Forgive Me Father: Cthulhu Evreninde Hayal Kırıklığı Yaratıyor
Forgive Me Father, Cthulhu evreninde beklenmedik hayal kırıklıklarıyla dolu bir deneyim sunuyor. Korku ve gerilim dolu bir yolculuğa hazır olun!
4 saat önce

Kâğıt üzerinde etkileyici duran, ancak gerçekte pek eğlenceli olmayan bazı projeler vardır. Matrix 4 ve GTA Remastered Trilogy bunlara örnek verilebilir. İlk duyduğunuzda büyük bir heyecan duysanız da, sonuç olarak hayal kırıklığına uğrama ihtimaliniz yüksek. Forgive Me Father, işte böyle bir oyun deneyimi sunuyor. Cthulhu evreninde geçen, retro grafiklere sahip bir FPS olarak karşımıza çıkıyor. Ancak anlaşılan o ki, pek çok şey yolunda gitmiyor.
Kusura bakma babacım ama FMF oyununa başladığınızda, biri erkek bir rahip, diğeri ise kadın bir gazeteci olan iki karakterden birini seçiyorsunuz. Her ikisi de aynı bölümleri deneyimliyor, benzer silahları kullanıyor ve aynı düşmanlarla mücadele ediyor. Onların birbirinden ayıran özellikleri ise özel yetenekleri. Örneğin, rahip bir haç kullanarak canını bir miktar yenileyebiliyor. Gazeteci ise fotoğraf makinesi flaşıyla canavarlara anlık şaşkınlık yaşatabiliyor. Rahiple oynamak oldukça eğlenceli. İlk düşmanını öldürdüğünde “Tanrım, affet beni!” diye bağırmasının ardından yavaşça aklını kaybetmesi hoş bir detay. Gazeteci karakterinin neden bu kadar soğukkanlı olduğu ise bir muamma; cinayet işledikçe şımarık bir şekilde gülümsemesi, sanki Innsmouth’ta bir alışverişteymiş gibi hissettiriyor.
Düşman çeşitliliği oldukça tatmin edici. Kafalarından vurulan zombilerin elindeki kelleyi boyunlarına takarak üzerinize gelmesi gibi ilginç karakterler mevcut; ayrıca Sarı Kral’a ait cüppeleri giyen tarikatçılar ve balık suratlı yaratıklar da var. Dört farklı heybetli bölüm sonu canavarıyla karşılaşmak üzere daha bekliyorsunuz. Bölüm tasarımları, 2.5D grafikler ve silah çeşitliliği başarılı. Ek olarak, insanı harekete geçiren metal müzikler de oldukça etkileyici. Ancak, tüm bu artıların yanında çok sayıda büyük eksiklik de bulunmakta.
Klasik olacağdı, klişe değil ifadesi FMF’in en büyük zayıflığı olan klişelere sürekli olarak başvurması için söylenmiş. Örneğin, bir anahtar veya silah aldığınızda aniden etrafınızı 30-40 düşman sarıyor. Ya da gizli bir duvar açılıyor ve canavarlar arkanızdan saldırıyor. İlk birkaç sefer beklenmedik bir şekilde yakalanıp panikleseniz de, sürekli aynı tuzaklarla karşılaştığınızda “Yeter be!” demeye başlıyorsunuz.
FMF, sizden hızlı hareket etmenizi istiyor ve öldürdüğünüz canavarlardan dolayı dolarak “Delilik” sistemi ile sizi buna teşvik ediyor. Ancak bu durum bir türlü gerçekleşmiyor. Çok hızlı oynadığınızda hemen ölüyorsunuz. Zamanla, en güvenli yolun kapıların önünde durup düşmanlara uzaktan ateş etmek olduğunu keşfediyorsunuz ve bu, oyunun monoton hale gelmesine sebep oluyor. Ayrıca hikaye anlatımı oldukça zayıf. Ara sıra bazı kitap veya notlar bulup okumak zorunda kalıyorsunuz. Bölüm sonlarında yer alan ara sahneler ayrı bir kopukluk hissi veriyor. Bazı notların o kadar alakasız olduğu ve son bölümlerdeki “aceleye gelmiş” izlenimi, oyunun genel atmosferine gölge düşürüyor. Kötü bir oyun değil, yanlış anlaşılmasın; ancak Project Warlock ve Prodeus gibi yapımların yanında dikkat çekemediği bir gerçek.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?