LEGO Star Wars: The Skywalker Saga – Eğlencenin Doğası ve Oyun Mekanikleri Üzerine Bir Değerlendirme
LEGO Star Wars: The Skywalker Saga, eğlenceli oyun mekaniği ve zengin içeriğiyle Star Wars evrenine eşsiz bir yolculuk sunuyor.
4 saat önce

İçerisinde “Star Wars” kelimesi geçen bir oyun geliştirmek, dünya genelindeki birçok hayranın kafasında şüpheler uyandırmaya yetiyor. Ancak oyunun başına LEGO eklenmesiyle bu endişeler azalıyor; yine de kuşkulu bakışlar ortadan kalkmıyor. Dürüst olmam gerekirse, oyunun ön gösterim etkinliğine kadar benim de bazı tereddütlerim vardı. Özellikle, duyurulan büyük oyun mekaniklerinin LEGO bağlamında nasıl uygulanacağını merak ediyordum. Ancak bir saat oynadıktan sonra, bu kuşkular yerini umut verici bir beklentiye bıraktı. Oyunu tamamlamış olsam da, her şeyi yüzdüğüm oranlarla bitirmek çok daha uzun bir zaman alacak ; bu noktada görece daha fazla çaba harcamaya gerek duymadım. Sevimli karakterlerimin çoğunu açtım ve istediğim uzay gemileriyle galaksiyi keşfettim; bazen avlanırken bazen de kaçakçı olarak. Nihayetinde, bu LEGO temalı Star Wars serüveninde oldukça eğlenceli bir zaman geçirdim. Ancak, bu eğlence herkes için geçerli olmayabilir. LEGO ya da Star Wars’ın yanı sıra, yapı itibarıyla oyunun bazı sorunları var ve bazen aceleye gelmiş bir his uyandırıyor.
Şimdi, özünü Star Wars evreninin önemli bir parçası olan Skywalker Saga’nın LEGOsal bir içine bakalım. 4-5-6-1-2-3-7-8-9… Dilediğiniz Gibi Oynayabilirsiniz
Star Wars ile ilgili bir şey olduğunda, insanların hemen hemen herkesin belirli, keskin bir sıraya uyması söz konusu. Oyunda dokuz film bir arada olunca, bu sıranın oyun oynama şeklinize de etkisi oluyor. Ancak TT Games bu konuda taraf tutmamış. Oyunu açtığınızda, her üçlemenin ilk bölümü oynamaya hazır bir şekilde sizi bekliyor. Üçlemelerden birine başlayıp, “Rey ne kadar sıkıcı!” diye düşünüyorsanız, o anda Qui-Gon ve genç Obi-Wan’ın korumasında prequel dönemine ışık hızıyla geçebilirsiniz. Ben daha A New Hope’u oynadığım için 1-2-3 şeklinde başladım ve sırayı bozmadan devam ettim. Kendi sıranızı oluşturabilmek gerçekten güzel bir özellik. İlk film bölümünü tamamladıktan sonra, tamamen serbest dolaşabileceğiniz Free Play modu açılıyor; fakat galaksiyi tam anlamıyla keşfetmek için tüm film görevlerini tamamlamanız gerekiyor. Çünkü gezegenler ve uzay alanları film hikayeleriyle ilgili ve ön görevlerle dolaşmanız gerek. Tüm gezegenler başlangıçta açık olsaydı daha güzel olabilirdi, ama yapımcılar zorlukla hazırladıkları hikayenin de bir kez göz önüne serilmesini istiyor. Eğer benim gibi filmleri ezbere biliyorsanız, sahnelerin bu yeni LEGO oyunundaki eğlenceli parodilerini görmek için hikayeyi oynamanızı öneririm.
Çocuk Skywalker, Genç Skywalker ve Ergen Skywalker
Oyun boyunca sürekli bir Skywalker ile karşı karşıyayız; öyle ki, en son üçlemedeki ana karakter olan Rey bile bir tür fahri Skywalker. Ana hikayelerde Skywalkerlardan uzak kalmak pek mümkün değil. Leia, kan bağıyla, Padme ise evlilik yoluyla Skywalker olduğu için genellikle 2-3 karakterle yönettiğimiz görevlerde bir Skywalker bulunuyor. Neyse ki, Chewie ve Han Solo ile olan görevlerde bu aile draması pek görülmüyor. Film görevlerini yaparken, başlangıçta sadece hikaye modu açık olduğundan, filmlerde yer almanın dışında başka karakterleri seçemiyoruz. Bu nedenle, haritadaki bazı noktalara erişmek veya gizli parçaları toplamak için geriye dönerek serbest modda tekrar oynamamız gerekiyor. Görev sistemi hoşuma gitti; bir film hikayesine başladığınızda, doğrudan görevden göreve gitmek zorunda değilsiniz. Açık dünya hissi, görevler arasında kendini hissettiriyor. Her film beş ana görevden oluşsa da, bu ana görevler arasında kaydedilmeyen, ancak hikayenin devam ettiği yerler mevcut. Başlangıçta karmaşık gelen bu görevler, zamanla anlaşılır hale geliyor. “Oh, şimdi şurayı geçersem serbest karakterlerle oynayabileceğim” hissi doğuyor. Ancak, oyun serbest oynama deneyiminizi geliştirme konusunda Free Play modunu oluşturduğu için en iyi araçtır.
Bölüm 10: Gizli Görev |
Beşinci filmi düşünecek olursak, Hoth’tan Dagobah’a geçiş yapacaksınız. Dagobah’ta ilk kez açılış yapıyorsunuz ve keşfedecek birçok detay mevcut. Çözülecek bulmacalar ile kyber parçalarını bulmak için farklı karakterlere ihtiyaç duyacaksınız. Fakat hikaye kısmı da var; Luke’un, Yoda’yı bulup eğitim alması gerekiyor ve Bespin’e doğru hazırlık yapması şart. Oyun, bu serbestlik ve hikaye akışı için pek çok basit checkpoint sistemi kullanıyor. Eğer bir checkpoint “hikayeye devam et” diyorsa, yarı serbest bir şekilde etrafta dolaşabilirsiniz. Ancak “görevi başlat” dendiğinde ana bir görev başlıyor ve belirli bir alanda lineer bir hikaye akışı izleniyor. İnternette gördüğüm kadarıyla bu ana görev silsilesi birçok oyuncuyu çıkmaza sokmuş; ama alışınca, sorun yaratmıyor. Aynı zamanda oyunun başka sorunlarını düşündüğümüzde bu pek de kayda değer bir mesele olmuyor.
Kaç Para Ulan Bir Boba Fett
Hikaye ilerledikçe birçok karakterin açılabilir hale gelmesi, oyunun güzel yanlarından biri. Görevler sırasında oynadığınız karakterler ücretsiz bir şekilde kaydınıza ekleniyor. Diğer karakterler ise edinilebiliyor. Örneğin, Episode 3 sonrasında General Grevious’u alıp şehirlere yönelik dört ışın kılıcıyla çeşitli görevlerde durmadan çalışmalara başladım. Sonrasında 500 bin brick’e sahip bir Boba Fett ile evrene acımasızca hükmetme planı kurdum ama bu pek başarılı olmadı. Oyunun kendine ait bir sınıf sistemi var; Jedi, Sith, Kahraman, Kötü, Kelle Avcısı, Çöpçü gibi filmle tanıdığımız karakterleri içeriyor. Rey gibi bazı karakterlerin iki farklı kimliği vardır. Her bir karakterin belirli yetenekleri var; örneğin sadece C3P-0 gibi protokol droidleri belli kapıları açabilir. Bazı sandıkları kötü adamlar yalnızca bombayla patlatabilir. Altın kasa gibi belirli nesnelere, yalnızca Bounty Hunter silahları ile ulaşmak mümkündür. Bu nedenle, tarzınıza uygun birkaç karakterle bir ekip oluşturmanızda fayda var. Zaten bir LEGO oyununda tüm mesele de bu değil mi?
Bu Kadar Kyberi Ne Yapacağız? |
Skywalker Saga’da, diğer LEGO oyunlarındaki gibi sadece ana görevlerde toplayabileceğiniz minikitler bulunuyor. Bunları tamamlarsanız, özgün bir mini uzay gemisi elde ediyorsunuz. Ayrıca evrenin her köşesinde bulunan kyber tuğlaları ödülleriniz arasında. Tüm bulmaca kısımları, bu tuğlaların etrafında dönüyor. Yapımcılar bu tuğlalara önemli bir anlam yüklemiş, her tuğlaya özgün şakalı bir isim veriyorlar. Ancak bu tuğlalarla yalnızca bir şey yapılabiliyor: geliştirme! Oyunda yer alan sınıfların her birinin geliştirmeleri var. Mesela “Dark Side (Sith)” karakterleri boğazlama yeteneği ile daha eğlenceli hale gelebiliyor. Jedi’ler ise zihinsel oyun sürelerini uzatma yeteneği kazanıyor. Çöpçüler de daha uzun süre havada süzülmek gibi yetenekler elde ediyor. En önemli gelişim ağacı genel kısım. Burada oynadığınız tüm karakterler için temel özellikler başvuruyor; koşu hızı, can yenilenme süresi, hasar gibi. Bir noktada, bazı geliştirmelerin hepsi amaçsız kalıyor ve keşke tuğlaları para ile takas edebilsek diye düşünmeden edemiyorum.
Açık Dünya Değil, Açık Galaksi!
Oyun içerisindeki gezegenler birçok yan göreve ve eğlenceli bulmacalara ev sahipliği yapıyor. Ancak uzaydaki bölüm beni hayal kırıklığına uğrattı. Galaksi haritası belli alanlara ayrılmışken, her gezegenin kendine özgü küçük bir uzay alanı var. Ancak çoğu bölümde herhangi bir etkinlik yok. Her uzay alanında bulunması gereken bir kyber göktaşı var ve patlatıldığında beş kyber tuğlası kazanıyorsunuz. Bazı gezegenlerden kaçakçılık görevleri alarak çeşitli Tie-Fighter ile savaşarak kargoyu başka bir gezegene kaçırmalısınız; ancak görevler birbirinin aynısı ve yalnızca gidiş ve varış noktaları değişiyor. Açık galaksinin bazılarında biraz daha çeşitlilik olmasını umuyordum ama bu alanda ciddi bir hayal kırıklığı yaşadım. Yine de, bazı uzay kısımlarında yeni karakter açma görevleri mevcut. Zaman karşı yarışlar veya hedef vurmalarında altın madalya aldığınızda yeni bir karakter kazanabilirsiniz. Neyse ki gezegen içindeki açık dünya görev çeşitliliği çok daha fazla; ama ödüller, karakter açmaktan öteye gitmiyor. Üstelik bazı ödüller, sadece satın alınabilir hale geliyor ve bu durumda para toplamanız gerekiyor.
Evrenin En Geniş Dedikodu Ağı |
Yan görevlerin en büyük kaynağı dedikodulardır. Bu dedikodular, açık dünyada karakterlerle konuşarak elde ediliyor ve çoğunlukla başka bir gezegende farklı bir yan görevi açarak yeni maceralara kavuşturuyor. Eğer özel bir karakter veya uzay gemisi arıyorsanız, menüden o dedikoduyu otuz bin LEGO parasına açıp, görev başlatıcısının olduğu gezegene hızlıca ulaşabiliyorsunuz. Oyunda yüzün üzerinde yan görev ve bunlarla açılan karakterler mevcut. Örneğin Mama the Hutt için Cantonica kumarhanesinden görev almak ve bunu Coruscant’ta tamamlamak gerekiyor. Ancak en popüler karakterlerin çoğu filmlerde bulunduğu için, onların eğlencesini herhangi bir paraya alabilme seçeneği oldukça tatmin edici.
Konuşmalı LEGO Mizahı Da Pek Tatlıymış
Star Wars gibi dünya çapında tanınmış içerikler, yıllardır bize bolca mizah unsuru sunuyor. Özellikle “Episode 9” gibi garip bir filme dair internetin pek çok eseri bile eğlenceli. Bu yüzden LEGO mizahı için belirlenen standart oldukça yükselmişti. TT Games bu konuda hedefe varmış ve bazen de aşmış. Oyun gerçekten çok komik. Önceki LEGO Star Wars oyunlarında, karakterlerin konuşmaması nedeniyle fiziksel komedi ve mimikler ön plandaydı. Bu unsurlar yine komiko olsa da, burada harika diyaloglar yer alıyor. Star Wars ile uzaktan bile ilgisi olanlar, game oynarken mutlaka keyif alacaklardır. Hatta hiç sevmediğim yeni üçleme bile, bu mizahi yaklaşımla beni etkiledi. Luke Skywalker girdikten sonra her replik ya filmlere ya LEGO evrenine bir referans içeriyor. Eski filmlerdeki sahneler LEGO mizahıyla harmanlanınca, hem özelliğini korumuş hem de komik olmayı başarmış. Darth Vader’ın “tanıdık bir his” sahnesi, Obi-Wan ile Anakin arasındaki diyaloglar ve bolca KUM NEFRETİ ile LEGO Star Wars: The Skywalker Saga, mizah açısından çok başarılı bir iş çıkardı. Ana görevlerde değil, galaksiyi dolaşırken de karakterlerin replikleri oldukça eğlenceli. Ayrıca, General Grevious’un karaborsada ışın kılıcı sattığını unutmayın!
Tek Tuşa Basarak Oyun Bitirmek
Oyunun ön gösterim etkinliğinde dövüş sistemi etkileyiciydi. Çünkü yakın dövüşte yapılan kombolar ve siper arkasından ateş açmak, bir LEGO oyunu için oldukça güzeldi. Fakat burada gördüğüm şeylerin çoğu, oyunun geri kalanında tamamen aynıydı ve bir noktadan sonra sadece kareye basarak tüm dövüş sahnelerini geçmeye başladım. Spesifik olmayan çoğu karakter, ışın kılıcı ataklarını bloke edemediğinden, aslında yuvarlağa basmak bile gereksiz hale geldi. Uzaktan dövüşüp, blaster’ı es geçmek de R2’yi spamlamak anlamına geliyor; ve genel geliştirme ağaçlarının açılmasıyla hiçbir zorluk çekmeden boss dövüşleri hariç herkesi tek tuşla parçalara ayırabiliyorsunuz. Boss dövüşleri ise ayrı bir hayal kırıklığı olmuş. İlk birkaç boss dövüşü sonrası, hepsi aynı sistemle ilerliyor; rakip karakteri biraz dövüyorsunuz, o da sizden kaçıyor. Ardından ya üzerinize dalga dalga gelen birkaç düşmanı dövüyorsunuz ya da inşaat yaparak kovalıyorsunuz. Savaş sonlarına doğru birkaç QTE ile durum nihayetine eriyor ve tatmin hissi olmadan görev bitiyor. Oyunda uzay tabanlı boss dövüşü bulunmaması, uzay savaşlarını sadece sağa sola bakmak ve sınırsız mermisi olan geminizle etrafa ateş etmek olarak kısıtlıyor, bu da sıkıcı hale geliyor ve “bir an önce bitsin” psikolojisini getiriyor. Oyun dövüş anlamında vaat ettiklerinden bu tekdüzelik bence en büyük eksiklik olmuş.
Gücü Biraz Daha Kullansalarmış İyiymiş
Sonuç olarak, elimizde kocaman bir Star Wars oyunu var. Aynı zamanda görece en büyük LEGO oyunu ile de yüzleşiyoruz. Ancak bu büyüklüğü doldurmak adına yeterince içerik sunulmamış. Bölüm bazında iki farklı yol dışında çeşitliliğin azalması, dövüş sekanslarının başlangıçtan sonra aynı kalması ve birkaç bulmaca olmaması hayal kırıklığı yarattı. Tabii ki unutulmaması gereken nokta, oyunun bir çocuk oyunu olması. Her ne kadar birçok Star Wars hayranı oyuna ilgi duysa da, nihayetinde bir LEGO oyunuyla karşı karşıyayız. Yine de, geniş karakter havuzu, birçok gezegenin oynanabilir hale gelmesi ve muhteşem mizahı ile The Skywalker Saga, Star Wars tutkunları için eğlenceli bir teklif sunuyor. Oyun, “biraz gezip dolaşayım, karakterleri inceleyeyim, ah bu LEGO olanı da mı varmış?” diye bakıldığında daha fazla keyif verecektir. Hiç kimse ciddi bir oyun beklemiyordu, ancak ülkemizdeki fiyat düşünülünce, bu tekdüzelik biraz fazla gibi görünüyor.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?