Hearthstone Battlegrounds Rehberi: Stratejiler ve Kahraman Seçimleri

Hearthstone’un yeni modu Battlegrounds, oynaması kolay ama ustalaşması zor bir oyun deneyimi sunarak kendine büyük bir hayran kitlesi oluşturdu. İlk bakışta, bu modun şansa dayalı olduğunu düşünebilirsiniz; ancak durum hiç de öyle değil. Hani derler ya, “Şans, hazırlığın fırsatla buluşmasıdır.” İşte burada devreye kahramanlar ve kartlar giriyor. Bazı kahramanlar diğerlerinden daha güçlü, ve doğru kartları elde etmek, bazen bir hazine haritası bulmak kadar zor olabiliyor. Üstelik, yeni gelen Darkmoon ödülleriyle birlikte oyunun dinamikleri değişiyor. Kafanızın karışması oldukça normal. Neredeyse her el, zayıf bir desteyle başlayan bir oyuncunun bir anda güçlü bir ordunun sahibi olabileceği gibi, doğru kartı beklerken oyunu kaybedebilme riskini de beraberinde getiriyor.

İşte bu yüzden, hem “profesyonel” oyuncuların taktiklerini hem de kendi deneyimlerimizi harmanlayarak size ufak bir rehber sunmaya karar verdik. Eğer şansınız yaver giderse, bu taktikleri uygulayarak Battlegrounds’un zorlu basamaklarında hızla yükselebilirsiniz. Unutmayın, burada kural 1: İlk elinizdeki kartlar, sizin için “altın değerinde” değil, “çöp” kadar önemsiz olabilir.

Hangi Tiple Ordu Kurmalıyım?

Battlegrounds’un en büyük kaybedenleri, kafalarında belirli bir orduyla oyuna başlayan oyunculardır. Bu, aslında bir nevi “kendi ayaklarına sıkmak” gibidir. Belirli temalara sahip desteler için kritik kartlar var, eğer o kartı bulamazsanız, rakiplerinizin önüne geçmek neredeyse imkansız hale geliyor. Hadi gelin, bu durumu biraz daha eğlenceli hale getirelim. Kartlar, bir hazine avına çıkmak gibidir. O hazineyi bulmak için harcadığınız altınlar, bir gün gelir sizi batırabilir.

Oyunun metası, yeni tanıtılan Darkmoon Kartları’na göre değişiklik gösterse de, bazı değişkenler sabit kalıyor. İlk ellerde özelllikle Murloc gitmiyorsanız, günü kurtaracak kartlar seçmek ve belirli bir temaya bağlı kalmadan hızlı bir şekilde seviye atlamak mantıklı bir taktik. İlk 6 round boyunca elinizdeki kartları güçlendiren kartlar yerine, Freedealing Gambler gibi 3 altın değerindeki kartlara odaklanmak, size fazladan minionlar kazandırabilir. Bu minionları oyunun ilerleyen turlarında satıp para kazanabilirsiniz. İlk ellerde kaybetmek, aslında büyük bir kayıp değil. Çünkü oyunun başlarında kaybettiğiniz canlar, son turlarda kart değerlerinin büyümesiyle telafi edilebilir.

Bir Kart Seç ve Beni Taklit Etme!

Şimdi sorulması gereken soru şu: Elinizdeki kartlara odaklanıp, “gerçek” bir ordu kurmaya ne zaman başlayacaksınız? Bu sorunun tek bir doğru yanıtı yok; ancak genel olarak önemli kartlar dördüncü ve beşinci seviyelerde kendini göstermeye başlıyor. Mesela, Crackling Cyclone, hem farklı tipte kartlar kullanan ordulara hem de elementlerde iş yapıyor. Burada dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise, Hearthstone’da kartların ortak havuzdan çekilmesi. İlk seviyelerdeki kartların sayısı oldukça fazla, fakat beşinci seviyede aynı karttan dokuz adet, altıncı seviyede ise sadece altı tane bulmanız mümkün.

Ölen oyuncuların kartları da yeniden havuza ekleniyor. Yani, bir nevi “hayalet kartlar” var. Bu, iki sonuç doğuruyor: Eğer korsan veya hayvan gibi aynı temalı kullanan birden fazla oyuncu varsa, aslında bu oyuncular birbirlerini kilitlemiş oluyorlar. Bu sebepten dolayı, oyuncuların genelinin odaklandığı temalardan uzak durmak, oyunda son dörde kalmak için yeterli bir sebep. “Önce gelen kapar” mantığıyla hareket etmek aslında pek de yanlış değil. Azalan kart havuzundan önemli kartları tek başına çekmeye çalışmak, aynı seviyede 7-8 oyuncu varken daha kolay bir uğraş. Burada önemli olan, çok hızlı seviye atlayıp savaş alanında zayıf kalmamak.

Kahraman Seçiminde Dikkat!

Oyunda hemen hemen her kahramanın, yapacağınız tercihleri değiştiren küçük özellikleri var. Bazıları fazla güçlüyken, diğerleri “Eh işte” seviyesinde kalabiliyor. İşte burada birkaç dikkat çeken kahramanı inceleyelim:

• George the Fallen: Deli bir paladin olan George, iki altınlık özelliğiyle istediği karta Divine Shield veriyor. Bu kalkan, neredeyse her yaratığın değerini iki katına çıkarıyor. Özellikle Murloc’larla etkili olan bu kahraman, neredeyse her kart tipiyle başarılı olabiliyor.
• Elise Starseeker: Elise, haritalarıyla oyuncuya her seviye atladığında yeni bir kart keşfetme şansı sunuyor. Seviye atlayınca gelen haritayı kullanmak sadece 2 altın tutuyor. Bu, 4. ve 5. seviyeden garanti bir yaratık sahibi olmanızı sağlıyor. Düşünsenize, diğer oyuncular turlarca beklerken, siz 2 altın karşılığında güçlü kartlar kapıyorsunuz!
• Ragnaros The Firelord: Ragnaros, 25 düşman öldürdüğünde en sol ve sağdaki yaratıklarına her el +4 saldırı ve atak puanı veriyor. Ancak bu özellik, dikkatlice kullanılmadığında tam bir fiyaskoya dönüşebilir. Yani, “Başarırsa” kısmı çok önemli!
• The Lich King: Reborn özelliği sayesinde, Lich King hem erken aşamalarda hem de son turlarda etkili olabilir. Özellikle, Deathrattle özellikli kartlarla birleştiğinde tam bir efsane haline gelebilir.
• Reno Jackson: Reno, “We are Gonna be Rich” özelliğiyle herhangi bir yaratığı altın yapabilmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Başarılı bir şekilde kullanıldığında, rakiplerinizi alt etmenin en kolay yollarından biri olabilir.

Unutmayın, başarılı bir Battlegrounds oyuncusu olmak, yalnızca şansa değil, aynı zamanda akıllıca stratejilere de bağlı. Uyguladığınız taktikler ve kahraman seçimleriniz, sizi zafere götürebilir. Eğer bunların hepsini doğru bir şekilde yapmayı başarırsanız, oyun sonunda “Kazandım!” diye bağırmak için bir sebebiniz olacak. Şimdi, kartlarınızı seçin, kahramanınızı belirleyin ve maceraya atılın! Unutmayın, bazen kaybetmek de eğlencenin bir parçasıdır; en azından rakiplerinize bir “şans” vermiş olursunuz!