Josh Sawyer ve Aliens RPG: Hayallerin Peşinde Kayıp Projeler

Ah, Josh Sawyer! Oyun dünyasının en renkli karakterlerinden biri. Hani derler ya, bazılarının hikayesi hiç sona ermez. İşte Sawyer’ın da başına böyle bir şey gelmiş. 2000’lerin sonlarına doğru, Aliens rol yapma oyunu üzerinde çalışırken yaşadıklarını anlatıyor. Bir yandan bu hikaye, diğer yandan wistful bir nostalji. O dönemde yaptığı işler, hiç şüphesiz hala oyun meraklılarının kulaklarında yankılanıyor. Ancak gelin görün ki, bazı projeler hayata geçmek yerine, zamanın derinliklerine gömülmüş. Aliens: Crucible adlı o meşhur proje de bunlardan biri.

Sawyer, Sega ile olan iş birliği sırasında, tüm takımlarının neredeyse birbirleriyle savaşacak kadar farklı yaklaşımlara sahip olduğunu belirtiyor. Hayal gücünüzde bir Aliens evreni yaratmaya çalışıyorsunuz, ancak odanın köşesinde, “Bunu nasıl yapacağız?” diyerek birbirine muhalefet eden ekip arkadaşlarınız var. Hani, lisedeki grup projeleri olur ya, hani bir kişi çalışır, diğerleri “Ben bu konuda hiç bir şey bilmiyorum!” der. İşte tam o hesap! Muazzam fikirler var ama oyun yok! Korkunç! O yüzden bir çeşit yaratıcı kaosun içinde bulmuş kendini. Sanki birden parmaklarıyla bir orkestrayı yönetmeye çalışıyordu, ancak placard’da sadece piyano notaları vardı.

Sawyer, projede yer alan ekiplerin sayısının eski bir Yunan draması kadar kalabalık ve karışık olduğunun altını çiziyor. Birbirleriyle anlaşamayan liderler, bu prosesin ilerlemesini olmaktan çok yavaşlatmış. Hani bazı insanlar vardır, bir sohbet açılır ve o sohbet bir saat sürer ama aslında herkes sadece “tamam” demek istemektedir. İşte geliştirici ekip içinde de benzer bir durum mevcut. Bir rehber olmadan fikirlerin serbestçe akan nehir gibi birbirine girdiği anlarda, kalabalık içinde kaybolup gitmek oldukça kolay. İşte burada sorun başlıyor. Oyun tasarımcıları, bir yandan yürütmek istedikleri o muhteşem proje için, diğer yandan bu ekipteki farklı düşündükleri yüzünden nasıl ilerleyeceklerini çözemediler.

Tabii ki de, işin tuhaf yanı, Sawyer ve ekibin sadece Aliens RPG’si değil, bir de Alpha Protocol gibi başka bir önemli projeye odaklandıkları. Kafalarındaki yaratıcı düşünceler tornavida gibi birbirlerine sıkılıyor; bir yanda uzaylılar, diğer yanda casus hikayeleri. Sonuç ne? Sega, tüm bu çılgın projeler arasında seçim yapmaya çalışırken, Aliens’ı rafa kaldırma kararı almış. Hani derler ya, “İki tavuk peşinden koşulmaz.” İşte bu zaten imkanların ne kadar az olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak, Sawyer’ın içindeki oyun hayalleri bir gün gerçek olur mu bilemeyiz. Belki de ileride bir gün, Aliens RPG’sini hayatımıza sokar ve biz de o günleri ‘ne de güzel günlerdi’ diye anarak, Pentiment gibi güzelliklerden bahsederiz. Kim bilir? Belki de bir gün Sawyer’ın hayal gücüyle şekillenen o muazzam oyun, oyun dünyasında dillere destan olur. Ama şimdilik, o pek çok havalı fikrin masasında kalmış olması, oldukça eğlenceli ama bir o kadar da hüzünlü bir hikaye olarak kalacak.