Xbox, hayattan bezmiş ofis işçileri için bir nefes alma aracı sunuyor. Son marka tanıtım filmi için sinema dünyasının en ünlü yönetmenlerinden birisi olan David Fincher ile bir araya gelmeleri tam da bu hedefe yönelik müthiş bir hamle. Yani düşündüğümüzde, eğer bu adam “Fight Club” gibi bir başyapıt yaratabiliyorsa, bir Xbox reklamı çekmekte de elbette pek bir mahsur yok. “Wake Up” (Uyan) adlı reklam filminde, monoton bir hayatın pençesine sıkışmış olan Horatio isminde sevimli bir farenin hikayesi konu alınıyor. Şimdi, bu fareye biraz dikkat etmemiz lazım çünkü o tam anlamıyla “kendi cennetine giden yolda kıvranan bir işçi” hikayesini yaşıyor!
Reklam filmi öyle başlıyor ki, Horatio her sabah dev bir egzersiz çarkında koşarak güne başlıyor. Yani düşünün, bu fare sabah uyanıyor, “Vay canına, bugünkü hedefim süper hızlı bir koşu yapmak!” diye karar verip çarkta dönüyor. Ancak, Horatio’nun sıkıcı masa başı hayatından kurtulması, ne yazık ki egzersiz çarkını çevirmesiyle bitmiyor. O çark dönerken düşünüyor: “Acaba XBOX mı oynasam? Yoksa biraz daha koşmaya devam mı etsem?” Ki bu, gerçekten bir fare için zor bir karar, zira yine de o çarkı döndürmek zorunda olduğu sürece, gerçek hayat ona “Çalış!” diye bağırıyor. O çark yetmezmiş gibi, Horatio’nun ofis hayatı tam anlamıyla bir kabus! Akşamları işten çıkarken, sanki iş arkadaşları onu çok seviyor gibi görünse de, hepsi aslında onun kaçışını umursamıyor.
Günün sonunda Horatio, nihayet evine dönüyor ve “Sonunda özgürüm!” diye bağırarak Xbox’ını açıyor. Arkadaşlarıyla oyun oynamaya başlıyor ve bu anı “ihtiyaç duyduğu eğlence dozunun, onu her zaman olduğu insana dönüştürmesi” şeklinde tanımlıyor. Yani o sıradan ve sıkıcı hayatından neredeyse bir çırpıda sıyrılıp, oyun dünyasına dalıyor. Burada önemli olan, oyun oynamanın sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir rahatlama, boşalma ve gerçek hayattan uzaklaşma imkanı sunduğu. Buraya kadar her şey mükemmel! Ama bir de unutmamamız gereken bir şey var: O çark! Horatio’nun o sinir bozucu egzersiz aletinin yüzünden oyunu oynamaya geç kalmaması lazım, o yoksa ona sürpriz viskiyle değil, krakerler ile misafiri olacaktır. Yani sinema tadında bir macera yaşamak isteyen bir farenin, işten bir an bile gözünü ayırması gerekmekte!
Unutmayalım ki Xbox, bu yalnızca eğlenceli olmaktan öte bir yanı var. Kendisi, gündelik hayatın sıradanlığından kaçış olan eğlenceli bir yeniden doğuş ya da bir tür ferahlatıcı bilgisayar şöleni sunuyor. Böyle durumlarda “Gerçekten de bu fare, oyun oynamayı sevmeli,” diye düşündüm. Ama şu da var ki, yalnızca Xbox değil, bu alanda Nintendo da var. Özellikle “The Legend of Zelda: Tears of the Kingdom” için hazırlanan, sıradan bir adamın yorgunluğunu gözler önüne seren duygusal reklamı hatırlayalım. İşte o reklam, yine hayatın kederinden zaferle çıkmanın sinyallerini veriyor.
Sonuç olarak, horozlar gibi her sabah erkenden uyanıp işte çarkı döndürmek yerine, birazcık oyun oynamak ve gerçek hayattan uzaklaşmak, hem Horatio’yu hem de sıradan bir adamı “Hadi bakalım bu gece eğlenelim!” deme cesareti kazandırıyor. Evet, belki de hayat bazen sıkıcı olabilir; ama en azından hayatta bir kaçış alanı bulmak, her şeyin ilacıdır! Peki, bu durumda her sabah Horatio gibi “Dev çarkımda daha ne kadar döneceğim?” diye düşünmemek için hangi oyunları deneyeceksin? Haydi, onu da düşünelim!
