Hasbro CEO’su Christian Cocks, geçen gün yaptığı kazanç toplantısında oldukça dikkat çekici bir bilgiyi paylaştı. Final Fantasy setinin, piyasaya sürüldüğü günden sadece bir gün içinde tam 200 milyon dolar gelir getirdiğini duyurdu. Ancak bu rakam, daha önceki popüler setlerden biri olan Lord of the Rings’in aylar süren çabalarla gerçekleştirdiği bir başarıyı gözler önüne seriyor. Şimdi, bu yeni başarıyla birlikte, Final Fantasy’nin ortak setler söz konusu olduğunda bir rekor kırdığını söylemek neredeyse zorunlu hale geldi. Cocks, Lord of the Rings’in 200 milyon dolara ulaşması için altı ay beklediğini, Final Fantasy’nin ise bu başarıyı bir günde başardığını belirtti. Üstelik bu ilginç gelişme, talebe yanıt vermekte yetersiz kaldıkları gerçeğiyle daha da dikkat çekici hale geliyor. Kısacası, bu olayın ardında tadına doyamadığımız bir hikaye var.
Cocks’ın açıklamasına göre, piyasaya sürülmeden önce üretim miktarını dört katına çıkarmalarına rağmen, talebin yine de karşılanamadığı bir durumla karşılaştılar. “Bu, şimdiye kadar yaptığımız diğer tüm üretimlerin çok üzerinde ve iki haneli yüksek yüzdelerle bir rekor.” diyor Cocks. Şimdi buradan yola çıkınca; ne olurdu bu üretim doğru ayarlandığında? Belki de kimbilir kaç yüz milyon dolarlardan bahsediyor olacaktık, değil mi? Belki de Cocks, bu işin arka planında bir şampiyonluk matinesi düzenliyordu ve bu sırada sahneye Final Fantasy’yi getirdi. Ne de olsa bir gün içinde müthiş bir başarıya ulaşmış olmak, arada bir tekelciliğe soyunmak isteyen oyun şirketleri için oldukça etkileyici bir durum.
Fakat bu durumun Hasbro için büyük bir başarı olduğu kesin; ama Magic the Gathering hayranları arasında bir bölünme söz konusu. Bu fansub dünyasında, bir yanda sevilen serilerin küçük kart paketlerinde temsil edilmesini heyecan verici ve taze bulanlar varken, diğer yanda ise, Magic the Gathering’in zengin anlatılarına ve karakterlerine biraz daha fazla öncelik verilmesi gerektiğini savunanlar var. Kısacası, bu tarafta da bir çatışma yaşanıyor. Yani bir kesim baksana ne güzel crossover yapıyorlar, diğer kesim işte bak, köklü dünyamız çökmek üzere demekte.
- Bir yanda: Crossover kafasını merakla takip eden, heyecanla kutularını açıp kartların arasından çıkan sürprizleri bekleyenler.
- Diğer yanda: “Beni bırakın! Ben orijinal lore’uma bağlı kalmak istiyorum!” diyen, nostaljik gözlerle geçmişe bakan kart hayranları.
Final Fantasy setinin bu kadar hızlı patlama yapması, Hasbro’nun hangi yöne kayacağına dair bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. Çünkü bir tarafta koca bir kütüphane gibi durup tarihi ve zengin bir geçmişi temsil eden Magic the Gathering var. Diğer tarafta ise, hayranlarının gözdesi haline gelen crossover setleri var. “Acaba ileride, bu crossover’lar o kadar popüler olur mu ki, Magic the Gathering gibi köklü bir yapıyı unutturur mu?” sorusu, oyuncular arasında dönüp duruyor. Ve bu durum, sadece paradan fazlasını ifade ediyor; aslında hikaye, karakterler ve oyunun derinliği de tehlikeye girebilir. Belki de Hasbro, bu kalabalık ve farklı zevklerin çatıştığı turnuvada, herkesin karnı doyuracak neşeli kartlar yaratmaya devam etmeli!
