Sony, PlayStation London Studio’nun kapanmasının duyurusunu yaptığında, herkes bir an için durdu ve “Yani, bu gerçekten mi oluyor?” dedi. O gün geldi çattı ve kapılar kapandı, sanki birisi 20 yıllık bir ilişkiden sonra “Beyaz bayrak çekiyorum!” dedi. O gün, sadece bir stüdyonun sonuna değil, aynı zamanda pek çok oyuncunun kalplerindeki bir parça nostalginin de sonuna tanıklık ettik. Elbette, kapıların kapanışı keder verici ancak, belki de yeni maceralara açılmanın ilk adımıdır! Aşk acısı çeken bir oyuncu gibi, bu durumu da kabullenmek zorundayız.
London Studio, 20 yılı aşkın bir süredir, oyuncularımızın evlerinde milyonlarca saat geçirmek için harika oyunlar üretmişti. Herkesin benzersiz yeteneklerine sahip farklı insanların bir araya gelmesiyle, bu stüdyo adeta bir oyun yapımının rüya takımıydı. Onlar sadece oyun üretmenin ötesinde, “Bakalım bu sefer neler yapabiliriz?” sorusuyla her projeye başlayarak hayal gücümüzü zorladılar. Evet, bu insanların kafasında dönüp duran eğlenceli projelere yalnızca bizler tanıklık edebildik, ama kim bilir, belki bir gün yeniden birleşirler ve karşımıza daha çılgın bir şeyle çıkarlar!
Stüdyonun başarı hikayesi, *SingStar* ve *EyeToy* gibi ikonik isimlerle doludur. Düşünsenize, evde ailenizle bir arada oturmuş, ilerleyen yaşınızla birlikte azalan yeteneklerinizi bir kenara bırakarak, neşeyle şarkı söylemişsinizdir. Olmadı mı? Dışarı çıkıp karaoke yapacak cesaretiniz mi yoktu? O zaman işte bu oyunlar sayesinde, kalabalık bir grup içinde sahne ışıklarına dokunup kendi içimizdeki rock star’ı keşfetmemize olanak tanıdılar! Şimdi, bir tarih kitabında açık bir sayfa gibi kapanırken, yokluğunun devam etmesi umuduyla yeni projelerine gözlerimizi dikip dikkatle bekliyoruz.
Şimdiyse, London Studio’nun *PlayStation 5* için geliştirdiği ve Londra’nın fantastik bir versiyonunda geçecek olan o büyük projeye ne oldu? Bir stüdyonun kapanışı, tüm bu hayalleri de beraberinde mi götürüyordu? Her halükarda, bu oyun pek çok kişinin özellikle çok beklediği bir projeydi ve kapıların kapanması ile birlikte, bu hayalin peşinde koşan pek çok oyuncu hayal kırıklığına uğradı. Birbirinden yetenekli geliştiricilerin elinden çıkacak bu efsane oyun, belki de gelecekte bir gün başka bir stüdyoda tekrar canlandırılır, kim bilir?
Sonuç olarak, bir buçuk yüzyıldır süren bu fantastik yolculuk sona ererken, London Studio bize sadece oyunlar sunmadı aynı zamanda gülümsememizi, ağlamamızı ve bazen hayal kırıklığına uğramamızı sağladı. Veda mesajlarında olduğu gibi, “Size içten bir teşekkür!” desek de bu bizi sadece üzüm üzüm bürüttü. Nereye gitsek, hangi oyunları oynasak da, içimizde London Studio’nun anıları yaşatılacak ve onlara bir parça kalbimizde daima yer vereceğiz.
Hadi, gelin şimdi bir dakikalığına tüm bu anıları hatırlayalım ve bir mavi kalp gönderelim onlara! Çünkü onlar, yıllar boyunca ruhumuzu doyurarak bizlere sonsuz mutluluk kattılar!
