Metro Exodus: Sam’in Hikayesi ile Aileyi Bulma Yolculuğu

Metro Exodus: Sam’in Macerasına Hazır Mıyız?

Metro Exodus, yaklaşık bir yıl önce piyasaya çıktı ve benim en sevdiğim oyunlar arasına hızlıca girmeyi başardı. Hani derler ya, “Yılın ilk aylarında çıkmak, ama sonradan unutulmak” diye, işte bu oyun da tam olarak o duruma düştü. Yıl sonu ödüllerinde adını pek de duyamadık. Belki de oyuncular, “Bu oyun çok güzel ama ben daha çok patates kızartması ile ilgileniyorum” dediler. Ya da belki de oyun, “Yeterince ilgi görmedim, ben de bir köşede oturup ağlayayım” dedi. Kim bilir?

Ama heyecan dorukta! Önümüzdeki ay, Sam’in hikayesinin anlatıldığı yeni ek paket “Sam’s Story” geliyor. Bu paketin çıkışıyla birlikte, belki de “Metro Exodus” tekrar sahneye çıkacak ve “Merhaba, ben buradayım!” diye bağıracak. Belki de Steam’deki gelişi, “Aman Tanrım, ben buradayım!” diye tüm oyuncuları çekecek. Yani, bu oyun hala genç ve dinamik; biraz daha ilgiye ihtiyacı var gibi görünüyor.

Sam’in Hikayesi: Ailemi Bulacak Mıyım?

Sam, bu yeni ek pakette, trenimiz Aurora’dan ayrılarak Vladivostok’un tsunami sonrası harabelerinde dolaşacak. “Neden trenle gitmiyorsun?” diye sorabilirsiniz ama Sam, “Yahu ben bilet almadım ki!” diye yanıtlayabilir. Adam, ailesine kavuşmak için tam anlamıyla bir “aile bulucu” gibi. Tüm bu süreçte, harabe binaların arasında kaybolmuş ruhları bile bulabilir. Hani, “Benim de bir ailem var” diyen bir ruh bulursa, ona da selam vermeyi unutmamalı!

• Sam’in hayalleri: “Ailem, ailem nerede?”
• Vladivostok’un tsunami sonrası görüntüsü: “Aman Tanrım, bu da ne?”
• Metro tünellerinden çıkmanın avantajları: “Zombiler yok, yemek var!”

Sam, yolculuğu boyunca aslında kendi içsel çatışmalarıyla da yüzleşecek. Yani, “Ben ailemi bulabilir miyim, yoksa bu sefer de kaybolacak mıyım?” gibi sorular kafasında dönecek. Sanki bu yolculuk, “Aile bulma reality show” gibi olacak. Sam, “Haydi bakalım, kimler aile bulacak?” diye yarışmaya başlayacak. Ne dersiniz, aramızda bir yarışma düzenlesek mi? “En iyi Sam kim?”

Sonuçta Ne Olacak?

Sam’in hikayesini bu kadar merakla beklememizin sebeplerinden biri de, onun bir yerde “Ailemi buldum!” diye haykıracağı anı görmek. Bu an, bizim için de önemli olacak çünkü sonuçta hepimiz, bazen kaybolmuş hissettiğimizde bir ailenin sıcaklığını arıyoruz. O yüzden 11 Şubat’ı dört gözle bekliyoruz. O gün gelince, “Sam, lütfen aile bul” diye dua edeceğiz. Bu, bizim için bir umut hikayesi olacak. Kim bilir, belki de Sam, “Kendimi buldum!” diyerek yeni bir yaşamın kapısını aralayacak. Sonuçta, hepimiz bir şekilde kendimizi bulmalıyız, değil mi?