Horses: Tartışmalı Eğlencenin Ardındaki Deneysel Yürüme Simülatörü

Bazı oyunlar, tartışmaları provoke etmek veya insanları rahatsız etmek amacıyla tasarlanır. Genellikle bu tür oyunlar, emek verilmeden oluşturulmuş, en temel düzeyde kaliteden uzak yapımlardır. Santa Ragione’nin geliştirdiği Horses, tartışmalara yol açacağını bilerek piyasaya sunmuş olabilir. Ancak, Horses’ın sadece Steam ve Epic Store’dan yasaklanmış olması değil, daha fazlası var. Tartışmalar bir kenara bırakıldığında, Horses aslında deneysel ve temel bir oyun olarak ortalama bir seviyenin biraz üstünde kalıyor. Bir yürüme simülatörü olarak çekici mekanikleri ve ilginç bulmacaları barındırıyor.

Oyun, çalışmak ve para kazanmak için bir at çiftliğinde iki hafta geçiren 20 yaşındaki bir genci merkezine alıyor. Oyunu başlatırken, gözlerimizi çarpıcı kamera açıları ve 1930’ların siyah-beyaz filmlerinden esinlenen görseller hemen çekiyor. Belirli eylemleri gerçekleştirirken animasyon yerine film karelerinin kullanılması da dikkat çekici. Bu teknik, oyunun rahatsız edici atmosferini güçlendirirken, aynı zamanda düşük maliyetli bir çözüm olarak öne çıkıyor. Günümüzde eski siyah-beyaz filmlerin pek çoğu kamusal alanda kullanılabilirken, bu tür bir tekniğin bağımsız geliştiriciler tarafından daha fazla incelenmesini isterdim. Ancak, bu teknik basit bir çözüm olarak kalıyor; genel olarak ise yüksek prodüksiyon değerine sahip ve karmaşık bir yapım yok. Bunu bilerek seçtiklerine eminim, en azından karakterlerin animasyonları ve modelleri için durum böyle. Ancak bazı animasyonlar, sanki bir Game Jam’den çıkmış gibiydi. Geliştirme sürecinin iki yıl sürdüğü ve etkileşim olarak sınırlı bir oyun için daha fazlasını bekliyordum.

Model kısmına gelince, atlara değinelim. Evet, at kostümlü insanlar ve evet, çıplaklar. Fakat sansür nedeniyle önemli yerleri göremiyoruz. Yine de, pek çok ayıp durumla karşılaşabiliyoruz. Eğer bir arkadaşınız oyunu deneyiminiz için bir kenara koymadan önce konuşmamışsa, bu sahnelerden zaten haberdarsınızdır. Bu nedenle, görünce beklenen şok etkisi pek yaratamayabilir. Yine de, bu unsurlar oyunun anlatısında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, evet, bu hiçbir şekilde bir porno oyunu değil.

Atları gördüğünüzde, işler yolunda gitmiyor gibi bir hissiyat doğuyor. Günler geçtikçe, bazı şeylerin ne kadar garip olduğunu fark etmeye başlıyorsunuz. Bu noktada, oyunun vermek istediği mesajlar daha belirgin hale geliyor. Görsel stil ve kamera açıları gibi unsurlar, bu mesajları doğrudan bize iletiyor. Belki biraz daha az doğrudan anlatsaydı, daha etkileyici bir hikaye oluşturabilirdi. Yine de, vermek istediklerini katı bir biçimde ileten geliştiricilere hayranım.

Ali Baba’nın çiftliğinde gündelik işler yaparken, bazen seçim yapma fırsatınız da oluyor. Ancak, derin bir diyalog sisteminden bahsetmiyorum; burada zaman zaman fikirlerinize ihtiyaç duyuluyor ve her seferinde tek bir duyguyla yanıt verebiliyorsunuz. Fakat bu seçimlerin anlatıyı önemli ölçüde etkilediğini düşünmüyorum. Olumsuz bir durum olarak görmüyorum bunu; anlatının bir parçası gibi hissettim.

Horses’ı genel anlamda değerlendirdiğimizde, tartışmaları veya sansürü haklı çıkaran bir özellik taşımadığını görüyoruz. Görsel sunumunun yarattığı şok etkisi hızla kayboluyor. Faşizm, cinsel ve psikolojik şiddet gibi kötü mesajlar verilse de, düşündürmekten çok eğlencelik bir tat bıraktı bende. Belki hayvanlara yönelik davranışları sorgulatabilir; çiftlikler ve hayvanat bahçelerine farklı bir gözle bakmamıza yardımcı olabilir.

İlginç görsel sunumunun dışındaki açıklıkla değerlendirdiğimizde ise karşımıza ortalama bir yürüme simülatörü çıkıyor. 18 yaş üstü, deneysel ve sanatsal oyunları seven kullanıcılar, birkaç ilginç saat geçirebilir.