CD Projekt Red’in yeni projesiyle ilgili duyduklarımız, kalbimizi hızlandıracak kadar heyecan verici. The Witcher 3’ün sanat yapımcısı Stan Just’ın liderliğinde kurulan Covenant, yeni oyunu Gord’u resmi olarak tanıttı. Hemen belirtelim ki, bu oyun, sadece bir strateji ve macera karışımı değil, aynı zamanda ruh halleriyle oynamaya dayalı bir psikolojik dram da vadediyor. Evet, doğru duydunuz! Bir yerleşke inşa edip, orada yaşayanların hayatlarına yön vermekle kalmayacak, aynı zamanda onların ruh hallerini takip edeceksiniz. Yani, karakterlerinizin günlüğünü okumak, sıradan bir günlük okuma seansından çok daha fazlası olacak!
Gord, Slav mitlerine dayanan bir kara fantezi dünyasında geçiyor ve ismi de Orta Çağ’daki eski Slav yerleşkelerinden geliyor. Oyunda, kralın vekilharcı olarak yaban diyarları fethetme emrine amade olacağız. Burada, yerleşkelerimizi inşa ederken, karakterlerimizin akıl sağlığıyla da ilgilenmek zorundayız. Hem fiziksel hem de zihinsel refahlarından sorumlu olduğumuz bu karakterler, işlerini sevip sevmediklerini yazacaklar. Evet, evet, yanlış duymadınız! Karakterler günlüklerini yazacaklar ve biz de onları okuyarak ruh halleri hakkında bilgi sahibi olacağız. Bir nevi ruh haline dair dedektiflik oyunu gibi düşünün. Kim bilir, belki de bir karakter “Bugün yine iş yerinde patronun suratına gülmekten kendimi alamadım” yazacak. O an, “Aman Tanrım, bu adam sinir krizi geçirmek üzere!” dememek elde değil!
Burden Sistemi ve Karakterlerin Dramı
Şimdi, “Burden” sistemi dediğimiz bir durum var. Bu sistem sayesinde karakterler, yaşadıkları travmalarla kalıcı darbeler alabiliyorlar. Yani bir yakınlarını kaybederlerse ya da ormanın kuytularında yaralanırlarsa, bu travmalar onların ruh hallerini etkileyecek. Düşünsenize, karakteriniz bir sabah uyanıyor ve “Bugün çok tatlı bir gün olacak” diye düşünüyor, ama akşam olduğunda “Ah, bugün hayatımın en kötü günüydü” diye yazıyor. İşte bu noktada, o karakteri akli dengesini düzeltecek kadar sevebiliriz ama “Burden” listesine eklediğimiz travmalar, onların hayatıyla ilgili gerçekler olacak. Yani, bir nevi “Seninle beraber yaşamak zorundayım” durumu. Kısacası, karakterlerin ruh halleri ve travmalarıyla oynamak, oyunun en keyifli ve komik kısımlarından biri olacak!
Oyun Mekanikleri ve Dünya Tasarımı
Gord’un dünyası, yaratıcı bir karanlık atmosfer sunuyor. Unreal Engine 4 ile tasarlanmış olan bu dünya, karanlık ve kasvetli bir havaya sahip. Kısacası, piknik yapmaya gelmiyorsunuz! Ormanda dolaşan yaratıklar da cabası; bolca ucube yaratık sizleri bekliyor. Savaş mekaniklerinin nasıl olacağı henüz belirsiz ama tanrıları memnun ederek büyülerine erişim sağlayacağımız söyleniyor. Yani, tanrılara “Hey, bana biraz büyü ver!” demek için bir yol bulmalıyız. Ne kadar aktif kontrol edebileceğimiz ise henüz meçhul.
İnşa mekaniklerine gelince, belirli bir alan içerisinde binaları yerleştirmek zorunda kalacağız. Tam bir obsesif kompulsif olarak, binaların yerleşimini ince ayarlamak benim için bir zevk olacak! “Hayır, bu bina biraz sola kaymalı; hayır, biraz daha sağa” derken kendinizi kaybedebilirsiniz. Bu noktada, harita ve oyun özelleştirme seçenekleri de oldukça zengin olacak. Harita boyutunu, başlangıç kaynaklarını, düşman saldırılarının sıklığını, düşman çeşitlerini ve hava koşullarını ayarlama imkanı sunulacak. Yani, kısacası, “Bugün ne kadar kaos yaratabilirim?” sorusunu sorarak oyuna başlayabilirsiniz!
Gord, sunduğu ilginç fikirlerle ve türler karışımıyla oldukça dikkat çekici bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Şimdiden Steam istek listemize aldık, çünkü bu karanlık ve komik yolculuğa çıkmak için sabırsızlanıyoruz. 2022’ye kadar beklemek zorundayız ama inanın, beklemek bile bu kadar eğlenceli olmayacak! Oyun çıkmadan önce bile, karakterlerin ruh halleriyle oynamaktan keyif alacağımızdan eminim. Bu oyun, sadece bir strateji oyunu değil; aynı zamanda bir ruh sağlığı testi, bir drama ve belki de biraz mizah olacak. Haydi, sabırsızlıkla bekleyelim!
