Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

8 dakika okunma süresi

2

Mass Effect Evreninde Tarih ve Seçimler

Mass Effect evreninde tarih ve seçimler öyle bir karmaşa ki, galaksi bile bir kahkaha atar! Uzayda kaybolan kararlar sizi bekliyor!

admin

3 saat önce

Mass Effect Evreninde Tarih ve Seçimler

Mass Effect evreninde 1 milyon yıl öncesine gidecek olursak, Reaper’ların ortaya çıkışı, Rachni Savaşları ve Krogan Ayaklanmaları gibi olayların sadece birer ayrıntıdan ibaret olduğunu düşünmeyin; bunlar, galaksinin kaderini belirleyen gerçek melodramların başrol oyuncularıdır. İlk bölümde bu tarihi olayların peşinden koşarken, şimdi de üçlemenin oyunlarında başımıza gelen komik ve bir o kadar da dramatik olayları yeniden ele alalım. Hani, belki oyunları yeniden oynarsınız ya da “Mass Effect mi? O da ne?” diyen arkadaşlarınız için bir bilgi kaynağı olur. Buradan sonrası ise spoiler dolu bir yolculuğa davet.

Kapak resminde William Henry’nin (billpyle) hazırladığı hayran yapımı posteri kullanmışız. Evet, bu bir sanat eseri, ama biz buradayız, değil mi?

Mass Effect 1 – Galaksi Savaşlarının Başlangıcı

Öncelikle, Shepard rolündeki bizim bu maceraya Eden Prime’daki insan kolonisine gönderilmemizle başlıyoruz. Kaidan ile birlikte gezegene indiğimizde Ashley ile tanışıyoruz. Ve ne görüyorsunuz? Koloni, Geth ordusunun saldırısı altında, öyle bir karmaşa ki, sanki bir karnaval değil de bir savaş alanındayız! Geth’in başındaki Saren Arterius, Turian ırkından bir Spectre ve kendisi de tam bir problem çocuğu. Bir de ne oluyor? Bir Prothean işaret kulesini aktive ediyor ve biz aniden “Savaş ve ölümler”le dolu bir vizyon yaşıyoruz. Kısacası, işlerin pek de yolunda gitmeyeceği çok belli.

Mass Effect 1 - Galaksi Savaşlarının Başlangıcı

SSV Normandy ve mürettebatıyla Citadel’e döndüğümüzde, Konsey bizimle pek de ilgilenmiyor. “Saren kim, neden önemli?” dercesine bakıyorlar. Yani, bu durumda elimizde sadece sözlü beyanatlar var. Neyse ki Garrus ve Wrex ile birlikte Tali’Zorah’a ulaşarak Saren ile Benezia’nın konuşmalarını içeren kaydı ele geçiriyoruz. Bu kayıtta Saren ve Benezia, “Conduit” ismindeki bir artefakt hakkında konuşuyorlar; Reaper’ların adı geçiyor. Buradan sonra Konseyin etekleri tutuşuyor ve Saren’in Spectre statüsü iptal ediliyor; bu sayede biz, ilk insan Spectre olarak atanıyoruz! Pastanın üstündeki çilek gibi! Anderson, SSV Normandy’nin komutasını bize veriyor; yani biz artık bu işlerin başıyız.

Mass Effect 1 - Galaksi Savaşlarının Başlangıcı

Yolculuğumuz Devam Ediyor

Therum gezegeninde Benezia’nın kızı Liara T’Soni’yi kurtarıyoruz ve Prothean’lar hakkında bilgi almak için onu gruba alıyoruz. Feros kolonisine gittiğimizde Saren’in askerleriyle karşılaşıyoruz ve Saren’in gemisi Sovereign’in zihin kontrolü yeteneğine sahip olduğunu öğreniyoruz. Yani o da neymiş, Sovereign başlı başına bir korku kaynağı. Noveria gezegeninde Benezia’yı bulduğumuzda, onun da Sovereign’in kontrolü altında olduğunu öğreniyoruz; “Aman Allah’ım, bu neyin nesi?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Yolculuğumuz Devam Ediyor

Saren’in ana üssünün Virmire’de olduğunu öğrendiğimizde hemen oraya doğru yola çıkıyoruz. Burada, Saren’in Krogan’ların soyunun tükenmesine neden olan Genophage’ın çaresini bulduğunu öğreniyoruz. Wrex, grubumuzun Krogan üyesi olarak bu duruma tepkisiz kalmıyor; “Yani bu ilacı bulursak, benim soyumu yeniden canlandırabileceksiniz mi?” diyor. Burada ya onu öldürmek zorundayız ya da Ashley’e devrediyoruz. Ama bir şekilde onu geri çekilmeye ikna etmek de mümkün. Yani burada seçimlerimizle Yoda gibi bir Jedi olabiliriz!

Yolculuğumuz Devam Ediyor

Son Savaş ve Reaper’ın Gerçek Yüzü

Üsse bomba yerleştirip havaya uçurmayı planlıyoruz ama karşımıza Sovereign çıkıyor. Ve burada onun aslında bir Reaper olduğunu öğreniyoruz. “Haydaa!” diye fısıldayabiliriz. Reaper’lar, Samanyolu Galaksisi’nin hemen dışında kümelenmişler ve hasat zamanı gelince organik yaşamların Kütle Rölelerini keşfetmesini bekliyorlarmış. Saren’in peşine düşüyoruz ve Conduit’e geçerek Sovereign’in saldırısı altındaki Citadel’e varıyoruz. Sonunda Saren ile yüzleşiyoruz ama sonuç farklı şekillerde çıkabiliyor. Nihayetinde Saren ölüyor, ve burada Alliance filosunun karşı saldırıya hazırlandığını öğreniyoruz.

Son Savaş ve Reaper’ın Gerçek Yüzü

Burada verdiğimiz kararlar, oyunun farklı sonlarına ulaşmamıza neden oluyor. Eğer Konseyi kurtarırsak, Alliance filosunun fedakarlığını onurlandırmak adına insanlara Konsey ırklarından biri olma şansı veriliyor. Eğer kurtaramazsak, yeni bir Konsey kuruluyor. Ve böylece, tüm galaksinin kaderini belirlemiş oluyoruz!

Son Savaş ve Reaper’ın Gerçek Yüzü

Mass Effect 2 – Tüm İhtimallerin Ortaya Çıkması

İlk oyundaki olaylardan kısa bir süre sonra, 2183 yılında başlıyor Mass Effect 2. SSV Normandy Geth devriyesindeyken tanımlanamayan bir gemi tarafından vuruluyor. “Haydaa, bu da ne?” derken, Shepard son kaçış mekiğine Joker’i bindirirken meydana gelen patlamaların etkisiyle uzay boşluğuna fırlıyor. Oksijen yetersizliği yüzünden boğuluyor ve bir gezegenin yörüngesine düşüyor. Bu noktada “Shepard gitti, iyi mi?” diye düşünmeye başlıyoruz.

Cerberus, Shepard’ın bedenini alıyor ve Lazarus Projesi başlatıyor. İyi de, bu proje tam iki yıl sürüyor. Cerberus’un lideri Illusive Man, bize galaksinin dört bir yanında insan kolonilerinin yok olmaya başladığını anlatıyor. Collector adını verdikleri böceksi bir ırkın arkasında, Reaper’ların olduğuna inanıyor. Şimdi, bu Collector’ları durdurmalıyız! Ama ilk önce kendi ekibimizi kurmamız gerekiyor.

Mass Effect 2 - Tüm İhtimallerin Ortaya Çıkması

  • Jacob Taylor ve Miranda Lawson ile tanışıyoruz, bu ikili tam bir dinamik ikili!
  • Ve işte ekibimizde yeni isimler: Mordin Solus, Garrus Vakarian, Jack, Grunt ve Legion.

Bir yandan Illusive Man’den görev alırken, diğer yandan ekibimizi genişletiyoruz. Hatta bir Collector gemisine gittiğimizde, bu geminin aslında Reaper’lar tarafından kontrol edilen Prothean’ların köleleştirildiğini öğreniyoruz. “Vay canına, bu da başka bir boyut!” dercesine bir durum.

Mass Effect 2 - Tüm İhtimallerin Ortaya Çıkması

Sonra Mesele Büyüyor

Omega 4 Rölesinden geçerken, ekibimizden bazılarını kaybedebiliyoruz. Yani burada, sevdiklerimizi kaybetmemek için onlara özenle yaklaşmamız gerekiyor. Eğer tüm ekip üyeleri ölürse, işte o zaman “Game Over” demek zorunda kalacağız, ve bu durum Mass Effect 3’e yükleyemeyeceğimiz anlamına geliyor. Yani, seçimlerimiz sonuç doğuruyor!

Sonra Mesele Büyüyor

Reaper’ların uykusundan uyanmasıyla, galaksinin yeni bir kaosa sürüklendiğini görüyoruz. Yani, her şeyin başı bir anda karışıyor. Daha fazla macera bizi bekliyor, ancak bu sefer bu maceranın sonunda galaksinin kaderi tamamen bizim elimizde. Yani, Mass Effect 3’te neler olacağını görmek için sabırsızlanıyoruz!

Sonra Mesele Büyüyor

Mass Effect 3 – Son Savaşın Hakkında

Artık Reaper’lar galaksimize gelmiş durumda ve herkes kaos içinde. David Anderson, Dünya’da direnişi örgütlerken, Amiral Steven Hackett bizi Mars’a yolluyor. Mars’a gittiğimizde Prothean süper silahı hakkında bilgi edinmeye çalışıyoruz. Tabii ki, Illusive Man bu durumda yine karşımıza çıkıyor. Her şey onun etrafında dönüyor gibi!

Crucible ismindeki bu süper silahın yapımına başlayınca, galaksiyi dolaşarak diğer türlerin desteğini toplamamız gerekiyor. Turian’ların dünyası Palaven’i kurtarmamız lazım. Burada Reaper güçleriyle çatışırken, Turian lideri Primarch Fedorian’ı kaybediyoruz. Yeni primarchımız Adrien Victus, savaşta ölmeyi tercih ediyor ama tabii ki, sonradan aklı başına geliyor.

Krogan’lara gittiğimizde, bu sefer de “Önce genophage’nin tedavisi bulunsun” diyorlar. Yani, bir türlü işin içinden çıkamıyoruz. Salarian dünyasına gittiğimizde ise, Mordin Solus ile buluşuyoruz. Burada bir karar vermek zorundayız: Genophage tedavisi kullanılsın mı, yoksa sessiz kalalım mı? Kısacası, burada her şey bizim ellerimizde!

  • Cerberus’un Citadel’i ele geçirmeye çalıştığını öğreniyoruz.
  • Quarian’lar ile Geth’ler arasında bir savaşa tanık oluyoruz.
  • Sonunda, Crucible için gerekli Katalizörün Citadel’in ta kendisi olduğunu öğreniyoruz. “Ne? Bu da neyin nesi?” demekten kendimizi alamıyoruz!

Sonunda, tüm galaksi bir araya geliyor ve Reaper’lara karşı son bir saldırıya geçiyoruz. Londra’daki savaşın ardından Citadel’e girmeyi başarıyoruz. Burada Anderson ve Illusive Man ile karşılaşıyoruz ve sonrasında kendimizi Citadel’in zirvesinde buluyoruz. Çocuk, Catalyst olduğunu söylüyor; Reaper’ların yaratıcısı! Ve işte burada, üç seçenek sunuyor: yok et, kontrol et ya da sentezle.

Verdiklerimiz kararlar her şeyi değiştirecek. Tüm evren adına karar vermeye hakkımız var mı? Ve işte, sonun başlangıcına ulaşıyoruz. Her şeyin sonunda, galaksinin kaderini belirleyen bir hikaye ile baş başa kalıyoruz. Ve belki de, bir gün, birileri bizim hikayemizi anlatacak. Kim bilir, belki de bir gün galaksinin en büyük efsanelerinden biri oluruz!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?