He-Man ve Kâinatın Hakimleri: Nostaljinin Yeniden Canlanışı
He-Man ile kılıcınızı kuşanıp nostalji saldırısına hazır olun! Kâinatın Hakimleri geri döndü, şimdi pelerinlerimizi açalım!
2 saat önce

80’li abilerin en büyük eğlencelerinden biri, hafta sonu TV’nin önüne kurularak dönemin enfes çizgi dizilerini izlemekti. O zamanlar Voltron, Ninja Kaplumbağalar, Transformers, Thundercats ve G.I. Joe gibi ağır toplar varken, bu abiler günlük streslerini atmanın yanı sıra, yarı sapıttıkları kahramanlarla dolu olan çizgi dizi evrenlerinde kaybolmayı tercih ediyorlardı. Bu dizilerin her biri, yıllar sonra bile dönemin çocuklarının içini cızlatan, oyuncakları ve filmleri ile birer popüler kültür öğesi haline geldi. Benim için ise başka bir özel yeri olan, çocukluk yıllarımın vazgeçilmezlerinden biri Masters of The Universe (He-Man ve Kâinatın Hakimleri) oldu. Dönemin 10 yaş altındaki erkek çocuklarına “ben en güçlüyüm” dedirterek, neredeyse evrenin en güçlü adamının ikonik dönüşümünü ve unutulmaz dost-düşmanlarını keşfetme şansı sağladı. Ve tabii ki “dönerek vurabilen” kaslı oyuncaklarının da bir o kadar albenisi vardı. 1987’de sinemada, gittiğim ilk filmlerden biri olmasına rağmen, stratejik hatalarla dolu fiyaskolar silsilesi olsa da, yıllar sonra alanında gerçek bir kült halini aldı.
Yaşım ilerledikçe He-Man’e olan sevgim, sadece çocukluğumu renklendirmekle kalmadı, aynı zamanda büyü ile teknolojiyi, çelik ile ateşli silahları bir araya getiren ve onları karşı karşıya getiren bir evren sunmasıyla daha da pekişti. Eternia, geçmişle geleceği bir arada bulabileceğimiz, bambaşka bir yerdi. Sonuçta bu bir çocuk programıydı ve orada griler pek yoktu; iyiler ve kötülerin karakterleri belliydi ve yerlerini de iyi biliyorlardı. İşte bu sebeplerden ötürü bugün o ilk dizinin sona ermesinden 36 yıl sonra, seri kaldığı yerden devam ediyor.
Tozlu sayfalardan günümüze geçmeden önce, sıcak sıcak iki önerim olacak:
- MotU’nun arkasındaki çizgi dizi ve oyuncak ekibinin Mattel’i nasıl hem vezir hem de rezil ettiğini anlatan Netflix belgeleri olan “Gölgelerin Gücü Adına: He-Man ve Kâinatın Hakimleri’nin Eksiksiz Tarihi” ve “The Toys That Made Us: He-Man” izlenmeli. Bu belgesellerle geçmişe bir yolculuk yaparken, aynı zamanda nostaljik gözyaşları da dökebilirsiniz.
- Lore ve karakterleri daha iyi anlamak için 2002-2003 dönemine ait yapımı izleyin ve eğer bir çizgi roman meraklısıysanız, DC’den çıkan He-Man çizgi romanlarını okumanızı öneririm. Amazon’lardan temin etmek çok mümkün!
Kadroya Gel Kadroya!
Revelation ilk duyurulduğunda, altında ne yattığını tam olarak anlayabilmiş değilim. Kevin Smith hayranı olmamakla birlikte, DC ve Marvel’da yazdığı çizgi romanlarla belirli bir hayran kitlesine sahip bir “geek” olarak karşımıza çıkıyor. Yapımı, Castlevania çizgi filmi ve Mortal Kombat X, Darksiders 2 gibi oyunların animasyonlarını yapan Powerhouse Animation üstleniyor. Ama asıl olay seslendirme kadrosunda gizli! Mark Hammil (İskeletor, Joker, bir de Jedi), Sarah M. Gellar (Buffy), Alan Oppenheimer (eski İskeletor, yeni Moss-Man), ve daha fazlası. Yani tam bir yıldızlar geçidi gibi!
İlk dizinin 1985’de bittiği yerden başladık iddiasında olan Revelation, boşlukları aynı isimdeki çizgi romanla dolduruyor. Ama inanın, bu dizi tahminimizin ötesinde bir aksiyon, şiddet ve ölüm (!!) ile açılıyor. Ve heyecanla bekleyen bizler için bu dizi çocuklara değil, 80-90’larda büyümüş olanlara göre hazırlanmış. Tanıdığımız pek çok eski yüz var, hatta oyuncak olarak kalmış olan Scare Glow, He-Ro ve King Grayskull bile çıkıyor! (Bunların yanından geçerken oyuncakları istemeden “bir He-Man yok mu?” diye sormadan geçemiyoruz).
Teela ve Kâinatın Hakimleri… Hı?
MotU: Revelation, izleyen dünkü çocuklar arasında ciddi bir fikir ayrılığına, hatta forumlarda çatışmalara neden oldu. Animasyon kalitesi müthiş, karakterleri seslendiren kadro enfes, ama bir sorun var ki ilk beş bölüm boyunca Teela’yı ve Evil-Lyn’i daha yakından tanıyor, Tri-Klops’un tarikatı gibi pek oturan farklı fikirleri görüyoruz. Grayskull’a adını veren kralı tanıyor, He-Ro ile tanışıyoruz, ama işin garibi, ilk bölüm dışında He-Man’i pek göremiyoruz! Hatta Teela odaklı bir hikâye izliyoruz. Ama bu da ne? İki yıl önce bir YouTube kanalı içerden aldığı bilgilerle dizinin He-Man odaklı olmayacağını paylaşınca, Kevin Smith kendilerine sıkı eleştiriler yöneltmişti. Üzerine dizinin tamamen He-Man’i öne çıkaran pazarlama materyalleri binince, fanların bir kısmı kandırılmış hissederek IMDB ve Rotten Tomatoes’a adeta eleştiri yağdırdı.
Neyse ki, ana karakterlerden şok edici ölümlerle dolu olan bu hikaye, belli ki büyük bir evrenin kapısını açıyor. Ama merak etmeyin, 80’lerin He-Man’inde olduğu gibi cücükler gibi hiç kimseden saplanmadan ve doveye devrilecek şekilde başlayan bir He-Man yoktu. Ama bir bakmışsınız, He-Man, 80’lerde birkaç dakikada bir görünürken, şimdi nerdeyse hiç yok! Evet, He-Man adının anılmadığı bir dizide geçiyor ama tabii ki pek çok nostaljik öğeye de yer vermekte.
Şimdi, dizi mükemmel mi? Tabii ki hayır. Kısıtlı süreye sığmak için aceleye gelen konular diziye tuzu biberi olduğu gibi sokuveriyor. Uzun zaman tozu dumana katan, hayal kırıklığından deliye dönen Teela, Cringer’ın (Titrek) 20 saniyelik konuşmasıyla anında ikna mı olur? Sanmam! (Yeni saçını hiç ama hiç beğenmedim. Ama Allah’tan Lyn var!). Yine de, eğer Smith’in yanlış yönlendirmelerine dikkat edilmezse, yukarıda yazdığım güzel yanları ile birlikte beklenmedik ters köşelerle de dolu bir dizi seyretmiş olacağız.
Hep birlikte hem mutluluğu hem de hayal kırıklığını yaşatan Revelation’ı ve sonrasında After Show röportajlarını mutlaka izlemelisiniz. Ancak puanlama için ikinci beş bölümle sezonun bitişini beklemek zorundayız. Belki o zaman He-Man’i daha çok görüp, içimizi rahatlatarak bir nostalji yolculuğu yapabiliriz!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?