Aksiyon Rol Yapma Oyunları (RYO) arasında Türk oyuncularının gönlünde taht kurmuş olan FATE, 2005 yılında piyasaya sürüldüğünde adeta bir efsane oluşturmuştu. Düşünün ki, dönemin en saygın oyun dergisi PC Magazine, FATE’i yılın rol yapma oyunu ödülüne aday gösterince herkesin gözünde elmas gibi parlamıştı. Ama tabii ki o yıllarda, “ikincilik” de bir başarıydı, hakikaten kabarık bir ego için yeter de artar bile! Oyun, sadece kendisiyle değil, pek çok follow-up oyunuyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Hani böyle bir şey vardır ya, birinin ismini duyduğunuzda “Evet, ben onu biliyorum!” demek için can atarsınız, işte FATE de öyle bir oyundu. Öne çıkan başarısıyla, Torchlight ve benzeri aksiyon RPG türünün geleceği için bir nevi tohum atmıştı.

Bu mucizevi oyun, zamanın ilerisinde bir deneyim sunmuştu. Her ne kadar başlangıçta şirin bir kasaba olan Grove’ta yollarımıza düşsek de, bizi bekleyen baş döndürücü zindanlar ve canavarlara karşı kendimizi hazırlamak zorundaydık. FATE o kadar kendine özel bir yapıya sahipti ki, bir süre sonra kendinizi zindanların labirentinde kaybolmuş gibi hissederken, “Ben burada ne yapıyorum?” demeye başladığınız anlar yaşamak kaçınılmaz oluyordu. Tüm bu çılgın macera sürerken, bazen uyuyakaldığınızı düşünseniz de, birden sarı saçlı bir goblin’in benimle aynı odada ne aradığını sorgulamaya başlayabiliyordunuz.

Şimdi, FATE’in remaster versiyonu FATE: Reawakened’den bahsetmedikçe bu sohbetin yarım kalması kaçınılmaz. Hani bazen yenilenen bir şey o kadar güzel olur ki, eski haline aşık olmuş insanlar bile “Bir kere daha denemekte fayda var!” diyerek eski aşklarına dönüş yaparlar. İşte bu remaster versiyon da, eski oyun severler için geçmişe bir yolculuk sunarken, yeni başlayan oyuncular için güzel bir giriş kapısını araladı. Bu yeni versiyonda orijinal oyunun tüm karakteristik unsurları korunmuş ama resmen “ağır makyaj” gerçekleşmiş, bizede “bu ne güzellik böyle!” demek düşüyor. Artık PC, PlayStation, Xbox ve Nintendo’da oynamanın tadını çıkarabiliyoruz.

Dungeon crawler ve aksiyon RYO türlerine olan tutkunuz günden güne artıyorsa, FATE’in bu yenilenmiş halini incelemenizi öneririm. Hatta yeni başlayan bir arkadaşınız varsa ona “Hadi gel, Grove’a gidelim ve orada canavarlara vurup eğlenelim!” gibi bir öneride bile bulunabilirsiniz. Sonuçta kim bilir, belki de dungeons’ı temizlerken eğlenceli bir gün geçirerek aranızdaki dostluk bağını kuvvetlendirme fırsatı yaratabilirsiniz. Unutmayın, bazen bir goblin’e karşı zafer kazanmak, dostluğunuzu pekiştirecek en güzel yöntem olabilir.