İlk iPod Touch’ı gördüğümde, Galatasaray’ın kadrosunda Pino’nun olduğunu hatırlamak pek ilginç bir anı. O zamanlar, Pino’nun futbol yetenekleri kadar iPod’un hayatımızdaki etkisi de dikkat çekiciydi. Dürüst olmam gerekirse, üniversiteye hazırlık sürecinde bu minik teknoloji harikası, bana adeta bir uzay aracı gibi geliyordu. Cebimde taşıdığım bu küçük cihaz, bana müzik dinlemenin ötesinde bir dünya sunuyordu. O günlerden bu yana geçen süre zarfında, iPod’lar akıllı telefonlarla yarışacak kadar popüler olmayı başarmış, birçok insana ‘müziği cebinde taşımak’ fikrini aşılamıştı. Ancak, Apple’ın son açıklamasıyla birlikte bu teknoloji harikasının da sonuna geldiğimiz anlaşıldı.

Apple, iPod Touch’ın üretimine son vereceğini açıkladığında içimde bir hüzün dalgası estim. Hani bazı insanlar bir kitap okurken duygulanır, ben de bu haberi alır almaz gözlerimde bir yaş belirdi. Müzik dinlemek için tercih edilen bu alet, iPhone’dan önce ve sonra dönemlerin büyük bir temsilcisiydi. Kısa süre içerisinde birçok insanın elinde dolaşır hale geldi; bir zamanlar sinema biletine eşdeğer bir değeri vardı. Düşünsenize, iPod Touch ile müziği her an yanınızda taşıyabiliyor, hatta sırf hava durumunu kontrol etmek için bile müzik dinliyorduk. İşin komik tarafı şuydu ki, bazı zamanlar müzik dinlemek için ders çalışırken bile iPod’un tuşlarına göz attığımı hatırlıyorum. Hoca ne kadar sinirlenirse sinirlensin, içimdeki müzik ruhu asla sönmedi!

iPod’un hayata giriş tarihi olan 2001 yılı, sadece müzik severler için değil, teknoloji meraklıları için de bir dönüm noktasıydı. Hani, o zamanlar MP3 çalar dediğimiz aletleri sadece birkaç şarkı atlayarak kullanabiliyorduk. Ama o iPod, hepsini alt üst etti! Müzik dinleme alışkanlıklarımızı adeta yeniden şekillendirdi. 2019 yılına geldiğimizde ise tam 7 nesil geçirmiş olan iPod Touch ile tarihi bir yolculuğu tamamlamış olduk. Artık, bu kült cihazın kipleriyle değil de anılarıyla yaşayacağız. Bir düşünün, tam yedi farklı versiyonu olan bir cihazın, günün birinde sadece bir hatıra olarak kalacağını kim düşünebilirdi ki? Ancak stoklar tükendiğinde, tüm bu anılarla birlikte iPod’un da fişi çekilmiş olacak.

Teknolojinin çehresinin nasıl değiştiğini gözlemlemek oldukça ilginç. Bir zamanlar her an elimizde olan bu cihaz şimdi unuttuğumuz teknolojiler arasında yerini alıyor. Ama üzülmeyin, iPod’un tarihe karışması demek, müziğin sona ermesi değil. Yıllar içinde başka akıllı cihazlar kapımızı çalacak, müziği daha erişilebilir hale getirecek. Belki bir gün, “iPod” anılarını anlatan bir belgesel izleriz, o da bize nostaljik bir gülümseme sunar. Bunun için en azından müzikle dolu bir hayatın yanında, iyi bir mizah duygusu barındırmalıyız!

Sonuç olarak, iPod Touch’ın sonu, müziğin sonu değil, yeni bir dönemin başlangıcı olarak görmek gerek. Ancak unutmayalım, iPod’ları sayılarla değil, yaşadığımız anılarla anıyoruz. Yaşasın müzik ve teknolojinin birleştiği o eğlenceli, bazen uzun bazen kısa olan geçmişimiz!