Sword and Fairy RPG serisiyle tanıdığımız Softstar Entertainment, şimdi gerçekten karanlık bir tüne gidiyor. Tamam, bu yeni projeleri biraz daha fazla “gölge” ve “korku” içeriyor ama sonuçta hepimiz biraz ‘karanlık’ eğlenceye ihtiyaç duymuyor muyuz? Sofistike korku oyunlarının öne çıktığı bu çılgın dünyada, efsanevi mangaka Junji Ito’nun korkutucu evreninden ilham alarak hazırladıkları yeni projesi Junji Ito Maniac: An Infinite Gaol, günümüz korku oyunları arasında çok ilginç bir yer edinmeye aday.

İlk defa doğrudan Ito’nun eserlerinden uyarlanmış bir bağımsız video oyunu olarak karşımıza çıkan bu yapım, sadece bir korku deneyimi değil, aynı zamanda bir sanat eseri. Düşünsenize, Junji Ito’nun dehşet verici görsellerinin içinde kaybolmuş bir üniversite öğrencisisiniz. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan yaratıklar ve kasvetli mekanlar arasında kaybolurken, tabii ki bir yandan da bu hayatınız ve aklınızı korumaya çalışacaksınız! Bravo, Softstar! Gerçekten işinize gelen bir tür yaratmışsınız.

Oyun, Junji Ito Maniac: Japanese Tales of the Macabre anime antolojisinden ilham alacak. Buradan çıkacak temalar ve senaryolar, korku unsurlarının bir araya getirildiği, tuhaf tasarımlarla dolu bir Batı tarzı malikane içerisinde sunulacak. Ah, söylediklerime dikkat edin, çünkü burada ‘batı tarzı’ ile ‘hayallerdeki kırmızı başlıklı kız’ gibi hayal gücü sınırlarını zorlayan unsurları yan yana görmek ayrı bir komiklikte.

Oyun, bir kabus döngüsüne hapsolmuş bir üniversite öğrencisinin perspektifinden yaşanacak. Yani, sıradan bir öğrencinin, elinde sadece bozuk bir telefon ve karışık anılarla bu korkutucu evrende yolunu bulmaya çalışması gibi. Gerçekten bu da mı? Hayaletimsi figürler, halüsinasyonlar ve tabii ki çarpık mimariler arasında kaybolurken, “Ne yaptım ben?” diye düşünmeden edemeyeceksiniz. Aksi takdirde, kafayı sıyırmamak elde değil! Hatta belki de dışarı çıkmayı düşünürken “Yok yok, daha halüsinasyonlarımı görmek için biraz daha bekleyeyim,” diyeceksiniz.

An Infinite Gaol, Junji Ito’nun grotesk ve gerçeküstü görsel tarzına sadık kalarak, aksiyon yerine çevresel hikaye anlatımına ve psikolojik gerilime odaklanacak. Şimdi söyleyin, kim ‘korku dolu anların’ içindeki detayları keşfetmek istemez ki? Korkmaktan ziyade, bunun bir yolculuk olduğunu düşünmeye çalışmalıyız. Ancak ne zaman ruh halimizin dibe vuracağını kestirmek zor, bu yüzden hazırlıklı olun.

Şu anda oyunun çıkış tarihiyle ilgili kesin bir bilgi yok ama, heyecanlı bekleyiş başladı bile. Bakalım Junji Ito’nun karanlık dünyasına dalmadan sakin kalmayı başaracağız mı? Bu sorunun cevabını sadece zaman verebilir. O yüzden, oyun raflarda yerini almadan önce, midenizi güzel bir korku şakasıyla hazırlayın, çünkü bu yolculuk, korku unsurlarının sonlarına kadar zihinlerinizi sarmalayıp saracak gibi görünüyor!