Gestalt: Steam & Cinder – Steampunk Temalı Metroidvania Deneyimi

Amiga efsanesiyle bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş biri olarak, 16-bit görsellere karşı özel bir bağlılığım ve tutkum var. Gestalt oynarken, hayatımın oyun dünyasında en güzel anlarına geri dönmüş gibi hissediyorum. Son yıllarda piksel sanatı kullanan platform ve metroidvania oyunlarındaki artışı fark ettiniz. Ancak çoğu bu oyunların, daha “düz” grafik anlayışıyla oluşturulduğunu söylemek mümkün. “Düz” derken, piksel grafik ama belirgin çizimlerden bahsediyorum. Gestalt ise sprite ve arka plan tasarımlarında harika renk geçişleri barındırıyor. Ana kahramanımızın deseninde, renkler nedeniyle belirgin bir bulanıklık hakim; bu da tam olarak benim Amiga dönemimden sevdiğim grafik stiline denk geliyor. Bence Gestalt’ın en çarpıcı yönü çekici grafikleridir. Bu kriptik ifadeleri, benim gibi benzer geçmişe sahip olanların daha iyi anlayacağını düşünüyorum.

Grafikleri konuştuktan sonra oyunun kendisine değinebiliriz. Gestalt: Steam & Cinder, steampunk temalı bir metroidvania oyunu olarak ismini hakkıyla taşıyor. Geniş ve güzel bir haritaya sahip, birbirine bağlı çeşitli biyomlarla zenginleştirilmiş. Yeni yetenekler kazandıkça farklı alanlara ulaşma imkanı sunuyor. Oyunda, hem kılıcını hem de silahını ustaca kullanabilen Aletheia rolündeyiz. Buhar Şehri Canaan’ın sokaklarında ilerlerken, kendimizi efsaneler ve dev güçlerle dolu ‘epik’ bir hikâyenin içinde buluyoruz.

Evet, epik kelimesini kullandığıma bakmayın. Oyun, size hikâyenin büyük ve heyecan verici olduğunu hissettirmeye çalışsa da, bunu fazlasıyla iyi başardığını söylemek güç. Gestalt, özellikle beklenmedik anlarda karşımıza çıkan ara sahneler ile hikayeyi şekillendiriyor; ama bir anda tanımadığınız bir karakterle tartışan başka bir karakterle karşılaştığınızda, “bunlar kim?” diye düşünmekten hikâyenin özünden kopuyorsunuz. Oyun, platform türünde fazla diyaloğa ve karmaşık bir hikâye anlatımına sahip; ben de bir noktada detayları göz ardı etmeye başladım. Sonuçta, Aletheia güçleniyor, seçilmiş kişi olduğu bariz. Kötü karakterlerle savaşmaya devam ediyoruz; diğer ayrıntılar ise o kadar da önemli değil.

İlerledikçe kazanılan özel yeteneklere (çift zıplama, hava atlayışı gibi) ek olarak, topladıklarımızla elde ettiğimiz yetenek puanlarını kullanarak satın alabileceğimiz güçlendiricilere de sahip oluyorsunuz. Oyunun geniş bir yetenek ağacı var, ancak bunların çoğu, sağlık, kılıç zararı veya kritik hasar artırmak gibi basit bonuslar barındırıyor. Bu yetenekleri edindikçe, karakterimizi güçlendirmekle birlikte oyun da daha rahat hale geliyor; sağlığınız ve verdiğiniz hasar ciddi boyutlara ulaşıyor. Gestalt, genel olarak kolay bir oyun; metroidvania türünde zorlu boss’lar yerine, burada boss’lar size karşı çok etkili olamıyor. Yani, ölmeden bossları alt etmek oldukça mümkün, ortada çok fazla tehlike yok.

Oyun içindeki dövüş döngüsü ise oldukça basit; kılıçla saldır, mermilerin dolduğunda ateş et ve saldırılardan yuvarlanarak kaçın. Biyomlarla beraber çalan müzikler de önemli bir parantez açmayı hak ediyor. Bu steampunk oyununa uygun melodiler ve enstrümanlar seçilmiş, sürekli çalan müzik kesinlikle rahatsız etmiyor ve atmosferi güçlendiriyor. Metroidvania oyunlarında müziğin önemli bir yer tuttuğunu düşünürüm ve bu konuda başarılı olan oyunlar genelde iyi sonuçlar alır; Gestalt da bu konuda istisna değil.

Oyun ayrıca basit bir yan görev sistemi de içeriyor. Farklı bölgelerden topladığınız materyallerle bazı dükkanların envanterlerini geliştirecek ekipmanlar satın alabiliyorsunuz. Neredeyse her biyomda karşınıza çıkan görev tahtaları, size “belirli sayıda düşman öldür” gibi basit görevler veriyor. Görevleri tamamladığınızda para ve yetenek puanı kazanıyorsunuz; ancak bu görevlerin çoğu hikaye akışı içinde düşmanları zaten öldüreceğiniz için ekstra çaba gerekmiyor. Haritadaki köpekleri toplama görevi ise yeni yeteneklerinizi kullanmanızı sağladığı için daha fazla metroidvania unsuru taşıyor.

Neticede, Gestalt, ilk olarak grafiklerinin güzelliğiyle dikkatimi çekti ve zamanımı harcamaya değer bir oyun olduğunu gösterdi. Hikâyesi zayıf olabilir, ama metroidvania türünün temel bilgilerini öğreten bir oyun arayışındaysanız doğru tercihlerden biri diyebilirim.