GDC Etkinliği: FPS Geliştiricileri Arasında Eğlenceli Müsabakalardan Siber Savaş Stratejilerine

GDC esnasında düzenlenen etkinlikte, oyun dünyasının FPS geliştiricileri bir araya geldi ve bu aşamada herkesin gözü korkusuz birer savaşçı gibi dikildi. Ama aslında içten içe pek çoğu öncelikle siber savaşa hazırlanmaktan ziyade bir şekilde birbirlerine mısır patlatmak için yarışıyordu. Peki, bu etkinlikte gerçekte neler yaşandı? Haydi gelin, bir bakalım; işin içinde rekabetçi FPS oyunları olduğu için bence kimse hayatından ödün vermek istemezdi. Hatta bu etkinlikte, bir tür “yarı profesyonel mısır patlatma yarışması” düzenlenseydi, muhtemelen herkes şampiyon olaya çıkardı. Ancak, FPS oyunlarının durumu çok daha ciddi bir konu.

PCGamer’ın düzenlediği bu küçük ama şirin etkinlikte, tüm yüzler FPS oyunlarının piyasadaki durumları ve geliştiricilerin karşılaştığı ilginç sorunlar hakkındaki görüşlerini paylaşmaya hazırdı. Kesişen bakış açıları, o an masada öyle bir kıyameti andırıyordu ki, rekabetçi oyunlarla dolu bu atmosfer, bazen bir okul kantininde karşılaşılan komik bir durum gibi hissettiriyordu. Özellikle Crytek’ten David Fifield’ın oyun ile ilgili açıklamaları, gülmekten kırılmamıza sebep oldu. Zira tecrübeli oyuncular ile acemi oyuncular arasındaki “eşitsizlik” sorununa değinirken, gerçekten ilginç yanıtlar verdi.

David, geliştirici olarak bu dengeyi sağlamanın ne denli zor olduğunu anlattı. Hatta Hunt: Showdown gibi acımasız bir oyunda bu durumun özellikle dikkat çektiğini belirtti. Gerçekten de, “eğitimli avcı ile acemi avcı” diye iki gruba böldüğü oyuncular arasında denge kurmak, bir palyaçonun sırıtmasını beklemek gibiydi. Ancak şu önemli noktayı da unutmamak lazım: Bu oyunlar aslında sadece hız değil, aynı zamanda bir strateji savaşı. Yani acemilerin gözünden bakıldığında, Hunt: Showdown; “ben buradayım, beni gördün mü?” diye haykıran bir düşman yerine, belirsiz bir gizem bekçisi gibi duruyor.

Fifield, oyundaki “Debut” isimli başarıya dikkat çekti. İlk düşman Hunter’ı öldürdüğünüzde aldığınız bu başarıyı, oyunu oynayan oyuncuların yaklaşık yüzde 40’ı alcabilmiş. Yani koca bir kitlenin neredeyse yarısı hiçbir oyuncuyu öldürmeyi başaramamış. Bir anda “Neden böyle oluyor?” sorusu akıllara geliyor. Belki de bu oyuncular, “sadece şanslı takılma” taktiği izliyorlardı, kim bilir? Yani Hunt: Showdown’da rakiplerinizle çarpışmadan önce, elinizdeki her şeyi korumak için canla başla savaşmanız gerektiği yargısı belki de acemiler için bir “şok geçirme durumu” yaratıyor.

Aslında oyunun enfes ve en keyifli yanlarından biri de PvP anlarıdır. Yüksek dozda adrenalini bir kenara bırakacak olursak, bu anlar çoğu zaman “ben burada ne yapıyorum?” sorusunun o kargaşa içinde sorulmasına sebep oluyor. Kısacası, bu Epic savaşlar esnasında ne yaptığınızı düşünme lüksünüz yok! Çatışmaya girdiyseniz, aklınıza gelmeyecek hiçbir plan fikir vermiyor; tam zıt şekilde, kendinizi fazla tehlikeli bir oyunun içinde buluyorsunuz. Peki siz de bu eğlenceli kaos ortamında Hunt: Showdown’da çatışmaya girdiniz mi?