Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

7 dakika okunma süresi

5

Kratos’un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

Kratos'un Kaos Bıçakları: Tanrılarla savaşırken yanlışlıkla terlik fırlatmanın hikayesi. Savaş ve kahkahalar burada!

admin

3 saat önce

Kratos’un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

“Acıya katlanırız, kusurlu silahlarımıza ise asla!” demişti Kratos, Atreus’un yayını tamir etmeye çalışırken. Ne de olsa bir savaşçının silahının kusursuz olması şart! Yoksa savaşa girmeden önce o koca koca kaslarının üzerine yüklenecek olan silah, bir anda düşmanı değil, kendi kollarını da yarı yolda bırakır. Yani genç dostlar, bu iş biraz da “Bütün her şeyin bir arada olması” durumuna benziyor. Kısacası, taşıdığın şeyle aranda bir bağ olmalı; o, senin vücudunun bir parçası gibi, etinden kopmayacakmış gibi hissettirmeli! Yoksa savaşın ortasında önüne gelen her şey, arzu ettiğin gibi olmayacak!Ares! Düşmanlarını Yok Et! Hayatım Senin Olsun..

Kratos'un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

Yenilmez Sparta ordusunun fedakâr komutanı Kratos, o an, doğunun barbar askerlerine karşı ölümün eşiğinde rakiplerine meydan okudu. Binlerce savaşçının çaresizliğini duyabileceğin o anlarda, içindeki çığlık kangrene dönebilir. Şimdi düşün ve hayal et! Kratos’un tam o anlarda düşüneceği tek şey, düşmanlarını yok etmek! Ama tuhaf bir şekilde, sonunda tüm hayatını tek bir insana adayarak bir karar almıştır. Bu, böyle sıradan bir tonla cesaretle alınacak bir karar değil! Öyle ki Kratos’un ruhunu ele geçiren tüm öfke, Ares’e cesaretle bağlanan ruhunda kendini bulmalıydı! “Ares! Düşmanlarını öldür, hayatım senin olsun!” demesi, bir açmaz mı? Bilmiyorum ama Kratos bu cümleyi sarf ederken, her ne kadar düşmanlarıyla bir savaşa girecek olsa da, ruhu nereye gidiyordu? Bilmiyor muydu? Yoksa kendi kabusunu yaratıyor muydu?

Hediyesi Esareti

Hades’in en pis derinliklerinde dövülmüş kaos bıçakları, Kratos’a verilen hediye, bir aşk hikayesinin kanlı yüzüdür! İçi bir ateşle dolu olan bu bıçaklar, sanki Kratos’un ruhunu kaplayan zincir gibidir! Ama bir zamanlar taşıdığı bu armağan, ne kadar tehlikeli bir büyüyle dolu olduğunu o kadar da anlamadı! Ares’in bahşettiği bu muazzam güçle dolup taşarken, kendini kaybetmeden gün yüzüne çıkmış olan Kratos, bıçakların jilet gibi keskin olduğunu unutmuştu. O bıçaklar, sadece düşmanlarının kalbine saplanmakla kalmayıp, aynı zamanda masum insanları da feci bir şekilde yaralamaya başladı. İşte tam burada, bir sorun var! Kendi aile üyeleri dahi yaralıydı! Evet, Kratos, ne yazık ki karısını ve tek kızını kaybetmişti! Hayatının sonsuz karanlığına, kendi elleriyle göndermişti onları!

Kratos'un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

Olympos’a Olan Hizmet Sona Erdi

Spartalı Kratos, gün sonunda bir piyon olduğunu anladığında çok geç olmuştu. Bir zamanlar bir köle olan adam, şimdi Olympos’un tanrılarından intikam almak için doğmuş bir suçlu gibi hareket ediyordu. Evet, ütopyası yıkık dökük olsa da, bir biçimde o gücü, efendilerine karşı kullanmaya başladı. Burada bir soru doğuyor! Ah, Kratos, sen neden böylesine bir yola girmeye karar verdin? Unutmadan söylemeliyim ki bunun sonuçları bambaşka oldu! Hem Ares’in, hem de Olympos’un altını üstüne getirdi. Her şey tuzla buz oldu ve geriye sadece bir “kaos” dünyası kaldı! Kaos bıçakları, bir gün özgürlüğü bitirecekti ama “Kratos” adı, o bıçakların öyküsüne birçok kanlı yolculuklar ekleyecekti. Hay Allah! Evet, “God of War 3” finalinde, Kratos yalnızca Olympos’un kılıclarını elinde taşırken, o anda kendisine bir savaşçı olarak kanlar içinde final veriyordu. “After credit” sahnesinde ise Kratos’un hikayesinin henüz sona ermediğini görmüştük… Ama çizgi romanlarda, Kuzey diyarına giderken kaos bıçaklarını bulduğunda, onlardan nasıl kurtulamadığını öğrenmiştik!

Kratos'un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

God of War: The Fallen God Hikayesi

Yalnızlık içinde kırılmış bir Kratos, “God of War The Fallen God” hikayesinde, ardında bıraktığı yıkım için oldukça pişman görünüyordu. Geçmişiyle barışık olmayan bu anti-kahraman, bir tür kambur gibi taşıdığı geçmişinin ağırlığından o kadar etkilenmişti ki, yürüdüğü yolda bile yalnız kalan Kratos, içsel çatışmalarla başa çıkmaya çalışıyordu. Olmazsa olmaz! Kaos bıçakları, geçmişini ona hatırlatan pis bir bağ haline gelmişti. Bir zamanlar Spartanın hayaleti olan bu savaşçı, geçmişin izlerini köreltebilecek bir dönüşüm gerçekleştirip, yalnızca suyun üstünde süzülen bir yaprak gibi hareket etmeye çalışıyordu. Ah, yazık olmuş dostum! Geçmişinin yüküne hala hâkim olamadın! “Kratos’un laneti” elbette ki, tarihin en kanlı hikayelerinden biri olmalıydı.

Kratos'un Kaos Bıçakları: Tanrılarla Savaşın Ardındaki Hikaye

Sparta’nın Hayaleti Kuzey Diyarında

Kratos, bir süre sonra yeni bir hayat kurarak geçmişinin kirli sayfalarını ardında bırakmaya çalıştı. Kaos bıçaklarının, savaşçı kollarında açtığı yaraları kapattı. Onları, evinin kenar köşesinde güzel mi güzel bir örtü ile saklayarak, bir daha asla çıkarmayacağını düşünüyordu. Ancak Kratos, bu yeni topraklarda neredeyse kimse tarafından tanınmamıştı. Hayale dalmak için bir evlilik yaptı ve bu evlilikten Atreus adında bir oğlu oldu. Evet! Kaos dolu bir fırtınanın ardından bu yeni eşi Faye ile mutlu günler geçirdi diye düşünüyorsanız, hemen durun komik arkadaşlar! Savaşçının gerçekte ne yaşadığını ve oğlu ile olan ilişkisini öğrenmek, hikayenin özünde başrolü alıyordu! Adeta bir baba-oğul değil de, bir komutan-asker ilişkisiydi. Kratos gerçek yüzünü gizlemenin kolay sonuçları olacağını düşünüyordu ki, bu asla öyle olmamıştı! Çünkü oğlu Atreus, daha insani bir yaşam sürecek şekilde bir karaktere sahipti. Yani, haliyle onun karşısına geçen herhangi bir sorunun üstesinden gelmek Kratos’a düştü ama burada gizlenen büyük bir mücadele vardı.

Artık Senin Canavarın Değilim !

Sonuç olarak, Kratos, yaptığı fedakarlıklarla beraber geçmişinin pişmanlıklarını ortaya çıkarmaya başlamak zorunda kaldı. Antik “Athena” ve savaşçının zihnindeki çeşitli sorgulama geçişleri, “Olmadığın bir şey gibi davranmayı bırak!” diyerek onu daima hırpalayıcı bir durumda tutmaya devam etti. Ama Kratos; “Biliyorum, ama artık senin canavarın değilim!” diyerek, geçmişten gelen hayaletlerle yüzleştiğini söyledi. Belki de bu, hayatının en önemli sahnelerinden biriydi, ha! Ve, Kratos’un oğlu için yaptığı en büyük fedakarlık, en nihayetinde geçmişinin yüzleşmesi oldu!

Sonuç olarak, Spartanın hayaleti geçmişinde yer alan kanlı hatıra ile birlikte Helheim’ın soğuk duvarlarını aştı ve sonunda oğlunu kurtarmayı başardı. Baldur ile olan mücadelesinde, yolculuğu boyunca karşısına çıkan tüm düşmanlarına karşı olan mücadelesinde kaos bıçaklarını kullandı. Bakalım, Ragnarok’da nasıl bir işleyiş bizleri bekliyor olacak, hep birlikte göreceğiz sevgili arkadaşlar! Ve neredeyse oyun dünyasının tamamının heyecanla beklediği “God of War Ragnarok” için çok az bir zaman kaldı. Bunun yanında, bu yazıda God of War serisinin en ikonik silahlarından biri olan “Blades of Chaos”ın seri içerisindeki rolüne kısaca değinmek istedim. Bir video olarak tartışmak isterseniz, aşağıdaki linke tıklayıp daha derinine inebilirsiniz. Hoşçakalın!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?