Football Manager 24: Futbol Tutkusunun Yeni Zirvesi

Futbol menejerlik oyunları, hayatımıza girdiği günden itibaren sadece futbolseverlerin değil, aynı zamanda masa başında geçen zamanın tanımını değiştiren bir fenomen haline geldi. Özellikle Football Manager serisi, onları geniş bir oyuncu kitlesiyle tanıştırdı ve camianın gözbebeği haline geldi. Bu oyunlarla geçirdiğimiz saatler, çoğu zaman uyku saatlerimizi veya sosyal hayatımızı bir kenara itmemize sebep oluyor. Kim bilir, belki de sahada 90 dakika koşturan bir oyuncudan daha fazla efor sarf ediyoruz! Ama sonuçta taçları, kupaları ve altın madalyaları biz kazanıyoruz, değil mi?

Bugünlerde, Football Manager serisiyle olan yolculuğumuz, Sports Interactive tarafından geliştirilen ve SEGA tarafından dağıtımı yapılan FM 24 ile devam ediyor. Bu oyun, toplamda 7 milyon oyuncuya ulaşmayı başardı, bu da onu serinin en çok oynanan oyunu yapıyor. İçinde futbol olunca tabii ki biz menejerler için bu durum tam bir sevinç kaynağı! Miles Jacobson, Sports Interactive’den, Twitter’da “FM 24, Football Manager’in en çok oynanan versiyonu oldu. Önceki rekoru 100 günden az bir süre içinde kırdı!” dediğinde, birçok menajerin göğsü kabardı, “Vay be, bu kez işler cidden sarpa sardı!” dedik.

Bir önceki rekor, serinin bir önceki oyunu FM 23’e aitti. Oyun 6,88 milyon oyuncuyla büyük bir başarı elde etmişti. Ancak FM 24, yeni oyuncu akınıyla bayrağı çoktan devraldı! Bu durumu değerlendiren bir diğer futbolsever, “Anlaşılan, her futbolseverin bir menejerlik rüyası var!” diye yorum yaptı. İşte bu da gösteriyor ki, menejerlik oyunları sadece bir oyun değil; bir yaşam tarzı! Gerek yeni gerek eski oyuncular bu seriye kalpten bağlı. Her an güncellenen verilerle yeniden takımlarını, sporcularını ve stratejilerini ele almanın heyecanı, bu serinin ne denli değerli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu durum beni oldukça mutlu ediyor: Eğlenceli grafiklerden, sahadaki taktik savaşlarına dek. Umarım önümüzdeki dönemde de bu ilgi fade etmeyecek. Sanki herkesin sırtında bir menejer üniforması var! Her oyun gününde, “Acaba bu sezon kupayı alacak mıyız?” sorusu sürekli aklımızda yer ediyor. Hatta bazen kazasız belasız bir işte çalışan arkadaşlarımla konuşurken, “Senin pozisyonun şu an benim oyunumda yedek!” diye şakalaşıyorum. Yangınlar, sakatlıklar, devre arası transferler derken, menejerlik gerçekten de gerçek hayatta kurduğumuz hayallerin bir yansıması. Kimi zaman bir golün peşinden saatlerce koşturuyoruz, kimi zaman ise takımlarımızı yeniden yapılandırmaya çalışıyoruz.

Futbolun kendi içinde bir ‘şiir’ olduğunu söyleyen birçok insan var. Ancak menejerlik oyunlarında bu ‘şiir’, tüm menajerlerin kalabalığında kayboluyor. “Menejer müziği” dediğimiz bir şey var. Başarılı bir gol vuruşu yapıldığında, sanki arka planda çalınan bir orkestranın melodi sesi işitilir gibi! İşte bu yüzden menejerlik başlı başına bir sanattır. Herkesin işi, kendi takımı ve içindeki hayalleri. Bu da işin en eğlenceli yanı! Özetle, menejerlik oyunları, hayatımızda bir dönüm noktası olmayı sürdürecek gibi görünüyor. Umarım hepimiz daha çok kupalar kazanacak ve daha çok ‘yenilmez’ dönemler yaşayacağız!