Jedi Fallen Order: Star Wars Evreninde Bir Macera
Jedi Fallen Order ile Star Wars evreninde unutulmaz bir maceraya atılın. Jedi gücünüzü keşfedin ve karanlıkla yüzleşin.
4 hafta önce

Star Wars’un İkonik Anları ve Jedi Fallen Order
Star Wars’u en iyi anlatan sahnelerden birini hayal edin: Kızıla boyanmış bir gökyüzü, arka planda “Binary Sunset” melodisi çalıyor. Genç Luke, ikiz güneşlerin Tatooine göğünde batışını umut dolu bir bakışla izliyor. Star Wars hayranları için bu sahne, ikonik ve tüyleri diken diken eden bir an olarak hafızalarda yer etmiştir. Eğer Jedi Fallen Order’ı tek bir sahneyle özetleyecek olsam, bu sahne benim seçimim olurdu. Burada bahsettiğim şey, konusunun Luke ile ya da onunla ilgili sahne ile alakası değil, verdiği hissiyatla ilgili; çok uzun zaman sonra, çok uzak bir galaksiden hâlâ kaliteli oyunların çıkabileceğine dair umudumuzu yeşertmesindendir.
Ne yalan söyleyeyim, Respawn’ın pırıl pırıl sicili ve en sevdiğim oyun yazarlarından Chris Avellone’un hikâyeye katkısına rağmen Fallen Order konusunda endişelerim vardı. Oyunu elime alıp oynayana kadar bu çekincelerim geçmedi. Zira işin içinde, Sith’in Karanlık Lordu EA vardı. Her an “MICRO TRANSACTIONS! UNLIMITED MICRO TRANSACTIONS!!!” diye üzerimize karanlık tarafın gücüyle saldırabilirdi. Ancak ne mutlu ki öyle olmamış. Elimizde, oyun içi mikro ödemelere hiç bulaşmamış, tamamen tek kişilik tecrübeye odaklanan harika bir yeni Star Wars oyunu var. Hatta internet üzerinde “Lütfen şu oyuna DLC ya da ek Season Pass gibi bir şey gelsin; oynamaya doyamadık!” şeklinde yorumlar görmek mümkün. Daha fazlasını istemek, EA için yüzyılın bir ironisi!
Emir 66 ve Cal Kestis’in Hikâyesi
Fallen Order adından da anlaşılacağı üzere, Jedi düzeninin çöktüğü, Emir 66’nın sonrasındaki dönemde geçiyor. Şansölye Palpatine’in emriyle, daha iki dakika önce yan yana savaştıkları Jedi’lara doğrulttukları silahlarla klon askerleri, tüm düzeni silip süpürüyor. Hayatta kalan birkaç Jedi (veya Padawan) da çareyi saklanmakta ve Güç’le olan bağlarını gizlemekte buluyor. Bizim ponçosunu sırtlandığımız Cal Kestis isimli karakter, galaksinin ücra köşelerinden birinde ağır işçilik yaparak gizlenmeye çalışan bir Padawan. Yıllar boyunca gizlenmeyi başardıktan sonra, birlikte çalıştığı ve ona kol kanat geren Prauf adındaki abednedoyu bir iş kazasından kurtarmaya çalışırken açığa çıkıyor. Galakside hâlâ Jedi avlamak için dolaşan İmparatorluk engizitörleri tepesine biniverince işler hızla kontrolden çıkıyor.
Cal’ın hikâyesinin, Star Wars dizilerinde aşina olduğumuz Caleb Dume -nam-ı diğer Kanan Jarrus ile benzerlik taşıdığını fark etmiş olabilirsiniz. Cal’ınki orijinal olarak mükemmel bir hikaye değil; fakat anlatımı oldukça iyi ve tutarlı. Oynarken “İşte The Force Unleashed’in olması gereken ama olamadığı oyun!” diye düşündüm. Starkiller’ın abartılı güçleri beni soğutmuştu; burada ise Cal’ın güçleri ve yetenekleri kararında bir şekilde sergilendi. Jedi’lar arasında bile nadir görülen telemetri yeteneği, dokunduğu nesnelerin geçmişini sınırlı bir şekilde hissetmesine olanak tanıyor. Bu, çoğunlukla çeşitli olayların yankılarını yaşayıp olayları çözmekte kullanılıyor.
Oyun Mekanikleri ve Souls Etkisi
Asıl beklenmedik ve sürpriz yapan şey, oyunun mekaniklerinin çoğunu Dark Souls ve Bloodborne gibi FromSoftware oyunlarından ödünç almış olması. Bunu, SoulsBorne oyunlarını seven biri olarak tamamen olumlu bir şekilde söylüyorum. Oyun, çeşitli oyunlardan ilham alarak bir karışım oluşturmuş. Antik uygarlıkların tapınaklarını araştırdığımız kısımlar, platform ve bulmacalar açısından Uncharted’a benziyor. Cal’ın akrobatikleri ise Prince of Persia’yı kıskandıracak cinsten. Bölüm yapısı, Metroidvania tarzına göz kırpıyor; belli bir yeteneği aldıktan sonra açabildiğiniz gizli geçitler ve kısa yollarla dolu.
Öldüğünüzde, o seviyede kazanılmış tecrübe puanını kapıyor sizi öldüren düşman; gidip kılıcınızı kafasına geçirdiğinizde tecrübeyi geri alıyorsunuz. Checkpoint noktaları Bonfire değil, Meditasyon çemberleri. Bu çemberlerde kazandığınız tecrübeyi harcayıp dinlenebiliyorsunuz; ancak dinlendiğinizde öldürdüğünüz düşmanlar tekrar ayaklanıyor. Dövüşler sırasında bolca yuvarlanarak kaçınıyor, zamanında blokladığınız saldırılarla düşmanları karşı saldırıya açık hâle getiriyorsunuz. Ayrıca, Sekiro benzeri, saldırdıkça zayıflayıp kırılan bir blok barı da dikkat etmeniz gereken unsurlardan biri.
Karakterler ve Ekip
Cal’ın engizitörlerin elinden kaçarken katıldığı sağlam bir ekibi var. Eski bir Jedi olan Cere ve galaksinin dört bir yanına taşıyan Mantis adındaki geminin kaptanı Greez (özellikle Greez’in mizah anlayışı oldukça başarılı) karakterler olarak öne çıkıyor. Her biri, geçmişlerinin yüklerini omuzlarında taşıyor ve bu yükler, oyunun ilerleyişinde sık sık karşınıza çıkıyor. Ayrıca, bu macerada bir yoldaşınız daha var ki asıl yükü onunla birlikte paylaşıyor olacaksınız: BD-1. BB-8 ve R2D2 ile kıyaslandığında, bu inanılmaz sevimli droid, aynı zamanda müthiş işlevli. Canınız azaldığında stim fırlatıp sizi iyileştiriyor, kilitli kapıları ve sandıkları açıyor, probe droidlerini hackliyor… Kısacası, hayat kurtarıcı bir dost!
Hikaye ve Gezegensel Maceralar
Oyunun ana senaryosu, kısa sürede bambaşka bir göreve evriliyor. Cal, kadim bir Jedi ustasının bıraktığı ipuçlarını takip ederek kayıp bir Holocron’a ulaşmaya çalışıyor. Bu süreçte, tamamen farklı iklim ve düşman türlerine sahip dört gezegene gidiyoruz. İlk durağımız, BD-1’i bulduğumuz Bogano. Sonraki gezegenler ise teknik olarak istediğiniz sırayla oynanabiliyor; ancak gerekli yetenekler ve ekipmanlar olmadan çok da ilerlemek mümkün değil. İlk hedef olarak, Clone Wars izleyenlerin rahatlıkla hatırlayacağı Dathomir’in kızıl ve tehlikeli topraklarını tercih ettim. Ancak bir yere kadar kan ter içinde geldikten sonra, gerekli gücü henüz almadığım için diğer gezegenlere yönlendim.
Dathomir’e erken gitmenin faydalarını görmekle beraber, diğer gezegenlerden Zeffo’da Güç’e hâkim ve kaybolmuş bir ırkın kalıntılarına tanıklık ediyoruz. Zeffo ırkı, Güç’ün bilinmeyen, mistik yanını keşfederken yaşadığım heyecanı buradaki mezarlarda da yaşattı. Bulmacalar, tam kıvamında; ne hemen çözebiliyorsunuz ne de günlerinizi alacak kadar zorlayıcı. Mantis’in tayfasının bir sonraki durağı ise neredeyse tüm Star Wars oyunlarında uğradığımız Wookie gezegeni Kashyyyk. Burada, doğanın her şeyin düşmanı olduğu bir ortamda, hem çevreyle hem de düşmanlarla ayrı ayrı mücadele etmek durumunda kalıyorsunuz.
Yetenekler ve Kişiselleştirme
Jedi güçlerinin bir kısmına hâlâ sahip olsa da yıllarca sürgünde ve Güç’ten uzak kalmak, Cal’ı ciddi şekilde zayıflatmış durumda. Yani gezegen gezegen gezerken bir yandan Cal’ın geçmişini hatırlayıp bazı Jedi güçlerini geri kazanıyoruz. Her geri kazandığı güç, Cal’ın yetenek ağacında yeni özellikleri açıyor. Üç ayrı ağaca ayrılan bu yetenekler: Force, Lightsaber ve Survival. Oyun bittiğinde, elimde kullanılmamış 2-3 puan daha kalmıştı. Ayrıca, tamamen kozmetik olan bazı kişiselleştirme seçenekleri mevcut; BD-1, Mantis ve Cal’ın görünümlerini sağda solda bulduğunuz sandıklardan açtığınız skinlerle değiştirebiliyorsunuz. Üstelik bunlar için hiçbir ek ödeme gerekmiyor, bu durum gerçekten bir EA oyunu için büyük bir nimet.
Ancak, bu skinlerin tamamı sadece basit renk değişikliklerinden ibaret. Oyunun konsept tasarımları arasında farklı ve çeşitli Cal kostümleri varken, neden sadece birkaç ponço rengi ile yetinmişler, bu soru aklımda kalıyor. Ayrıca, sandıklardan farklı renklerde skinler dışında bazen yeni ışın kılıcı tasarımları da çıkıyor. Ancak bunlar da tamamen kozmetik ve oynanışa katkıda bulunmuyor. İlginç bir detay olarak, bu parçaların Disneyland’de yeni açılan Star Wars: Galaxy’s Edge parkındaki ışın kılıcı yaratımında kullanılan parçalarla birebir aynı olduğunu belirtmek gerekir.
Sonuç olarak, bu oyun hem erdemleri hem de kusurlarıyla dikkat çekiyor. Konsol sürümleri başta olmak üzere, ciddi bir optimizasyon problemi var. Normal PS4’te oynadım, ancak Pro’da oynayanların bile optimizasyondan şikayetçi olduğunu duydum. Bu sorunların yanı sıra çeşitli buglar da zaman zaman tatsız anlar yaşamama neden oldu. Sanki oyun, biraz daha cila yapsa daha iyi olabilirmiş gibi bir his var. Ancak Respawn, sorunların farkında olduklarını ve düzeltmek için çalıştıklarını belirtti. Tüm bu sorunlar çözüldüğünde, Fallen Order, KotOR ve Jedi Knight gibi efsaneler arasına adını yazdırabilir.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?