Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

5 dakika okunma süresi

3

Metaphobia: Nostaljik Bir Dedektiflik Macerası Ücretsiz Oyun İncelemesi

Metaphobia: Nostaljik Bir Dedektiflik Macerası'na dal! Ücretsiz oyunda nostaljiyi keşfederken, gülmekten de karnınıza ağrılar girecek!

admin

2 saat önce

Metaphobia: Nostaljik Bir Dedektiflik Macerası Ücretsiz Oyun İncelemesi

Zaman zaman itch.o, AGS forumları gibi siteleri gezerken daha önce fark etmediğim oyunlara denk gelebiliyorum. İşte Metaphobia da bunlardan biri oldu. Bu oyun, o kadar kaliteli bir adventure oyunu ki, ücretsiz olduğunu görünce şaşırdığımı söylemem lazım. Yani düşünsenize, bir yanda 90’ların ruhunu taşıyan bir dedektiflik hikayesi, diğer yanda hiç para vermeden oynayabileceğiniz bir oyun! Şimdi sizlere, Metaphobia’nın neden bu kadar çarpıcı olduğunu anlatmaya çalışacağım; o yüzden dikkat kesilin! Öyle ya da böyle, bu oyunu duymayanlar için bilgilendirmek istiyorum, o yüzden bu yazıyı kaleme alıyorum. 🙂

Metaphobia, 90’ların klasik point and click adventure oyunları tarzında hazırlanmış bir yapım. Önce isterseniz fragmanını bir izleyin; belki eski tarihli olsa da, nostaljiyi hissetmek için güzel bir fırsat:

Oyunun yayınlanan versiyonundaki animasyonlar gerçekten de nefis! Hikayesi ve bulmacaları da bir o kadar etkileyici. Metaphobia’nın hikayesini çok yetenekli iki kişi kaleme almış: Tolga Öcek ve David Broček. Çizim ve animasyonlar Tolga’ya, diyalog ve bulmacalar ise David’e ait. Bir başka eğlenceli detay, oyunun müziklerinin Kathy Rain isimli başka bir harika adventure’dan tanıdığımız Daniel Kobylarz tarafından yapıldığı! Ayrıca oyundaki tüm diyalogların seslendirilmiş olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Seslendirmeler beklenmedik derecede iyi!

Metaphobia: Nostaljik Bir Dedektiflik Macerası Ücretsiz Oyun İncelemesi

Eski zamanların klasik adventure oyunlarını, piksel grafikleri, Gabriel Knight tarzı hikayeleri sevenler için bu oyunu büyük bir keyifle oynayabilirsiniz. Zaten Steam üzerinden de ücretsiz olarak indirebilirsiniz; bu versiyonunda başarımlar da bulunuyor, bu da tekrar oynamak için güzel bir sebep! Zaten oyun bitince “ne oldu şimdi?” diye kalakalabilirsiniz. Eski kafalarda bir macera arıyorsanız, Metaphobia ile buluşmak güzel bir fikir!

Sevgili İhsan Tatari‘nin oyun için yazdığı incelemeyi de buradan paylaşarak belki daha dikkatinizi çekmeyi başarırız! “Bir tutam Broken Sword, biraz Gabriel Knight, bir parça da Fate of Atlantis… İşte size Metaphobia’nın özeti!” diyor İhsan. Hadi, bu oyunun iddialarını biraz daha derinlemesine inceleyelim!

Metaphobia: Nostaljik Bir Dedektiflik Macerası Ücretsiz Oyun İncelemesi

Metaphobia, klasik bir politik cinayet araştırması ile başlıyor. Zengin bir siyasetçinin oğlu olan Richard, babasının gizemli cinayetini çözme peşine düşüyor. Ancak çok geçmeden anlıyor ki, bu cinayet kimsenin tek başına değil, çok daha geniş bir komplo ağının bir parçası! Yozlaşmış siyasetçiler, gizli yeraltı örgütleri, kiralık katillerır vs. derken, işler iyice karışıyor. Swap, cambaz, Sümerlerin ve antik tanrıların ismi bile geçiyor. Hani deriz ya, “Nereden nereye?” İşte tam bu noktada olaylar bir zamanlar içinde kaybolduğumuz bir melodram halini alıyor. O nedenle sürprizlerle dolu bir deneyim sunuyor! Bahsettiğim bu komplo teorileri ve cinayetler, adeta bir cinayi romanın sayfalarını aralar gibi!

Açıkçası, bu oyunun nasıl bu kadar ücretsiz sunulduğunu hala anlamış değilim. Bu kadar emek harcanan bir oyun için “ücretsiz” etiketi, insanı düşünmeye itiyor. Karakterlerin seslendirmeleri, el çizimi grafikleri, hikayesi, bulmacaları ve mekân tasarımlarıyla âdeta 90’lı yıllarda çıkmış ve o zamanlar gözden kaçırdığınız bir klasik gibi oynanıyor. Bu oyunda, Broken Sword, Gabriel Knight ve Indiana Jones: Fate of Atlantis gibi nostaljik yapımları anımsamamanız imkansız. Hatta, çok ünlü bir polisiye-gerilim filmini andıran sahneleri bile var ki kesinlikle ilginizi çekecektir!

Bulmacalar ise genel olarak başarılı. Alakasız nesneleri abuk sabuk şeyler yapmak için birleştirmiyorsunuz. Her şey belirli bir mantık çerçevesinde ve elimizle dengeyi sağlamaya çalışarak bu bulmacaları çözüyoruz. Ama bazen tane tane izlemekte zorlanabilirsiniz. Bazı bulmacalar daha iyi olabilirmiş kesinlikle! Ayrıca, hani yapanların biraz daha yaratıcı olmasını bekliyoruz.

Fakat bazen oyunun hikayesi, şansa biraz fazla yaslanıyor gibi hissediyorum. Misal, 30 sene önce yakalanan bir suçlunun dairesini aramaya gittiğimizde “Hadi orası da boş!” dedirten bir durum söz konusu. Ne büyük bir şans, değil mi? 🙂 Bu ikisi haricinde çok fazla şikayetim olmadı. Sonuçta, indirdiğiniz bir oyunu eleştirmek naif olurdu. Sonuç olarak, sizinle birlikte bu evrende dolanan bir dedektif olmuş oluyorsunuz; ne daha fazlası, ne de daha azı!

Ama en büyük sürprizi, oyun bitip jenerik ekranıyla akmaya başladığında, üreticiler arasında Tolga Öcek adlı bir isimle karşılaştığımda yaşadım. Kendisi, hem senaryoya katkıda bulunmuş, hem de çizim ve animasyonlarını yapmış. “Ellerine sağlık!” demek istedim buradan. Yani anlayacağınız, bu oyunda bırakın parayı, emek var!

  • Artılar:
    • 90’ların klasik macera oyunlarını andıran hikâye ve oynanış
    • Seri cinayetler, komplo teorileri, antik kentler, kadim tanrılar
    • Seslendirmeler beklenmedik derecede iyi
    • Göze hoş görünen piksel grafikler
  • Eksiler:
    • Bazı bulmacaların mantığını anlamak bir tık daha zor
    • Bazen işler fazla şans eseri gidiyor

90’ların point and click macera oyunlarını seviyorsanız, Metaphobia sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Sonuç olarak, bir nostalji yolculuğuna çıkmak isteyen herkese bu oyunu şiddetle tavsiye ediyorum. Haydi, indirin ve başlatın! Keyifli oyunlar!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?