Siteyi takip eden okuyucularımız bilir, Destiny 2 ve hile geliştiricisi AimJunkies arasındaki dava tam bir komedi filmi gibi geçti. Resmi kararın açıklanması, izleyenleri öyle bir heyecan sarhoşu yaptı ki, sanki bir sezonun final bölümünü izliyor gibi hissettik. Dava sürecinde Adalet Bakanlığı yerine Adalet Eğlencesi Bakanlığı olsaydı, belki de o kadar eğlenecektik! Nihayetinde, AimJunkies’in Bungie’ye tazminat ödemesine karar verilmesi, mahkeme salonundaki izleyicileri bir “jahhhaa!” çığlığı attıracak kıvama getirdi. Kendinizi sayfaya sabitleyin, çünkü bu hikayede daha çok şey var!
Bir süre önce, hile geliştiricisi AimJunkies, Bungie’yi “kendi bilgisayarlarına haksız yere erişim sağlama” ile suçlayarak dava açmıştı. Bunu duyduğumda aklıma hemen komedi filmlerindeki haksız yere suçlanan karakterler geldi. Mahkemeler, AimJunkies’in, Bungie’nin bilgisayarlarına girme konusunda o kadar masum olmadığını düşündü ve bu suçlamaları mesnetsiz buldu. Sonuç olarak, AimJunkies’in karşı davası bir çuval patatese dönüşür gibi düşürüldü ve adalet yerini buldu. Ne de olsa, hile ile oynamanın bedeli var!
Sonuç olarak, Bungie lehine çıkan bu davanın tek başına bir legal komedi senaryosunu andırmakla kalmayıp, aynı zamanda bir de “emsal” teşkil edeceğini söylemek gerek. İnanılmaz bir şekilde, Bungie daha önce iki farklı hile grubundan toplamda 32 milyon dolara yakın bir tazminat almayı başarmıştı. Yani, hilecilere karşı açılan davaların öyle bir zemin sağlaması durumu söz konusu ki, bundan sonra her hileci, “Ben buradayım, ama ben aynı zamanda mahkemede de varım!” diyerek kendi yerini sağlamlaştırma çabasına girebilir. İşte bu durum, bizim için hukuk mücadelesinin daimi bir şamata olmasına neden oluyor.
Bungie’nin kazandığı 63.210 dolar, belki de pek büyük görünmüyor; hilecilerin yarattığı hasar ve kayıplar düşünüldüğünde, birçoğuna göre bu miktar ancak bir ayakkabı parası bile edebilir. Ancak bu dava, oyun geliştiricilere karşı hile geliştiricilerinin ne derece tehlikeli olduklarına dair bir uyarı niteliğindedir. Hilecilerin, kendi bilgisayarlarına haksız erişim sağlamak üzerine kurulu oyun dünyasında nasıl “rekabet” sağladığını gözler önüne seren bir örnek. Anlayacağınız, burada hem adalet kazanıyor hem de mizah Doğa Korkusundan korkmadan yüzeye çıkıyor.
Son olarak, bu dava ile birlikte spin-off bir komedi dizisi çekilse, “Hilecilerin Tazminat Hikayesi” adı altında fırtına estirebiliriz. Mahkeme salonunda şarkılı türkülerin ve dansların eşlik ettiği bir dizi düşünsenize; hilecilerin avukatı bıkkınlıkla, “Müvekkilim ne kadar çok para kazandırdı, bir de tazminat ödedi! Bu nasıl iş?” diye söylenirken, karşı tarafın avukatı ise, “Ama bizim de işimiz bu!” diyerek neşeli bir şekilde sahneye çıkabilir. Harika bir televizyon içeriği olduğunu kabul edin! Sonuçta, biz de bu konuyu hafif bir “komedi ışığı” altında değerlendirebiliriz!
