GetsuFumaDen: Undying Moon İncelemesi
GetsuFumaDen: Undying Moon incelemesi! Ay ışığında kaybolan ruhlar, komik düşüşler ve absürt savaşlar! Gel, bu çılgın maceraya katıl!
2 saat önce

Görünüşe göre, hayatın en güzel sürprizleri, beklenmedik anlarda karşımıza çıkıyor. Bunu bir kez daha anladım, dostlarım! Konami’nin üç hafta kadar önce duyurusunu yapıp, hemen ardından erken erişime soktuğu yeni oyunu GetsuFumaDen: Undying Moon, işte bu tür sürprizlerden biri. Kim bilir, belki de bir gün Konami, beni de bir oyunda karakter olarak kullanır! Ama şu an için, bu harika oyunla ilgili düşüncelerimi paylaşmakla yetineceğim.
Öncelikle, Getsu Fuma serisinin ilk oyunu 1987 yılında yalnızca Japonya’da piyasaya sürülmüş. Ben o oyunu oynamadım ama anladığım kadarıyla Castlevania tarzı bir oynanışa sahipti. Yani, klasik bir 2D platform aksiyon oyunu. O zamanlar Konami, Castlevania gibi devasa bir markaya sahipti, dolayısıyla benzer bir oyun yapmaları şaşırtıcı değil. İlk oyun başarılı olmuş ama zamanla unutulmuş. Şimdi ise Undying Moon, o eski oyunun modern bir yeniden yapımı. Ama bu remake sadece görsellikle sınırlı değil, aynı zamanda türü de değişmiş. Yeni bir terimle ifade etmek gerekirse, bu oyun artık bir Roguevania! Hani düşünsene, bir yanda Rogue ile diğer yanda Metroidvania birleşmiş, ortaya bir mucize çıkmış!
Oyunun hikayesi de oldukça ilginç. 1000 yıldır uykuda olan iblis Ryukotsuki, bir gün uyanır ve beraberinde bir canavarlar ordusunu dünyaya getiri. Bu esnada, Getsu klanının en genç üyesi olan Getsu Fuma, iblisi durdurmak için seçilir. Ama bu yolculukta abisi Getsu Rando’yu da aramak zorundadır. Yani, hem iblis avlayacak hem de kayıp kardeşini bulacak! Hani, bir yandan “Beni bırak, iblisi öldüreceğim!” diye bağırırken, diğer yandan “Kardeşim nerede, bir bulsam da kurtulsam!” diye düşünüyor. Kısacası, bu oyun tam bir kız kardeşim nerede? hikayesi!
Taktiksel Oynanış
Oyunun en büyük özelliklerinden biri, tamamen düşünerek hareket etmeniz gerektiği. Yani, böyle bodoslama giremezsiniz. Getsu, Dark Souls’un ruhunu taşıyor. Her hamlenizi düşünerek yapmalısınız. Aksi takdirde, bir anda can puanlarınızdan olabilirsiniz. Ve öldüğünüzde, her şey başa sarıyor! Bu durumda, bir nevi oyunun başındaki o “Ölüm” yazısına alışmanız gerekebilir. Ama merak etmeyin, oyun aslında oldukça dinamik. Her döngüde elinize iki silah veriliyor ve bölümlerde ilerledikçe yeni silahlar ediniyorsunuz. Hatta yan silahlar da cabası! Elinizdeki silahları değiştirmek, sürekli oynanışı dinamik tutuyor.
Şu anki silah çeşitliliği de oldukça geniş. Katana, dev sopa, çift hançer, zırh yumruklar, mızrak ve hatta Japon şemsiyesi! Hani, şemsiye deyip geçmeyin, bu silah düşmanları sersemletiyor ve canını bitirmeden bitirici hareket yapmanıza olanak tanıyor. Şimdi düşünün, bir iblisle savaşıyorsunuz ve elinizde şemsiye var! Hadi oradan! “Beni bırak, ben bir şemsiye dövüşçüsüyüm!” diyerek düşmanlarınıza meydan okuyabilirsiniz!
Görsellik Ve Atmosfer
Görsel olarak, GetsuFumaDen, eski Japon parşömen illüstrasyonlarından etkilenmiş. Cehennemvari canavarlar, iblisler, oniler… Hepsi bu stilin zirvesinde. Oynadığınız sırada arka planda ateşin başında oturan iblisler ve sisli dağlar gibi detaylar, atmosferi güçlendiriyor. Sanki bir Japon mitolojisi içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Ancak, bazı düşman tasarımlarının daha önce birçok oyunda gördüğünüz türden olduğunu belirtmekte fayda var. Yani, “Bu da nereden çıktı?” diye düşündüğünüz bir iblis yok. Ama olsun, önemli olan oynamak!
Ayrıca, ses efektleri ve atmosfer oldukça güçlü. Ancak bölümlerdeki müzikler, biraz tekdüze ve yorucu olabiliyor. Yani, “Evet, yine o müzik çalıyor!” demekten kendinizi alıkoyamayabilirsiniz. Belki de Konami, müzik işine biraz daha dikkat etmeli. Hatta belki de, müzikleri DIR EN GREY gibi bir gruba yaptırsalar, daha eğlenceli olabilir! Sonuçta, bu oyun atmosferine biraz daha eğlence katmakta fayda var, değil mi?
Sonuç Olarak
Sonuç olarak, Konami, bu beklenmedik geri dönüşüyle beni oldukça mutlu etti. GetsuFumaDen: Undying Moon, ilk bakışta bile oldukça eğlenceli ve içeriği zengin bir oyun. Hades, Dead Cells gibi oyunları sevenler kesinlikle bu özgün Roguevania’yı denemeli. Geçmişin unutulmuş bir oyununu bu kadar başarılı bir şekilde geri getirmek, her babayiğidin harcı değil! Eğer Konami, bu oyunun yanı sıra Castlevania, Contra, Silent Hill ve elbette Metal Gear Solid gibi diğer serilere de bir el atarsa, o zaman tam anlamıyla bir bayram yaparız! Şimdi, bilgisayarımın başına geri dönüp bu iblislerle savaşmaya devam etmeliyim!
- ARTILAR
- Bol çeşitlilik sahibi hızlı oynanış
- Taktiksel ve metodik şekilde oynamak gayet tatminkâr
- Görsellik ve animasyonlar muazzam
- Düşman ve boss çeşitliliği başlangıç için fazlasıyla yeterli
- Ses efektleri ve atmosfer güçlü
- Performans düşük sistemlerde bile hayli iyi
- Sıkı kontroller ve gecikmesiz oynanış
- EKSİLER
- Bölüm müzikleri çok tekdüze ve yorucu
- Adamımızın hitbox’ı nerde başlayıp bitiyor belli değil
- Duvarların içinden geçen vuruşlar sıkıntı
- Bazı düşman silah dengeleri daha iyi ayarlanmalı
- Ufak tefek grafik hataları
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?