Hawkeye: Çizgi Romanın Renkli Dünyasından Ekrana Taşınan Eğlence Dolu Macera

Bir çizgi romanın kapağını açtığınızda, gözlerinizin parlayıp içsel bir gıdıklanma hissetmeniz şarttır; bu deneyim, bir kitapta sayfa çevirmekten oldukça farklıdır. Normal bir kitapta sayfa geçişlerinde, bir yere varmak adına sabır gerektiren elli sayfa beklemek durumunda kalabilirsiniz. Ancak, 25-30 sayfalık bir çizgi roman faciası, hemen sizi ele geçirmelidir. Gözlerinizin önünde açılan renkli dünyalar, süper kahramanların maceraları ve biraz da komedi sunuyorsa, işte o an içinizden gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir çocuk gülümser! Uyumadan önce saatler süren bir maratona benzeyen dizi veya film izleme süreçleri, genellikle bilinmeyen bir yolculuğa dönüşebilir; hayallerin peşinden sürüklenmenizi olanaklı kılar. Ancak, Hawkeye zaten bu tuhaf yolculukta sizin yanınızda, hemen sizi ilk bölümüne düşünce ve kahkahalarla karşılayacak kadar dost canlısı bir yol arkadaşının ta kendisi! Hemen hemen her kahraman hikayesi, geçmişe yolculuk ve karmaşık duygu durumları ile doluyken, Hawkeye’ın hikayesi ise daha önce hiç olmadığı kadar eğlenceli ve düşünceli bir dille anlatılıyor.

Dizinin esin kaynağı olan 2012 yapımı çizgi roman, Matt Fraction ve David Aja iş birliğiyle ortaya çıkmış; resimler ve yazılar bir araya gelerek okuyucunun zihninde dev bir masal inşa etmiş. Hawkeye ile açılan bu macera, her sayfada yer alan yaratıcı akış ile devam ederken, Clint’in pencerenin kenarından aşağı doğru uçtuğu sahne, akla kazınan ilk anlardan biri oluyordu. Çizgi romanın hitap ettiği tarz ve atmosfer, başlangıçtan itibaren diziye hayli göz alıcı bir şekilde sızmış. Diziye dair ilk izlenimlerim ise, başlamadan evvel beklediğimden daha olumlu ve keyif verici oldu! Her ne kadar Kate Bishop’un dizide öncelikli rol oynayacağı malum olsa da, karakterin hayal gücüne şapkalar havada uçuşarak katılması, dizinin eğlenceli yanını zirveye taşıyor.

Hawkeye’ın başını çektiği bu macera, 2012 yılındaki Avengers filmine dayanarak, o unutulmaz New York savaşı ile Kate Bishop arasında ince bir bağ kuruyor. Bu tatlı bağ, diziye bambaşka ve eğlenceli bir boyut kazandırıyor. Bir tür nostaljik müzik sahnesiyle de zenginleşen dizi, Endgame sonrası Clint Barton için mükemmel bir başlangıç oldu. Bu ikili ilk karşılaştıklarında hissettiğim heyecan, “Tamam, bu dizi kesinlikle iyi olacak!” dedirtti. Çünkü diziye taşınan çizgi romanın en güzel özellikleri ile Kate Bishop’un canlılığı ve Clint Barton’ın tatlı bezginliği yerli yerinde duruyordu.

Avengers ekibi, kahramanlıktan çok daha fazla bir şey ifade ediyor. Sıradan bir insan olan Clint Barton, diğer tanrıların oluşturduğu egoist ekibin yanındayken, eski bir eğitimci, bir aile babası ve emeklilik hayalleri kuran adam olarak öne çıkıyor. Elbette pek çok insan, “Çizgi romanlarda bu adam hep tanrılarla savaşıyor, ya şimdi?” diye düşünebilir. Ancak gözlerinizdeki ironik gülüşler, onu izlemek için yeterli bir neden! Hawkeye’in kahramanlık günleri yavaş yavaş geçmişte kalırken, Kate Bishop’un bu hikayeye dâhil olması, bir dönüm noktası oluşturuyor. Bu yeni formasyonda, katılan Pizza isimli sevimli köpek de isim olarak dikkatimizi çekiyor. Kahraman köpek olarak nitelendirebileceğimiz Pizza, dizinin alaycı bağlamında hayli keyifli sahneleri beraberinde getiriyor. Eşofmanları içinde sıradan bir adam olan Clint, aniden kendini mafyadan oluşan tuhaf düşmanlarla kapışırken buluyor. “Emekli bir adam buna nasıl katlanıyor?” sorusunun cevabı ise tam da orada; gülmekten karnına ağrılar girmesi gereken bir evre!

Bir nevi anekdot gibi serpiştirilen şakalar, dizinin komik havasını bir kat daha yukarı çıkarıyor. Ebeveyn ve yılbaşı ruhu ile ilgili sahneler, Clint’in emekli bir Avengers olmasının en güzel kanıtı. Kimseden korkmayan bir babanın, terliklerini giyip gazete okuması aslında onun yüreğindeki güneş ışığının en güzel yansıması! Hawkeye, tam anlamıyla bir muhacirin emekliliğini hak eden, belki de en çok hak eden üyelerden bir tanesi. Tüm bu süreçlerin içinde, araya sıkıştırılan gizemler ise hikayeye derinlik katarken, tüm bu izleme keyfini sürdürmemizi sağlıyor. Marvel Sinematik Evreni’nin halef/selef çalkantıları, Kate’in yeni nesil liderliğiyle birleşince, sinema dünyasında kafamda bir çok soru oluşturuyor. “Acaba Kate Bishop, yeni Taze Avengers ekibinin lideri olacak mı?” Cevaplar belirsiz, ama merak orada; her bölümün sonunda keşfedilmeyi bekliyor!

Çizgi roman dünyasında ve MCU’da uzun zamandır beklenen değişim tam karşınızda! Taze Avengers denilen genç kahramanlar arasında Kate Bishop, Hawkeye’ın boşluğunu dolduracak ve onun ayak izlerini takip edecek. Tam da bu noktada, hem geçmişin hem de geleceğin kahramanları arasında bir köprü oluşturulacak. Sam Wilson, Monica, Shuri ve Yelena’nın olduğu bu kıyamet ortamında, Kate’in macerasının altından neler çıkacağı büyük bir merak konusu. Zamanla geleceğe yön verecek olan bu yeni liderin tanımlanmasını beklerken, her hafta yeni bölümleri izlemeye ve gurur duymaya ihtiyacım var. Tüm bu becerisiz kaosun içinde, Hawkeye’ın bir epik komediye dönüşmesi bana iyi geldi! 22 Aralık’taki final bölümünde de böyle düşünmek dileğiyle, tüm komik ve gerilimli olayların içinde kalmayı nasıl başaracağım merakıyla geleceği bekliyorum. Belli ki, taytlı kahramanlardan sonra bu tür bir diziye ihtiyacım varmış işte!