Microsoft’un Activision Satın Alımı: Rekabetin Tırmandığı Bir Süreç

Microsoft’un Activision’ı satın almak için yaptığı bu büyük girişim, rekabet kurumları arasında tam bir savaşa dönmüş durumda. Geriye dönüp baktığımızda, bu sürecin adeta bir reality show’undan farksız olduğunu söyleyebilirim. Kim bilir, bu konuda bir dizi bile çekilebilir! Başlangıçta Microsoft’un her iki tarafı da tatmin edecek şekilde bu durumu yönetmek için elinden geleni yapacağına inanmıştık ama işlerin daha da karmaşık hale geldiği kesin. Çünkü, rekabet kurumlarının raporları arasında gidip gelen bu olay, herkesin tebessüm etmesine yol açacak tartışmalara sebep oldu. Sanki uluslararası bir pazar yeri değil, bir düğün organizasyonu yürütülüyormuş gibi!

Her neyse, öncelikle Birleşik Krallık’ın rekabet kurumu CMA’nın aldığı bırakın malı, bıçağı bile kesen onay vermeme kararı gerçekten büyük bir sürpriz oldu. Ama esas heyecan verici gelişme, Avrupa Komisyonu’nun çok hızlı bir şekilde “Evet, haydi bakalım” demesiyle ortaya çıktı. Hem de koşullara bağlı olarak. Yani, Microsoft’un sınırları zorlayacağına dair bir güvence almak için kazara bir erkek çocuğu çivilemesine gerek yoktu, bu sefer taahhütler rüzgâr gibi estikçe olumlu sonuçlar doğurmaya başladı. Neyse ki bu taahhütlerin içeriği pek bir merak uyandırıcı değil. Bildiğimiz Activision oyunlarının Sony platformlarında kalmaya devam edeceği, bu oyunların aniden Xbox’a ya da başka bir garip yere atılmayacağı haberi, gerçek bir rahatlama getirdi. Hatta Microsoft’un Activision oyunlarını PlayStation platformundan almayı düşünse bile, bu işin sonuçlarının konsol pazarını tehdit etmeyecek olması güzel bir haber değil mi?

Her ne kadar bu detaylar biraz sıkıcı olsa da, Avrupa’nın dikkat çektiği bir başka husus daha var. Bulut oyun yayıncılığı servislerinin güvende olup olmayacağı konusunda, hala belirsizlik kapıda. Microsoft’un bu konuda vermiş olduğu güvence, bize zor bir ders veriyor: “Güvenme, ama yine de denemeye hazır ol!” Oyun severlerin bu durumdan etkilenip etkilenmeyeceği, oldukça ciddi bir mesele. Activision Blizzard oyunlarının bulut yayın servislerinde boy göstermesi konusunda da bir taahhüt verilmesi, aslında Microsoft’un bu noktada ne kadar dikkatli olduğunu gösteriyor. Yani, her oyun severin “Ben buluttan oyun oynayacakken, neden beni bu pürüzlü yollarla oyalıyorsunuz?” demesi mümkün!

AB’nin onay verdiği bu durum karşısında, İngiltere’den gelen itiraz da oldukça ilginç. CMA CEO’su Sarah Cardell’in, ABD ve AB gibi büyük güçlerin bulut oyunculuk pazarını tehdit eden endişelerini dillendirmesi, aslında müzakerelerin nereye gidebileceğine dair fikir veriyor. İtirazında ısrarla vurguladığı noktalar ise bir nebze de olsa Avrupa’nın taahhüt ettiği hususlara dayanıyor gibi gözüküyor. Yani, aslında bu düellonun henüz sonuna gelmeden, yeniden bir inceleme yapılması gerektiği aşikar. Şimdi merakla bekliyoruz ki ABD nasıl bir cevap verecek ve sonunda bu büyük anlaşma gerçekten gerçekleşebilecek mi? Umut ediyoruz ki bu gelişmeler, oyun severler için köklü bir değişim ve eğlence sunar!