Marvel’In ‘What If’ Serisi: Alternatif Evrenlerde Kayıp Zaman Yolculuğu

Gündelik hayatta dikkatimi çeken bir şey var; o da “keşke” ve “eğer” gibi kelimelerin etrafında dönen, düşünce spirallerine hapsolmaktır. Düşünsenize, “Eğer o gün o yemeği yemeseydim, belki de bu hale gelmezdim!” diye kuruntu yapmak. Yani evet, geçmişe saplanıp kalmak ve sonsuz ihtimallerin peşinde koşmak, bana pek de akıl işi gelmiyor. Ama sinematik evrende her şey mümkün, özellikle de Marvel Sinematik Evreni gibi bir yapıdan bahsediyorsak. “What If” senaryoları, çılgın bir şekilde hayal gücümüzü zorluyor ve ekranlarımızda yenilikler sunuyor. Çizgi romanların pek çoğunu severim, ama bu senaryoların MCU ile birleşmesi tam anlamıyla bir devrim yarattı, öyle ki tam 40 kaplan gücüne ulaşıldı! Ve sonuç olarak, bu yazıda dizinin yayınlanan ilk üç bölümünü tartışacağız; yeni bölümler geldikçe de güncelleyeceğiz.

Captain Carter kısmı, belki de beklentilerimin çok altında kaldı. İlk bölümü izlerken kendimi yeniden izlemek zorunda hissetmedim ama olayın mantığını ilk kez görecekler için güzel bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Steve Rogers yerine Peggy Carter’ın süper asker serumunu almasını izleyenler, “Aa işte bu, tam da böyle olur!” diye düşünebilir. Ama eğer bu bölümü izleyip diziyi bıraktıysanız, hemen geri dönmelisiniz. Çünkü unutmayın, her bölüm birbirinden alakasız ve tam 30 dakikalık bağımsız hikayeler sunuyor. Captain Carter bölümünde, Steve Rogers’ın kurtaramadığı günlerden bahsediliyor ama olayların tamamen farklı yönleri de var. Hadi itiraf edelim, değişiklikler biraz tahmin edilebilir olmuş; ayrıca alttan alta geçen mesaj da biraz “bayağı” kalmış gibi. Yine de, içerisinde birkaç Disneyvari aksiyon sahnesi ve farklı bir tat barındırdığı için 30 dakikayı tolere etmek pek de zor olmadı.

Star-Panther bölümü ise tam anlamıyla bir görsel şölen! İkinci bölümün hemen başında muhteşem olayların başlayacağı kendini belli ediyor. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Chadwick Boseman’a selam duran muazzam bir T’Challa hikayesi, herkesi bekliyor. Bu bölümde Peter Quill yerine Wakanda’nın prensinin kaçarak hayata nasıl yön verdiğini görüyoruz. Vay be, “Peki ya eğer Robin Hood uzaylı olsaydı?” sorusunun cevabını Star-Lord olarak bulmak? Muhteşem yan karakterlerle dolu olan bu bölüm, duygusal sonuyla da beni derinden etkiledi. Şunu rahatlıkla söylerim ki, şu ana kadar izlediğim bölümler içinde benim favorim olmayı başardı!

Avengers Neydi? Avengers Emekti! son bölümde ise “Avengers olmasaydı ne halt ederdik?” sorusu etrafında dönen muhteşem bir anlatım var. Samuel L. Jackson’ın seslendirdiği Nick Fury karakteri, arka planda olan kötü adam düşüncesiyle birlikte, bu bölümü sadece güzel değil, çok güzel yapmış! Üstelik 30 dakikaya sıkıştırılmış bir gizem hikayesi de bu bölüme ayrı bir tat katmış. Evet, hadi itiraf edelim, sonu biraz tahmin edilebilir olsa da kurgunun genel yapısı oldukça başarılı. Fakat, Star-Panther’ı geçememiş gibi görünüyor! Günün sonunda elimize yepyeni bir Marvel içeriği geçmiş durumda. Hemen diziyi izledikten sonra başka “What If” hikayelerine göz atma isteği doğuyor. Ve ben de okurken epey eğlendiğim üç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum:

• What If Phoenix Had Not Died? – X-Men’i az çok takip eden herkes, Jean Grey’in ölümden dönmesine alışık. Ama bu sefer Phoenix’in dönüşüne bambaşka bir pencereden bakıyoruz. Vay be, bu evrende Phoenix’in kozmik güç seviyesi gerçekten heyecan verici!
• What If Dr. Doom Had Become a Hero? – Magneto ile birlikte Marvel’ın en iyi kötü adamlarından biri olan Dr. Doom’u iyi adam olarak görmek, her zaman karşınıza çıkmaz. Ya da kendisinin ne zaman kötü olduğu da ayrı bir tartışma konusu!
• What If the Hulk Went Berserk?! – Bruce Banner kadar sorunlu bir bilinçaltına sahipseniz, hayat gerçekten azap olabilir. Alternatif bir evrende Rick Jones’u kurtaramayan Bruce, yine Hulk’a dönüşüyor ama bu sefer kontrol edilemeyen bir güç olarak. Fantastik Dörtlü ve Iron Man gibi karakterleri gördükten sonra Hulk’a bir daha aynı gözle bakmak gerçekten mümkün mü? Bilmiyorum ama ben pek emin değilim!

Ve böylelikle, Marvel’ın evreninde eğlenceli bir yolculuğa çıktık; aklımıza takılan sorularla dolup taşarken, yeni bölümleri bekleyeceğiz. Hadi bakalım, Excelsior!