Martin Scorsese ve Süper Kahraman Filmleri: Bir Sinema Tartışması

Dünyanın en ünlü yönetmenlerinden biri olan Martin Scorsese, süper kahraman filmlerini hedef alarak “bu filmleri izlemiyorum çünkü onlar sinema değil” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu sözler, süper kahraman filmleri dünyasında adeta bir deprem etkisi yarattı! Scorsese, sinemanın duygusal ve psikolojik deneyimleri aktarma sanatı olduğunu savunurken, süper kahraman filmlerini ise bir tür lunapark olarak nitelendirdi. Yani, “burası bir sinema değil, burası bir eğlence parkı!” dedi. Hemen ardından, aklımıza gelen ilk soru: “Lunaparkta sinema yapan biri var mı? Yoksa burada bir çelişki mi var?”

Bu tartışma elbette ki sadece Scorsese ile sınırlı kalmadı. Samuel L. Jackson, Scorsese’nin bu eleştirilerine kendi üslubu ile yanıt verdi. Variety’ye konuşan Jackson, “İnsanların farklı fikirlere sahip olması normaldir” diyerek, Scorsese’ye de hafif bir göndermede bulundu. “Yani, bu Bugs Bunny’e komik değil demek gibi bir şey. Film filmdir. Scorsese’nin işlerini de herkes beğenmiyor. O zaman herkesin kendi fikri var ve bu normal bir şey. Bu, kimseyi film yapmaktan alıkoyamayacak!” dedi. Jackson, sanki herkesin film zevkine göre bir lunaparkta bilet alması gerektiğini savunuyordu. “Bugs Bunny’e komik değil demek, onun yerine ‘Ben bu filmi izlemekten acayip keyif aldım!’ demek daha mantıklı değil mi?”

Bu tartışmaya katılan bir diğer isim ise, süper kahraman filmleri dünyasının dahi yönetmenlerinden James Gunn. “Scorsese keşke böyle bir eleştiri yapmadan önce bir süper kahraman filmi izlemiş olsaydı” diyerek, Scorsese’nin Günaha Son Çağrı filmini örnek vermesi gerektiğini belirtti. “O zamanlar filmi izlemeden eleştirenlere çok kızmıştım, şimdi aynısını Scorsese yapıyor” dedi. Anlaşılan o ki, Gunn, bu tartışmanın bir ‘film izleme’ yarışmasına dönüşmesini istemiyor. “Ne de olsa, izlemek, eleştirmenin yarısıdır!” diye düşünüyor olmalı.

Scorsese, verdiği röportajda “Bu filmleri izlemiyorum. Aslında denedim, biliyor musunuz? Ama sinema bu değil” derken, sanki tüm sinema tarihini özetlemiş gibi görünüyor. “Bunlar için aklıma gelen en yakın şey, aktörleri içinde bulundukları koşullardan ellerinden gelenin en iyisini yapmış olsalar da, lunapark oluyor.” Ancak burada Scorsese, süper kahraman filmlerinin izleyiciyi eğlendirmekten başka bir amacı olmadığını düşünüyor. “Sinema, insanların, diğer insanlara duygusal, psikolojik deneyimlerini aktarmayı denedikleri bir sanat değil mi?” diye sormak geçiyor aklımızdan. Yani, Scorsese’nin gözünde “Güzelim, senin süper kahramanlarınla benim dramamın ne alakası var?” düşüncesi var gibi.

Tabii ki, Scorsese de herkes gibi kendi fikirlerini söylüyor. Ama ünlü yönetmenin bu düşünceleri, elbette panayırlara ve lunaparklara benzettiği filmlerin çekilmesine engel olmayacak. Sonuçta, sinema dünyası geniş bir yelpazeye sahip ve bu genişlik içinde herkesin kendi zevkine göre bir eğlence arayışı içinde olması son derece normal. Kim bilir, belki bir gün Scorsese de bir süper kahraman filmi çeker ve “İşte bu sinemadır!” diyerek hepimizi şaşırtır. O zamana kadar, süper kahramanlar ve dramalar arasında bir denge bulmaya çalışmaya devam edeceğiz. Ve belki de, bu tartışmalar süper kahraman filmlerinin bilet gişesinde rekor kırmasına yardımcı olacaktır!