Kingdom Come: Deliverance 2 için Eğlenceli İpuçları ve Stratejiler
Krallığın kapısında kaybolmadın, endişelenme! "Kingdom Come: Deliverance 2" için eğlenceli ipuçları ve stratejilerle zırhını kuşan!
7 saat önce
                      Kingdom Come: Deliverance 2’yi ilk defa oynamaya karar verdiyseniz, heyecan dolu bir maceranın içindesiniz demektir. Ancak her yeni oyunda olduğu gibi, biraz kaybolmuş hissetmek de kaçınılmaz! Şimdi, bu zengin dünyada nasıl ilerleyeceğinize dair bazı eğlenceli ve pratik ipuçlarıyla dolu bir yolculuğa çıkacağız. Aman dikkat, bazı önerilerim karşınıza komik durumlar da çıkarabilir! Hadi bakalım, kolları sıvayıp bu cesur sıçramaya hazır mısınız? Unutmayın! Aceleniz olmasın, çünkü burada öğrenmeniz gereken çok şey var.

Öncelikle, oyunun başlangıcında konuşma beceriniz üzerinde biraz durmak gerekiyor. Ah, evet! Bu oyun tam bir “konuşma sanatı” ustası olmayı gerektiriyor. Diplomasi, ikna etme sanatıdır ve önceki hayatta belki bazı gazete ilanlarını okumuş olabilirsiniz ama burada iş farklı. Başlangıçta bir diplomat olmaya karar verdiğinizde, kendinizi hemen “sözlü dağların kralı” gibi hissedeceksiniz. Yani o diyaloglarda karakterinizin hangi yolda ilerleyeceğini seçerken, şunu unutmayın: Diplomasi her zaman en iyi yol değil ama artık kartel olmanızda bir eksiklik yaratmayacak!

- Bu konuşma becerisini ilerletmek için bol bol konuşmalısınız. “Dahahaha, gerçekten mi?” dediğinizi duyar gibiyim. Ama yavaş yavaş gelişecek, bu yüzden şayet “Ben çok sosyal biriyim” diyorsanız, bu fırsatı kaçıramazsınız. Bütün diyalog seçeneklerini inceleyin; bu sırada dondurmanız erise bile konuşmadan geçemeyin. Hatta ister yavaşça, isterseniz yavaş-yavaş konuşun, her çene çalmanız size bir artı daha kazandıracak!
 - Oyunun başında, Troskowitz’e vardığınızda çiçek toplamak en mantıklısı. Adeta çiçekçilerin duygusal yolculuğuna çıkacaksınız! Hayatta kalma becerinizi biraz artırdıktan sonra “Bacak Çalışması” yeteneğini alın! Evet, işte şaka gibi bir öneri ama en azından çiçek toplarken biraz kas yapacak, sonunda bacaklarınızın daha güçlü olmasını sağlayacaksınız. Aksi halde yarım saat boyunca çiçek toplarken, “Aaa, hayat çok curcunalı!” diye düşünerek kurbağalarınızla döngüye girebilirsiniz.
 - Ağırlık kapasitenizi doldurana dek, bıkmadan usanmadan kasaba etrafında döneceksiniz. Sırasıyla çiçeklerden parti yapın; bu arada hepsini yanınıza almayın, yoksa kaybolursunuz! Her satışta pazarlık yapmayı da ihmal etmeyin, böylece hem şehirdeki popülariteniz artar hem de “tahsilat taktikleriniz” gelişir.
 - Aldığınız eşyaların değerine dikkat edin! Troskowitz’deki o Almanca konuşan dayıdan eşyalarınızı düşük fiyata satmayı beklemeyin. O da nerede! Üretici satıcılara doğru gidip, elindeki ürünlerin değeriyle eşleşen malları satmaya çalışın, böylece kârınızı artırabilirsiniz. İsterseniz biraz dramatik fiyata komik bir hikaye uydurun ama onu dinleyecek müşteri bulmak biraz zor olabilir.
 - İlk oyunda satıcıların mallarınızı satma süreciyle ilgili birçok detayı öğrenmiştik. Ancak işin kötü tarafı, şimdi hem daha az paraya sahip oluyorlar hem de açık hava pazarında “çözümlerini bulamadıkları için” sorun yaşıyorlar. Ama unutmadan, envanterleri çok daha hızlı yeniliyor. Yani siz bunları satarken onlar “Bu sefer ana sınıfındayız!” diyerek dertlerine ağıt yakmaya başlamasın.
 - Şimdi, biraz para kazandıktan sonra Semine köyüne gitmek iyi bir seçenek. Ama dikkat! Atınız kaybolmuş olabilir! Eğer benim gibi “Bu at nerede?” diyorsanız, önce gidip o hayvanı bulmalısınız. Ayrıca köpeği bulma görevini de düşünmeden yapın, o sevimli canlının hayata katacağı avantajları kaçırmak istemezsiniz. Çünkü sonuçta, köpeğinizle ilk karşılaşma anı “Dondan dondan!” gibi olacak.
 - Hırsız bir karakter olmasanız bile, bol bol kilit açmak da size yarar sağlayacaktır. Geceleyin sokağa çıkıp, halkın kapılarını açmaya çalışın! Unutmayın, her gotik karakter çok dikkatli olmalıdır. Aksi takdirde, “Etrafı saracaklar, her an hırsız dikecek!” hissiyatı yaratabilir. Ama eğer peşinize düşen birisi olursa, işte o zaman gerçek cüretkarlığınızı göstereceksiniz. “Beni burada bulma!” battaniyesine sarınabilirsiniz!
 - Nadir bulunan nane ve güzelavrat otu gibi bitkileri sakın satmayın! Onları kaybetmek, başarılı simya meraklıları için kötü bir başlangıç demektir. Simya, size sadece hayatınızı değil, ceplerinizi de dolduracak efsane iksirler üretmeniz için özel bir alan sunuyor. O yüzden bir dahaki sefere fırtınalı günlerde iksir kullanarak kaydedin; cebinize de bolca işlevsel iksir sokmayı unutmayın!
 - Simyada yeterli seviyeye geldiğinizde, Karanlık Sanatlar Çırağı ile Maddenin Sırrı 1 ve 2 gibi becerilerini mutlaka alın. Bu iki beceriyle ürettiğiniz iksirlerin miktarını artırabilir ve geceleri oluşturduğunuz iksirlerin kalitesini yükseltebilirsiniz. “Yani tam oyuncu tarifi bu işte!” diyebilirsiniz. Bu arada, her seferde karışımınızı bir bir çuvala yüklemeden önce biraz dikkatli olun, yoksa yapılan iksirler sıçrayabilir!
 - Karanlık Sanatlar Çırağı’nın tüyo kısmı da burada işe yarayacak! Eğer gece 12’den önce simya tezgahına oturursanız, sağladığınız iksir kalitesini artıracaksınız. “Ya ben bu gece çıkmayacak mıyım?” sorusu aklınızdan geçerken, çok malzeme toplayıp – belki bir podyumda iksir yapma şovuna dönüşebilir! Hatta bir şeyler yapa yapa kaybolursanız “Hadi ama, daha तेजी से!” dedirteceksiniz!
 - Bir de demircilik mini oyunu hakkında birkaç söz edelim. Yakınları ararken ve belgelerinizi satarken işlerin uzun süre devam etmesi kadar eğlenceli bir şey yok. Ama eğer tamir becerilerinizi hızlı bir şekilde geliştirmek isterseniz, bileği taşına oturmayı deneyin. Bir köreltip bir bileyerek bıçaklarınızı tamir ederek işlerinizi kolaylaştırın; böylece “Haa, işte tamirci gelsin!” ihtiyacınızı anında karşılayacaksınız.
 

                
        
          
                    
                    
                    
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?