Herkesin kafasındaki soruların yanıtları bu film ile netleşecek.
Sonuçta, korkarım ki Marvel Studios’un son zamanlardaki başarısızlıkları bu filmde de kendini gösterebilir. Ancak, çok fazla umudu da kaybetmemeliyiz. Ne de olsa bu, nostaljinin ve eğlencenin yeniden gündeme geleceği bir fırsat olabilir. Ve en kötüsü, izleyip ikimizin de zarar göreceği bir film çıkarsa?! Ah, işte o zaman ne kadar eğleniriz bilemezsiniz!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?