Football Manager 2021: Yeni Özellikler ve Stratejiler
Football Manager 2021'deki yeni özellikleri ve stratejileri keşfedin. Futbol dünyasında başarı için gereken ipuçlarını öğrenin!
20 saat önce

Yine yılın en güzel zamanlarından birine geldik ve yeni sezon menajerlik oyunlarıyla birlikte futbolcu avına başlama zamanı. Championship Manager’dan beri, her yıl yeni menajerlik oyununu iple çekme mevsiminin Ağustos sonu gibi başladığını düşünürüm. Oyun çıkana kadar bu heyecan sürer. Football Manager’ın yeni dönemiyle birlikte, detaylarda kaybolduğumuz yeni nesil menajerlik oyunlarında her yıl bambaşka yenilikleri merak edip, bunları antrenörlük hayatımıza nasıl adapte edeceğimizi düşünmek, gerçekten keyifli bir aktivite. Football Manager 2021’e de tüm bu güzel düşüncelerle başladım.
CM 2000/01’den beri adettendir ki, ilk kariyerimi her zaman Fenerbahçe ile açarım. Kendi takımım olan Fenerbahçe’yi en iyi bildiğim için, oyuna adaptasyon sürecim oldukça kısalıyor. Genelde ilk save açıldıktan sonra bir daha Türkiye Ligi’ne uğramam. Bu sene ise Türkiye’den uzak durma durumu daha da net olacak gibi çünkü yaklaşan yabancı kuralı Süper Lig severleri epey üzecek gibi gözüküyor. Neyse ki oyuna eklenecek yamalarla birlikte bu kural değiştirilebilir veya olağan hale getirilebilir. Çünkü ben, iki sezon sonra ilk 11’de en az altyapıdan yetişme 22 yaşından genç oyuncu oynatma kuralının hayata geçeceğini hiç sanmıyorum. Süper Lig’e bu kurallar gelmeden önce epey keyifle oynadığım dönemle birlikte oyunu da anlatmaya başlayalım.
“Hocam Ben Defans Oynamam”
FM 2019’dan beri oyuna gündelik menajer hayatını daha da karmaşık hale getiren, fakat bir o kadar da oyunu gerçekçi kılan özellikler ekleniyor. Antrenman sistemiyle başlayan bu yenilikler, geçtiğimiz yıl kulüp vizyonuyla pekiştirilmişti. Bu yıl ise daha saha içiyle ilgili bir olay eklenmiş ve oyuncular hiç olmadığı kadar net hale gelmiş. Geçtiğimiz yıllarda da oyuncular takıma gelirken belirli bir pozisyonda oynatılma garantisi istiyordu; ancak bu sefer oyuncular sadece mevki anlamında değil, saha içindeki rollerinde de sizinle tartışmaya girebilir ve maç öncesi bir anda keyfinizi kaçırabilir. Örneğin, “fırsat buldukça ileri çıkar” özelliğine sahip bir bek oyuncunuzu defansif bir rolde oynatırsanız, maç öncesinde bu huzursuzluğunu sizinle paylaşabilir. Hatta bazı pozisyonlarda söz dinlemeyip ileri çıkarak arkasında boşluk bırakıp, saç baş yoldurabilir. Fakat garip bir şekilde aynı oyuncuyu “destek” rolünde oynatırsanız, arkada daha az boşluk bırakıyor. Bu, biraz hocayı yola getirme durumu denebilir. Neyse ki tüm bu rahatsızlıkları hemen maç öncesinde yardımcı antrenörleriniz size iletiyor. “Hocam biz bu Caner’i bağlasak durmaz, defansif oynarsa huzursuzluk çıkar.” gibi uyarılarla maç önü son hazırlıklar biraz daha rahat hale gelmiş.
Kadro Kadar Önemli Antrenör Ekibi
Eski menajerlik oyunlarında, bir başınıza her işi halledip, tüm övgüyü de üstünüze alabiliyordunuz. Ancak gerçek hayatta işler bu kadar kolay değil. Yardımcı antrenör dahil tüm koç ekibinin, takımın başarısında kilit rolü var. Bu yüzden yeni nesil FM’lerde de yardımcınızı ve antrenör ekibinizi seçmek, büyük bir öneme sahip. Sadece maç öncesindeki taktiksel önerileri değil, maç içerisindeki rakip ve kendi takımınızın analizini yaparak doğru hamleleri yapmanızda da bu ekibe yeni roller katılmış. Artık antrenör ekibi içerisinde Performans Analisti rolü de yer alıyor. Bu sayede hem rakip analizi hem de takımın sahaya dizilişi konusunda eliniz kuvvetleniyor. Ayrıca artık antrenör sayısına göre daha seçici bir ekip kurabilirsiniz. Tabii ki olmazsa olmaz bir şekilde takımda kaleci ve kondisyon antrenörü eklemeyi ihmal etmemek lazım. Ancak artık birden fazla yardımcı antrenörü işe alabiliyorsunuz. 7 kişilik bir ekipte 2 yardımcı antrenör fazla gibi gözükse de, 15 kişilik bir ekipte gayet faydalı işler yapabilirsiniz. Keza eskiden de olan oyuncuların gelirken şart koştuğu “antrenör ekibi güçlendirilmesi” sözü de daha kilit bir hal almış durumda. Hemen hemen her oyuncu transfer olmadan önce eğer istediği seviyede bir antrenör kadrosu yoksa sizden bu alanda geliştirme sözü istiyor. Eğer sözünüzde durmazsanız ciddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz.
Verilen Sözler, Gerçekleşen Hayaller
Sezon başı takımla yapılan toplantı, her teknik direktör için kilit bir role sahiptir. Meramınızı bu toplantıda takıma iyi bir şekilde anlatamazsanız, bütün sezon boyunca başınız ağrıyabilir. O yüzden takımın tüm kupalardaki hedeflerini belirlerken çok dikkatli konuşmalısınız; yoksa bütün takımın moralini bozup “ya bu hoca da bizi çok küçümsüyor” ya da “hoca iyi hoş diyorsun da bu takım kafaya oynamaz” şeklinde tepkiler almanız işten bile değil. Artık bu takım konuşmalarında oyunculara sözler de verebiliyorsunuz ki, bu da morali toparlamak için elinizi güçlendiren bir olay. Tabii işin diğer tarafı da var; verilen sözler gerçekleşmezse, başarı gelse bile oyuncular memnuniyetsiz olabilir. Bu ince çizgiyi doğru ayarlamak da bir hoca olarak sizin en büyük sorumluluklarınızdan biridir. Özellikle ülkeye dışarıdan yabancı oyuncu getirirken başarı sözü verirken dikkatli olun. Kulüp ile bir aidiyet duygusu taşımayan bu yeni oyuncular, başarısızlık durumunda “acaba kariyerimi mi yaktım” diye düşünüp hemen transfer talebinde bulunabilir. Ya da yukarıda dediğim gibi, antrenör ekibi güçlenmediği taktirde “bu idman temposuyla başarı gelmez” deyip gitmek isteyebilirler veya takımı size karşı dolduruşa getirebilirler. O yüzden gerçekçi sözler verip, gerçekçi adımlar atmak en doğru yol olacaktır. Orta sıraları zorlayacak bir takımla “hadi hep beraber birlik olup şampiyonluğa yürüyelim” mesajı bir anda küme düşmenize bile neden olabilir. Evdeki bulgurdan olmamakta fayda var.
O Gol Hiç Gelmeyecek Biliyorum
Futbolda yakın tarihte hayatımıza dahil olan bir istatistik var: Gol beklentisi yani xG, bir takımın gole ne kadar yaklaştığını ölçebilmenin en somut veri hali gibi gözüküyor. Football Manager gibi istatistiklerin ve verilerin kilit rol oynadığı bir oyunda bu bilgiyi görmek sevindirici. Ancak futbol, salt olarak datalar üzerinden okunabilecek bir oyun değil; biraz da işin içgüdü ve tutku kısmı var. Yani 1.50 civarı bir gol beklentisiyle oynarken rakibin 0.02’lik gol beklentisiyle bir anda öne geçmesi, sizi hayal kırıklığına uğratmasın; oyunun doğasında var bunlar. Zaten seneler önce bir spor yazarının dediği gibi, “Hagi bir tane çakar 30 metreden, ne istatistik kalır ne başka bir şey” yorumu, futbolun en güzel taraflarından sürpriz elementini şahane açıklıyor. Yine de azimle oynayıp o kaleyi gerekirse delmek sizin elinizde. Bu gol beklentisinden yola çıkarak, hiçbir şey olmasa bile en azından takımın hücumdaki üretkenliği konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. Kısır giden bir maçta değişiklik yapıp, riskleri almadan önce işin bu tarafına bakmakta fayda var. Yoksa bir anda üç tane kontra atak yiyip, dönülmez akşamın ufkunda bir skorla evinize dönebilirsiniz. Zaten CM/FM oyuncularının en büyük korkusu, 30 şuta 1 şut ile kaybedilen maçlardır. İşte şimdi “Abi adamlar bir kere geldi, o da gol oldu” demenin bilimsel yoluna da sahibiz; kendimizi avutmak için bir istatistik daha.
Basın İlişkileri
Bir teknik direktör olarak saha içi kadar, saha dışında da sorumluluklarınız var. Futbol ile basının sürekli iç içe olması, uzunca bir dönemdir menajerlik oyunlarında da ciddi rol oynuyor. Basına vereceğiniz demeçler, hem bireysel olarak oyuncuların hem de takımın toplu olarak moral motivasyonunu etkiliyor. Uzun yıllardır FM’de basmakalıp sorulara aynı cevapları vermekten sıkılmıştık; bu sene bazı yeni cevaplar eklense de, bir noktadan sonra aynı rutine dönüyoruz. Sports Interactive bu konuda henüz devrimsel bir adım atamamış. Basın toplantılarının ve genel olarak demeçlerin cevap verme ekranı değişmiş. Bu da atmosfer anlamında işi bir adım öteye götürse de, cevap çeşitliliği olarak halen istenilen seviyenin uzağındayız. Ayrıca artık maç sonu basın toplantıları, doğrudan maç biter bitmez, ana haber ekranına dönmeden karşınıza çıkabiliyor. Tıpkı gerçek maçlardaki basın toplantısı öncesi, sıcağı sıcağına yapılan bu kısa soru cevap sekansında olduğu gibi. Bazı maçların ardından ekstra bir basın toplantısı da yapıyorsunuz; bazen bu iki yerde aynı sorular denk gelince, ister istemez boş boş fare ile tıklayıp hemen geçiştirmek içinizden geliyor. Yine de özellikle oyunun akışıyla ve oyuncu tercihleriyle ilgili gelen akıllıca sorular, biraz daha menajerlik hissiyatını güçlendiriyor. Beni en çok etkileyen yenilik ise belirli bir sistemi yerleştirdikten sonra basından gelen “Oğuz Erdoğan-ball” yani Oğuz Erdoğan tarzı futbol ile ilgili yorumlar ve sorular oldu. Özellikle son dönemde İtalyan teknik direktör Maurizio Sarri ile birlikte hayatımıza giren “Sarriball” tabirinden sonra böyle bir soru görmek mutluluk verici oldu.
Şişeyi Kafana Yersen O Golü Atarsın
Bir menajerlik oyunu oynarken kendinizi o an saha kenarında, soyunma odasında ya da basın toplantısının göbeğinde hissetmek apayrı bir his. Football Manager 2021’de bu konuya bambaşka bir yenilik getirilmiş. Artık alışık olduğumuz tutkulu, sakin, iddialı gibi seçenekler yerine, oyuncularla konuşurken ve basına cevap verirken vücut dilinizi kullanıyorsunuz. Örneğin, takıma sinirliyken elinizi belinize koyup “beyler gidişattan hiç memnun değilim” demek ile aynı repliği ellerinizi bağlayıp söylemek arasında ciddi bir fark var. Özellikle devre arası soyunma odası konuşmalarına eklenen şişe fırlatma çok etkili olmuş. Gerçekten çıldırdığınız bir ilk yarının ardından şişeyi fırlatıp “NE YAPIYORSUNUZ YA SİZ?!” gibi bir sert çıkış, bazı oyuncuların moralini bozsa da takımı ciddi anlamda ateşleyebilir. Fakat dikkat edin; bu seçeneği çok sık kullanırsanız, oyuncularınız dayak arsızı konumuna gelebilir. Soyunma odasında olduğu kadar, medya ile olan ilişkilerde de bu vücut dili oldukça işe yarıyor. Sakinliğinizi koruyup elleriniz cebinizde “Zor bir maç değildi, rakibimiz bizden düşük seviyede” diyip takımın kendine olan güvenini arttırırken, diğer teknik adamların düşmanlığını da kazanabilirsiniz. Ya da yaşadığınız sinir, stresi basına da yansıtıp iki eli bağlayıp “hakem kararları rezaletti” diyip üstünüzdeki baskıyı bir anda başka yöne çevirmek de, günümüz teknik direktörleri tarafından kullanılan oldukça işe yarayan bir yöntem. Tüm bu seçenekler sayesinde oyunun RYO ögeleri epey gelişmiş ve sizi oyunun içine çekmeyi daha cazip hale getirmişler.
Alo Menajer Bey Bizim Bir Bek Transferi Vardı
Transfer yapmak, kimi oyuncular için menajerlik oyunlarının en keyifli kısımlarından biridir. Ancak artık günümüz futbolunda, bir oyuncuyu alırken sadece kulübüyle ve oyuncuyla anlaşmak yetmiyor; başımızın belası bir de menajerler var. Bu oyuncu menajerleriyle iyi ilişkiler kurmak da, en az oyuncularla iyi ilişkiler kurmak kadar önemlidir. Bu sene oyuna eklenen doğrudan menajer ile görüşme özelliği de transfer yaparken hayatı kolaylaştıran bir etken olmuştur. Transfer öncesi oyuncunun menajerini arayıp “Ne diyorsun, senin oğlan bize gelir mi?” şeklinde bir yoklama yapıp, hem oyuncunun hem de kulübün taleplerini öğrenebiliyorsunuz. Artık sadece oyuncunun fiyatını öğrenmek için gözlemci yollayıp beklemeye de gerek kalmadı; bu menajerle konuşma işi anında gerçekleşiyor. Bazen menajer, oyuncunun size gelmeye hiç sıcak bakmadığını söylerken, bazen de gerekli şartlar bunlar, yaparsanız gelir diye tünelin ucundaki ışığı aktif tutmayı başarıyor. Tabii bu noktadan sonra menajerin kendi alacağı komisyonu da transfer bütçenizden keseceğiniz için, iyi bir pazarlık ve hesap, kitap işleri gerekiyor. Özellikle görece küçük takımlara oyuncu transfer ederken “burayı bir basamak olarak kullanacak” maddesi çok can sıkabiliyor. Zira oyuncuyu, ederinin çok altında bir ücretle serbest kalma maddesi karşılığında satabiliyorsunuz. Üstüne oyuncu sözleşmesine sonraki satıştan pay maddesi de koyarsa, kolay yoldan zengin olma hayalleriniz başka bahara kalabilir.
Yönetim Bilimi
Bir futbol takımının başına her ne kadar teknik patron olarak geçseniz de, asla her şeyin patronu olamazsınız. Sizin de üstünüzde bir yönetim kurulu ve başkan var. İşte bu yönetimi idare etmek tam anlamıyla bir sanat. İdare-i Maslahat yoluyla günü kurtarmaya çalışırken, bir anda aranızda soğuk rüzgarlar esip kendinizi stres altında bulabilirsiniz. Örneğin, yönetimin sene başında sizden istediği “23 yaş altı oyuncular alalım” kuralını esnetmeye çalışırsanız, bir noktadan sonra ilk 23+ oyuncu transferiniz yönetim tarafından veto edilip, size de bir fırça çekilebilir. Ya da pozisyon oyunu oynamanız bekliyorken, topa az sahip olup kontra atağa dayalı bir sistem geliştirirseniz, bir noktada sonuçların ortalamanın altında gittiği anda yönetim sizi sorguya çekebilir. Tüm bu olaylar FM21’de de oldukça yoğun bir şekilde yaşanıyor ve idare etmeniz gereken iş sayısı giderek artıyor. Ancak yönetime karşı elinizi ciddi anlamda güçlendiren bir detay var. Eğer takım içerisinde ciddi bir destek bulabilirseniz, yönetimin taleplerini esnetmek konusunda büyük bir koza sahip oluyorsunuz. Özellikle bu sene oyuna eklenen “Hocam için oynamaktan büyük keyif alıyorum” özelliği, oyuncularla bağ kurmanın önemini de epey arttırmış. İyi ilişkiler kurduğunuz oyuncular bir de soyunma odasının lider isimleri haline gelirse, tüm zorluklara karşı yıkılmaz bir kale olarak dimdik ayakta kalabilirsiniz. Ancak siz yine de şansınızı fazla zorlayıp, yönetimle çok fazla kavga etmeyin. Neticede son sözü başkan söyler.
Yıl Sonu Balosu
Bu yıl oyuna eklenen bir diğer yenilik ise sezon sonu genel bakışı olmuş. Burada, bütün bir yıl geçirdiğiniz maceraya uzaktan bakabiliyorsunuz. Sadece kadro olarak değil, yaptığınız transferlerin ne kadar faydalı olduğu da +/- denge olarak karşınıza çıkıyor. Yani 300 bin euroya aldığınız oyuncudan yüksek bir verim alırsanız, daha başarılı sayılıyorsunuz. Pahalı oyuncu zaten mecburen oynayacak demiş Sports Interactive; bir bakıma da haklılar. Ayrıca yılın 11’i ve yılın golü gibi taraftarlarda iz bırakan isimleri de yeniden görebiliyorsunuz. Forma satışları, hangi oyuncuların daha çok forma sattığı gibi detaylar da yine haberler yerine bu yıl sonu görüşünde karşınıza çıkıyor. Bu yeni özellik oldukça yerinde olmuş; benim gibi oyunu yaşayarak oynayan menajerler için güzel bir geriye dönüş yaşatıyor.
Football Manager 2021, yine bir önceki oyunun bazı alanlarda üstüne koyarak yeniliklerle karşımıza çıkmış. Daire sistemi yerine yıldızların oyuna gelmesi gibi bazı özellikleri zaten daha önceki yazımızda duyurmuştuk. Oyunun tam sürümünün çıkmasıyla birlikte, yeni bir kariyer açıp bu sefer Türkiye’den daha uzak diyarlara gitmek için sabırsızlanıyorum. Dediğim gibi, bu yerli kuralı değişmeden Türkiye ligleri büyük bir eziyet haline gelebilir. Oyunda istatistik artık çok fazla önem taşıyor ve maç arasında pas bağlantılarını gösteren bazı datalar ekranınıza geliyor; ama bunlar biraz kafa karıştırıcı hale gelmiş. Küçücük ekranda her yerin dolu olması, işi biraz bozmuş. Yine de yardımcı hocanın hem maç önünde hem de maç sırasındaki bilgilerini es geçmemekte fayda var. Oyuncuların rollerini ve yapacağı işleri taktiğe girmeden değiştirebiliyoruz; bu da pratikliği artırmış. Zaten genel olarak FM21’in en çok üstüne koyduğu alan, bu pratikliği arttırmak olmuş. Artık önümüzde uzun bir futbol sezonu ve yelken açılacak bolca macera var. Futbol şansı hepinizin yanında olsun.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?