Hani, bazen evrende bir şeylerin tam yerine oturduğunu hissederiz, değil mi? Mesela gece gökyüzündeki yıldızlar mükemmel bir uyum içinde sıralanır. Ya da elinizden düşen bir bozuk paranın yeri tamamen dik düşüverir. İşte tam olarak bu tür bir his, Doom serisi ile Mick Gordon’ın müzik dehasının buluşmasıyla ortaya çıkıyor. Evet, ilk bakışta belki de çoğu kişi sadece “Metal müzik, Doom ve Mick Gordon” üçlemesi deyip geçebilir. Ancak, bu işin arkasında tam anlamıyla bir dahi var. O kadar iyi müzikler yapıyor ki, kulağınızın pasını silmekle kalmıyor, sizi başka gezegenlere de götürüyor! Eğer orijinal oyunların “metal” yönünü daha iyi yansıtan birini düşünemiyorsanız, yalnız değilsiniz. Bunu söyleyenler, aslında uzayda kaybolmuş bir grup insan gibi!
Üzücü bir gerçek var ki, gelecek Doom oyunlarında önümüzdeki Mick Gordon’ı göremeyeceğiz gibi duruyor. Oyun dünyasındaki bu tarz kayıplar, bir nevi metal müzik severlerin kalbinde birer delik açıyor. Ancak geçmişte yaşanan bu hüzün verici durum, geleceğimizi tamamen karartmamalı. Özellikle 2016 yılında çıkan ve müzikleriyle herkesin kalbini çalan Doom’un soundtrack’i, Mick Gordon için bir dönüm noktası oldu. Bu albüm, ödül üstüne ödül kazanarak adeta müzik tarihine altın harflerle yazıldı. BFG Division ise bu albümün en popüler parçalarından biriydi; şu an Spotify’da tam 100 milyon dinlenmeyi geçmiş! Hatta bu durumda Spotify’ın sunucularını patlatmaya kararlı bir parçaymış gibi görünüyor!
Yalnızca BFG Division değil, orijinal Doom setindeki diğer parçalarda da bir hayli başarılı. Gözünüzü biraz daha açın çünkü burada “Rip & Tear” ilk olarak 100 milyon barajını aşmış durumda. Bu parça, dökülen kanlar ve aniden patlayan demonların sesleri eşliğinde dinlenince mutlu bir ruh hali yaratıyor! At Doom’s Gate 70 milyonu, Rust, Dust & Guts 27 milyonu ve Hellwalker da 25 milyonu geçerek sevilen parçalar arasındaki yerini almış. Her biri adeta bir fitness albümü gibi, tam spor yaparken dinlenmelik! Yani, sıkı bir çalışma sonrasında karşınıza çıkan o metal müziğin ritmi, aniden koşu bandının üzerinde hızla koşmaya başlamanızı sağlayabilir. Kısacası, herkes için farklı bir motivasyon kaynağı olan müzikler, spor salonunun vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda!
Özellikle Mick Gordon’ın bu muhteşem müziğinin ardındaki enerjiyi düşününce, Doom’un dünyasında kaybolmuş kalplere bir nebze de olsa güç verebiliyor. Oynarken adeta “Şimdi kiminle savaşacağım?!” diye bağırarak kendinizi kaybediyorsunuz. Bilmeyenler için belki de bir öneri, ancak 100 milyon dinlenmeyi geçmek için “Savaşçı ruh” motivasyonuyla dinlenilen parçalara daha çok dikkat etmelisiniz!
Sonuç olarak, Doom ve Mick Gordon’ın birleşik kuvveti, sadece bir oyun deneyimi değil, aynı zamanda bir müzik efsanesidir. Geçmişe döndüğümüzde, müzikleri sadece bir arka plan sesi değil; aynı zamanda ruhumuza hitap eden sestir. O yüzden, yola çıkarken yanınıza bir kulaklık almayı unutmayın; zira bu müzik tarzı, sizi başka alemlere götürecek! Ve atlayışınızın ardından, belki de bir demon ile karşılaşmanız hiç de uzak bir ihtimal olmayacak!
