James Bond’un Efsanevi Ekipmanları: Mizah ve Aksiyonun Buluşma Noktası

James Bond’u düşündüğümüzde aklımıza gelen ilk şeylerden biri de hedefe ulaşmasını sağlayan o muhteşem ekipmanlar! Evet, o hoşgörülü Q Departmanı’nın Bond’un hayatını kurtarmak için geliştirdiği teknoloji harikalarını düşünmek bile beni güldürüyor. Hani şu küçük bir saatin içinde roket fırlatıcı, araba şeklindeki bir uzay gemisinin de koca bir buzdolabı gibi görünmesi gibi… Eğer bunu bir çocuğa açıklasak, “Baba, neden bu saatle uçağa binemiyorum?” diye sorabilir! Ekipmanların sadece süs değil, aynı zamanda işlevsel olmaları gerektiği konusu gerçekten önemli. O yüzden First Light’tan gelen haberler içimizi ısıtıyor. Oynanış direktörü Andreas Krogh, oyuncuları temin ederek “ekipmanlar yalnızca süs değil, işlevsel de olacaklar” diyor. Kısacası, Bond’un saatindeki özelliği öğrenince birkaç tamirci çağırmayı düşünebilirsiniz!

Yayınlanan ilk videoda ekipmanların işlevselliğini görmek, gözlerimizi parlatmaya yetti de arttı bile! Bond, saatiyle bayıltıcı dartlar atabiliyor ya da dikkatleri dağıtma yeteneğini gösteriyor. Bir kıyaslama yapacak olursak, Bond’un “büyülü” ekipmanları olmadan, Hitman gibi “yaratıcı öldürme sekansları” hiç de eğlenceli olmazdı. Sonuçta, bir adamı bir kalemle hedef almak, kötü adamı yakalamak için en iyi yol değil! Daha azını beklemek, neredeyse bir bağış olayı gibi… Eğlencenin bir kenara bırakıldığında, birbirinden ilginç ve komik durumlarla karşılaşmamız mümkün. Misal, takım elbise giyen bir adamın havada dans eden bir takla atmasını göz önüne getirin. Neden derseniz, çünkü James Bond hemen her türlü macerada etkileyici bir yere sahip!

Ve işte burada topluluk olarak isteklerimiz devreye giriyor! Evet, oyuna The Spy Who Loved Me‘deki o muhteşem Lotus Esprit S1 eklenirse, işte o zaman eğlence gerçekten başlayacak! Haydi biraz su altında gezelim, ne dersiniz? Bond’un bu efsanevi aracının su altında ilerlemesi izleyicilere harika bir görsel şov sunarken, biz de “Bu neden bu kadar harika!” diye düşünmeden edemeyeceğiz. Bazen, James Bond’un başına gelen absürt olaylar o kadar ince bir mizah içeriyor ki, gülmeden edemiyorsunuz. Sonuçta, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan bir dünya, sadece bizler için var!

İşte bu sebeble James Bond serisi, sadece aksiyon sahneleri veya göz alıcı kostümlerle sınırlı kalmıyor. Gerçekten oldukça zeki, eğlenceli ve sürükleyici bir içerik sunuyor. O yüzden, ekipmanın ne işe yaradığını düşünmeden, ileriye doğru atılacak adımlarla (ve biraz mizah ile) ilerlemek oldukça keyifli oluyor. Bunu bir sır olarak saklamak istemiyoruz, çünkü James Bond’un nesiller boyu süregelen eşsiz maceraları, her zaman gülümsememizi sağlıyor!