Joe Musashi’nin Geri Dönüşü: Shinobi: The Art of Vengeance İncelemesi
Joe Musashi'nin geri dönüşü, Shinobi: The Art of Vengeance ile birleşiyor. Bu incelemede aksiyon ve intikamın heyecanını keşfedin!
3 saat önce
Joe Musashi, vide oyun dünyasında bir efsane olarak bilinmektedir. 1987 yılında başlayan Shinobi serisinin ana karakteri olarak, Oboro ninja klanının bir parçasıdır. Ninjutsu konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olan Musashi, shuriken fırlatma yeteneği ile de tanınır. O kadar ustadır ki ona “Süper Shinobi” unvanı verilmiştir. Oyun dünyasında en sevdiğim karakterlerden biri olan Joe hakkında daha önce yazılarımda da bahsetmiştim; Shadow Dancer’ın benim için önemi büyüktür ve bazı kılavuzlarda isimsiz kahramanımızın aslında Joe Musashi olduğu belirtilmektedir. Ancak, bu kadar önemli bir karakterin yıllardır aramızda eksik kalması oldukça üzücüydü. Sega’nın en sevilen figürlerinden birini 10 yıl boyunca görememiştik. Neyse ki, Shinobi: The Art of Vengeance ile Joe Musashi geri döndü!

Geçtiğimiz ay, Ninja Gaiden: Ragebound’u incelerken aklımın bir köşesinde Shinobi vardı. Eğer oyunun inceleme kopyası zamanında elime ulaşmış olsaydı, gerçekten bir 2B aksiyon ve platform şenliği yaşayacaktık. Bu iki oyunu taze taze karşılaştırma fırsatını bulacağını düşündüm; acaba hangisi daha çok sarmalı, hangisinin oynanışı daha akıcıydı? Belki de sırayla gelmeleri daha iyi olmuştur, kimsenin hakkını yememiş oluruz. Çünkü önce Shinobi oynasaydım, belki Ragebound biraz gölgede kalacaktı. Bu noktayı vurgulamamın nedeni, Shinobi’nin her unsuru EN İYİ şekilde sunuyor olmasıdır. Bir Shinobi oyunundan ne beklerim? Joe ile soldan sağa ilerleyip atlamalar yaparak, shuriken fırlatıp düşmanları etkisiz hale getirmek… Yazının puanına dair ipuçları vermemin sebebi oldukça hak eden bir stüdyo olmasıdır; Lizardcube gerçekten de övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Shinobi’yi (ve Shadow Dancer’ı) oynarken yaşadığım hislerin daha fazlasını The Art of Vengeance ile tekrar yaşadım. Bu gerçekten muazzam bir hissiyat!
Oyun, Oboro Village ile hikayenin temellerini atıyor. Joe, öğrencisi Tomoe ile birlikte Oboro Dojo’nun yolunu tutarken, köylerine gizemli bir figür olan Lord Ruse’un komuta ettiği ENE Corporation saldırısına uğrarlar. Joe, karşılaştığı herkesi etkisiz hale getirmeyi başarsa da, köyünü kurtaramaz. Daha da kötüsü, tüm klan taşlaşmıştır! O anda Joe, Ruse’un gücünün sıradan bir şeytan gücü olmadığını, bunun çok daha derin bir düşman olduğunu anlar. “Oboro liderinin kalbinde bir ateş tutuşmuştu – titreyen, dalgalanan bir intikam ateşi.”

Oboro Village kısmını tamamladıktan sonra, sadık dostumuz Yamato’nun sırtında Chase adlı bir yan görevde Lord Ruse’a yetişmeye çalışırken karşımıza çıkan zorluklar artar. Ancak, Ruse’a ulaşabilmek için ENE Corporation’ı yok etmemiz gerektiğini anlıyoruz. Shinobi: The Art of Vengeance, tam manasıyla lineer bir oyun değil; gideceğiniz yerleri kendiniz seçebiliyorsunuz. Yani oyun, Bölüm 1-1, Bölüm 1-2 şeklinde ilerlemiyor. Örneğin, Chase bölümünden sonra iki seçenekle karşılaşıyorsunuz: The Mountain ya da Lantern Festival. Bu bölümler, ENE aktivitelerinin yoğunlaştığı yerlerdir ve seçtiğinizi oynayarak aksiyona dalıyorsunuz. İkisini de tamamladığınızda, köyden bir mesaj alıyorsunuz… Karımız, öğrencimiz ve köpeğimiz o noktada oradaydı. Geri dönüyoruz ve kötü bir manzarayla karşı karşıya kalıyoruz. Merak etmeyin, karımız iyi 🙂 O noktada işin içine Ölüm Meleği Ankou giriyor; Ruse’un gücünün kaynağını öğreniyoruz ve Ankou’nun yardımıyla gerçek bir intikam yolculuğuna çıkıyoruz.
Görev haritasında karşımıza üç seçenek çıkıyor… Durumunu anladınız mı? Bu şekilde ilerleyen, son derece sürükleyici ve etkili bir anlatıma sahip olan Art of Vengeance, bölümlerin ve ortamların değişimi ile sıkıcılığı ortadan kaldırıyor. Ancak, benim asıl ilgimi çeken grafikler oldu. Lizardcube, önceki oyunları Wonder Boy: The Dragon’s Trap ve Streets of Rage 4’de harika iş çıkarmıştı ama Shinobi için gerçekten çok etkileyici bir estetik sunmuşlar. Karakter tasarımları, animasyonlar ve her bölümün arka planındaki detaylar göz alıcı bir deneyim sunuyor. Yani bu tür grafik tarzını benimsemeye çalışan 2B oyunlar için örnek teşkil edecek bir yapım var karşımızda. Belki bazı oyunculara zıplama hızı yavaş gelebilir ama bu tasarım tercihi olarak düşünülmelidir.

Bu oyunun temeli, platform kadar savaşlardan da oluşuyor ve her savaşın, özellikle de boss savaşlarının mükemmel olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Nihayetinde, Ninja Gaiden: Ragebound’daki gibi son bölümlere geldiğinizde biraz kaotik bir durumun ortaya çıkabileceği doğrudur. Fakat, oyunun genel yapısı son derece dengeli ve genellikle üzerinize makul sayıda düşman bırakıyor. Ninja yeteneklerini kullanarak düşmanlarla dans edercesine mücadele etmek ve özel vuruşları şairane bir biçimde gerçekleştirmek büyük bir keyif. Düşman çeşitliliği de gayet iyi; her geleni doğrudan alt etme taktiği belli bir noktadan sonra geçersiz kalıyor. Keskin nişancılar ya da diğer özel saldırıları olan düşmanlarla başa çıkabilmek için tüm yeteneklerinizi sergilemeniz gerekiyor.
Ayrıca, Ninja Gaiden: Ragebound’da gördüğümüz erişilebilirlik özelliklerine benzer bir yapı var. Örneğin, tuzakların daha az zarar vermesini ya da düşmanların daha affedici olmasını sağlayabiliyorsunuz. “Kolay, Normal, Zor” seçeneği yerine, farklı zorluk unsurları üzerinde dilediğiniz gibi değişiklik yapabilme fırsatınız mevcut. Ancak, ana hikaye bölümünde bunu bir saplantı haline getirecek kadar zorlayıcı bir tasarım yok. İlerledikçe Metroidvania tarzında yeni hareket yetenekleri kazanıyorsunuz ve daha önce tamamladığınız bölümlere geri dönerek farklı gizemleri keşfedebileceksiniz. Bu noktada, ayarlanabilir zorluk seviyeleri biraz olsun rahatlık sağlayabilir.

Ragebound ile kıyaslayacak olursak, beni en çok rahatsız eden nokta, bir bölümü tamamlamadan yeni bir bölüme geçemez hale gelmekti. Ancak Shinobi oyununda her kayıt noktasına geri dönebilme imkanı sağlıyor; bu, oyunu tamamlamak için bölümlere geri dönmek istediğinizde çok yararlı bir sistem. Oyunla ilgili şikayet edebileceğim bir şey bulmakta zorlanıyorum. Bu, oyunun mükemmel olduğu anlamına gelmiyor, fakat şimdi olumsuz bir şeylerden bahsetmek istemiyorum. Ana hikaye süresi yaklaşık 8-9 saat; kısa mı, diye düşündüm ama aslında oldukça makul bir süre. Çünkü bahsettiğim gibi bölümlerde geri dönmeyi teşvik edecek pek çok şey var. %100’cü oyuncular için ise süreyi iki katına çıkarabilirsiniz ki bu benim için mantıklı geliyor. Diğer küçük detaylarla ilgili eleştirilerim olabilir ancak bu unsurlar, Shinobi: The Art of Vengeance’ın son zamanların en keyifli oyunlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.






Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?