Football Manager Özlemi ve Nostaljik Anılar: Gökkuşağı Altında Bir Duygu Yolculuğu
Futbol menajerinin özlemi ve nostaljik anılarla dolu bir yolculuğa çıkıyoruz! Gökkuşağı altında bile sanal penaltı atmaya hazır mısınız?
7 saat önce
Tam yılını hatırlamamakla birlikte bir yaz tatilinin orta dönemlerindeydik. Bendeniz gencecik bir çocuk, sokakta RAUUUUUUUUUUL diye top peşinde koşarken, öğle sıcağında kavga kıyamet evde tıkılıp sıkılmaya mahkumdum. 2000’li yılların başında, kafamızda bir tek futbol ile dönerken, halihazırda sahip olduğum Pentium 4 işlemcili bilgisayar, Max Payne öncesi dönemin buhranı ile baş başa kalmış durumdaydı. Gerçi o dönemler bilgisayarım oyun oynamaktan çok, fan sesiyle saçımı dondurmak için yarışıyordu. İşte tarihteki çoğu büyük devrim gibi, benim şahsi devrimim de böyle bir buhranın ardından, birkaç önemli faktörle başladı. Kuzenime “ÇOK SIKILIYORUM, BANA OYUN VER!” diye gitmem ve elime bir Championship Manager 3 CD’si sıkıştırmasıyla bu yolculuğum başladı.
Peki, şimdi bu nostaljik anektodları paylaşmamın sebebi ne? Çünkü şu an bambaşka bir buhranın içindeyim, sevgili Oyungezerler… NEREDE BENİM FM 25’İ M? Takribi 23-24 sene olmuş, şu menajerlik illetine gönül vermişim, ama bir eksiklik var, bir boşluk! Şikayet ettiğim gibi, insan sevgilisiyle ilişkisini sürdürürken, aralarındaki mesafeler açıldığında, Skype’dan el sallamaktan öteye geçemeyen bir ruh hali içerisindeyim. Her yılın güz beraber yeni kariyer açarken, insanlar üç aylık sevgililerine methiyeler düzüyor, ben 20 küsür senelik aşkıma bir hasret şiiri yazıyorum. Şu anda dışarıda bir hayatın var olduğunu anladım; mesela, yağmur yağdıktan sonra güneş açınca gökkuşağı çıkıyormuş, bilmiyordum; Instagram’ımda bolca gökkuşağı paylaştım bu durumla meşgulken. Tam o dönemde Akı Kapasitörünü bulan Emmet Brown gibi bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Sonuçta, bu 2-3 aylık sürede mütemadiyen FM oynamaya devam ettim. Geçen yıl, sevgili The Mad Scientist, FM24 için 1998-99 yaması çıkartmışken, bu sene FM25 çıkmadığı için benim yeni projem de 1994-95 veritabanını FM24 için yayınlamak oldu; onu da çok keyifle oynadım. Oğuz-Aykut-Rıdvan’ın son senesinde üçünü ayrı ayrı deneme şansım oldu. Ama anladım ki, eski tadı veren yeni FM yoksa, bunların ne anlamı var? Kendi kendime basın toplantısında gelen sorulara özel yanıtlar vermekte zorlanır hale geldim. Her şeyin bir çözümü vardır ama şu FM eksikliği, sanki içimde yanı başımda ama dokunamadığım bir hayal gibi. Belki de bu sebeple, yeni bir menajerlik oyunundan bu kadar uzak kaldım; başka da bir oyuna geçemedim. Sevgili FM, seni çok özledim!
Biliyorum ki, benim gibi birçok arkadaşım da bu durumdan güç bularak benzer duygular içinde kıvranıyor. Hayatın kıymetini daha fazla anlamaya başladım; gökkuşağının fotoğrafını çekebilmek için sabahlara kadar bekliyorum. Ancak, benim o Dennis Man’lı Parma kariyerim, Esposito’m Empoli’m nerede? Gol atan veteran golcümün videoları bile kayboldu, ne dayanılmaz bir acı! Tam bir özlem içindeyim; kelimelerim bunun karşısında küçülüyor sanki.
Son olarak, benim kadar kafayı kırmamış olsa bile, gece yastığa kafasını koyduğunda bu duruma kahrolan sevgili kardeşlerime seslenmek istiyorum. İçinizi müsterih tutun, yoldaşlar! Bu karanlık günlerin ardından, CM03-04 sonrası gelen Football Manager 2005 gibi yeşil temasıyla aydınlığa kavuşan günler bizleri bekliyor olacak. Belki 2025 değil, belki 2026 değil ama o şampiyonlar ligi kesinlikle bir gün yeniden Kastamonuspor müzesine girecek. O genç regen, Kolombiya kartellerinin elinden kurtarılıp %900 kar ile Liverpool’a satılacak. İnanıyorum ki, sevgili Oyungezerler, güzel günler bizim için çok yakında doğacak!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?