Dürüst olayım, şu sıralar Megabonk hastalığı geçiriyorum. Bu hastalıktan kastım, bir oyuna kendimi o kadar kaptırmışım ki, uyumak, yemek yemek gibi temel ihtiyaçlarım bile gözümde yok olmuş durumda. İnsan bir oyuna ne kadar bağlanabilir ki, değil mi? Ama işte buradayım, Megabonk bana öyle bir sarıldı ki, sanki içimdeki tüm zaman ve mekan kavramlarını silip süpürdü. Bu esnada ortaya çıkan Ball X Pit ise en az Mega Bonk kadar ilgi çekiyor. Sanki biri “Eyvallah bana Megabonk vermiştiniz, şimdi sizi Ball X Pit ile tanıştırıyorum,” diyormuş gibi.

Game Pass kütüphanesinde de mevcut olan Ball X Pit, kısa sürede 300.000 kopya satış rakamına ulaştı. Geliştirici ekibin Bluesky üzerinden yaptığı paylaşıma göre, bu oyun tam 5 günde 300.000 adet kopya sattı. Geliştirilmekte olan yeni bir oyun için bu gerçekten etkileyici bir başarı. Diğer tarafta, Megabonk ise 2 haftada 1 milyon kopya satışa ulaşmıştı. Bu durum sanki iki oyun arasında bir tür “kim daha hızlı koşacak” yarışı varmış gibi hissettiriyor. Ama sonuçta bu rekabetin keyfi, oyunseverler için bir artı değil mi!

Ball X Pit, klasik DX Ball sistemini roguelike elementlerle harmanlıyor. Kuluçkada bekleyen ve o an geldiğinde pişman olacağınız bir yumurta gibi! Hem bir yandan topları fırlatırken öte yandan seviye atlama sistemleri, tam anlamıyla insanın ruhuna dokunuyor. Arada bir yerleşim alanı kurmak da cabası. Yani, bu oyun sadece top patlatmayı değil, aynı zamanda şehir kurmayı da başarıyor. Belli ki, geliştiriciler “Neden sadece bir oyun olmasın ki? Hem eğlenin hem de stratejik düşünün!” demişler. Bunu düşünerek bir ellerini kafalarına koyarak çok ciddi şekilde düşünmeyeceklerdi, değil mi?

Oyun, içindeki farklı karakterlerle bireysel olarak her defasında yeni bir deneyim vadediyor. Kendinizi her seferinde başka bir yerden başlayarak yeniden okumaya başlıyorsunuz. Gerçekten de bağımlılık yapıcı bir potansiyele sahip. Oynamadıkça, oynamak istemekle ilgili derin bir çatışma yaşamaya başlıyorsunuz. Kalp atışlarınız biraz hızlanmaya başlayabilir, bu yüzden bir doktora gitmek zorunda kalmayın! Tabii ki, ne yazık ki hepsini oynayıp bitirmiş biri değilim ama bunun da bir avantajı var. Bu sefer, diğerlerini oynamış olan arkadaşlarımla tartışacak çok malzemem olacak.

Yukarıda da belirttiğim gibi oyun Game Pass kütüphanesinde de mevcut. Ancak, eğer Bonsai ağaçları arasından bir yol bulup “Ben bunu satın alacağım!” diyorsanız, Steam linkini de buraya bırakıyorum. Satın almadan önce düşünün! Bu oyun gerçekten de daha çok vakit alacak ve sürekliliği ile sizi yakalayacak bir oyun. Umarım siz de benim gibi bu bağımlılığı yaşarsınız, ama biraz da dikkatli olun! Her bağımlılığın bir bedeli vardır, değil mi?