Gord: Witcher Atmosferinde Strateji ve Hayatta Kalma Mücadelesi
Gord, Witcher evreninde strateji ve hayatta kalma mücadelesi sunarak, oyunculara karanlık ve sürükleyici bir deneyim vadediyor.
3 saat önce
Türkiye’nin bürokratik yapıları ile dünya oyun sektörü arasında ilginç benzerlikler mevcuttur. Her ikisinde de sağlam bir referansa sahip olmak, sizi birçok alanda ileriye taşıyabilir. Bu çerçevede, Gord oyununu düşünmek ilginç bir örnek teşkil ediyor. Geliştirici ekip, eski CD Project RED çalışanlarından oluşuyor ve görsellerde, müziklerde Witcher evreninin izlerini görmek mümkün. Ancak, Gord’un bu iddialı geçmişe ne kadar ayak uydurduğunu sorgulamak gerekiyor. Maalesef, bu konuda bekleneni veremiyor gibi görünüyor.

Google… Gord… Hmm… Gord, Orta Çağ’da Doğu Avrupa ve Slav ülkelerinde yaygın olan bir yerleşim biçimi olarak tanımlanıyor. Bu tarz yerleşimler genellikle dairesel ya da yarım daire şeklinde yapılıyor ve çevresi surlarla çevriliyor. Türkiye standartlarına göre oldukça küçük olan bu topluluklarda az sayıda insan yaşar ve bu kişiler, tarım, hayvancılık, zanaat ve demir işçiliği gibi çeşitli meslekler ile uğraşır.
Oyun, kırsal bir topluluğun krallığın gözünde daha görünür olmasını sağlamak için mücadele eden bir kahya olarak yapılan görevi üstlenmeyi amaçlıyor. Temel hedefimiz, kralın ordusunun ilerlemesini desteklemek. Ancak, bu görev oldukça karmaşık bir ortamda geçiyor; barbarlar, canavarlar ve iblisler tarafından tehdit edilen bir bölgede yerel bir halkı yönetmeye çalışıyoruz. Kralın taleplerini yerine getirmek için farklı güç odaklarından gelen yönlendirmelerle kararlar vermek durumundayız. Her bölümde Gord’umuzu inşa edip geliştirerek ilerlemeye çalışıyoruz, ancak senaryonun derinliği sınırlı kalıyor. Dolayısıyla, Gord’un senaryo açısından öne çıkan bir yapım olmadığını belirtmek haksızlık olmaz.

Abi ortaya karışık yap bi‘şeyler ya. Gord, aslında bir gerçek zamanlı strateji oyunu. Fakat, farklı türlerle harmanlandığı için basit bir strateji deneyiminden çok daha fazlasını sunmayı hedefliyor. Hatta şehir simülasyonu ögeleri bile barındırıyor. Ancak, bazı bölümlerde ortaya çıkan hayatta kalma korkusu da mevcut. İki köylüyü bataklıkta yol alırken yaşamı tehdit eden yaratıklardan korumaya çalışırken, insanın aklında bir kıvılcım beliriyor. Ne yazık ki, bu farklı türlerin birleşimi yeterince etkili bir şekilde işlenmemiş.
Örneğin, oyundaki RPG unsurlarına baktığımızda, karakterlere verilen görevler ile seviyelerini artırabilmeleri ilginç bir detay. Ancak, oyundaki diğer birçok mekanizma büyük eksiklikler barındırmakta. Tiha bir envanter sistemi var; hangi köylünün ne eşyaya sahip olduğunu takip etmek zorundasınız. Böyle bir ortamda bu işlemeyi denemek, oldukça zorlayıcı hale geliyor. Yiyecek sıkıntısı, barbar saldırıları ve köylü ölümleri arasında yönlendirmeye çalışırken bir de ekstra puan getiren eşyaların dağıtımına karar vermem bekleniyor. Bu oldukça karışık ve zaman alıyor.

Açılın ben bu Gord’un agasıyım… Oyun öncesinde yaptığı etki ile dikkat çeken karar alma mekanizmaları ise hayalkırıklığı yaratıyor. Gord’un lideri olarak, belirli durumlarda önemli kararlar almamız bekleniyor. Ancak, çoğu zaman bu kararlar üst düzeyde yüzeysel kalıyor ve derin etkiler doğurmuyor. Örneğin, oyunda “Horror” adı verilen doğaüstü varlıklarla karşılaşıyorsunuz. Bu varlıklar, sizden belirli taleplerde bulunuyor. İlk karşılaştığınızda, bir çocuk kurban etmekten bahsediyor. Karar verirken, yaşadığınız içsel çatışmalar, yükselecek sorumluluk hissi, verilen kararların sonuçları gibi unsurlar yok sayılıyor. Herhangi bir yaptırım olmadan, çocuk kurban etmek gibi bir eylemde bulunmak zorunda kalmak tam anlamıyla sizi etkileyebilecek bir durum olabilirdi, ama sonuç basit bir göz ardı ile geçiştiriliyor.
Oyunun belirli alanlarının kalitesi, karar verme sürecinin derinliğiyle zayıflatılmış durumda. Üç adım ileri, bir adım geri. Oyundaki diğer mekanik unsurlar ise genel olarak fena değil. Bölümler arasında, belirli görevleri tamamlayarak ilerliyorsunuz. Ancak, her bölümde basit meseleler üzerinde yoğunlaşıyor ve aynı döngüde sıkışıp kalıyorsunuz. Kaynak toplama, gelişme ve savunma hareketleri o kadar tekrara düşüyor ki, başlangıçta iyi gibi görünen bazı unsurlar zamanla monoton hale geliyor.

Witcher atmosferini sevelim, koruyalım Gord’un atmosferi, Witcher’dan alınmış birçok unsuru barındırıyor. Ortamın yarattığı hissin hoş bir yanı var ve oyuncular üzerinde nostaljik bir etki bırakıyor. Ses ve müzikler de atmosferin önemli unsurlarından, doğru bir şekilde kullanılması, kendinizi o dünyada kaybetmenize yardımcı oluyor. Grafikler, yeni nesil kalitesine ulaşamasa da, atmosferi sunma konusunda yeterli kalıyor.
Sonuç olarak, Gord, çıkış öncesi büyük bir ilgi uyandırdı fakat birçok kaynaktan beslenmesine rağmen, sıkıntılı bir yapım haline gelmiş. Karar mekanizmalarının yetersizliği, monoton yapısı ve mekanik hataları, deneyimi olumsuz etkiliyor. Yine de, alternatif bir GZS arayan ve Witcher atmosferini seviyorsanız, bir şans verebilirsiniz; ancak beklentilerinizi yüksek tutmamakta fayda var.





Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?