MindsEye: Beklentilerin Kayıp Gözyaşı
MindsEye: Beklentilerin Kayıp Gözyaşı! Beklentilerinizi kaybettiniz mi? Merak etmeyin, gözyaşlarıyla birlikte bolca kahkaha da var!
2 ay önce

Geliştiricilerinin öve öve bitiremediği, “bu oyun çok farklı, çok yenilikçi!” diye ortalarda dolaşan MindsEye, sanki tüm oyun dünyasına “gelin beni eleştirin!” diye bağırıyordu. Çıkışının ardından, bu şüphelerin hiç de yersiz olmadığını gördük ne yazık ki. Oyun, adeta oyuncuları “Hayır, bu kadar kötü olamaz!” diye haykırmaya zorladı. Gerek incelemelerde gerekse oyuncu değerlendirmelerinde yere çakıldığını söylemek mümkün; hatta o kadar kötü ki, yılın en düşük ortalamalı oyunu unvanını kapmış durumda. Şaka gibi değil mi? Oyun, bir nevi “En Kötü Oyun” ödülünü kazanmış gibi görünüyor.
İçinizi karartmak istemem ama şu anki durum şöyle: Opencritic’te paylaşılan 7 incelemenin ortalaması 36 puan, Metacritic’te PC versiyonu için paylaşılan 7 incelemenin ortalaması 43 puan, PS5 versiyonu için paylaşılan 4 incelemenin ortalaması ise sadece 31 puan. Bu puanlar, bir futbol takımının son 10 maçında 0 puan alması gibi bir şey! Yani, “Hadi ama, bir gol atın!” diye bağıran taraftarlar gibi hissediyoruz.
Belki henüz çok az sayıda inceleme olmasından dolayı bu durumun böyle olduğu düşünülebilir. Ama oyuncular, MindsEye’ın hışmına uğramış durumda. Metacritic’te paylaşılan 265 oyuncu değerlendirmesinin sonucunda 2,6 gibi oldukça düşük bir ortalama tutturduğu görülüyor. Yani, bu puanla bir kahve makinesi bile daha iyi bir performans sergileyebilir!
Steam’de de durum fena değil. 1.680 değerlendirme sonucunda %38 ile “Çoğunlukla Olumsuz” değerlendirmeye sahip. Oyun, oyuncuların gözünde bir nevi “Kahramanlar Ligi”nde en sonuncu takıma dönüşmüş. Şimdiye kadar oynadığı en kötü oyun olduğunu söyleyenler olduğu gibi, “Bu benim için bir kabus!” diyenler de mevcut. İtiraf ediyorum, bir kahve içip oynamaya çalıştım ama kahvemin etkisi bile yetmedi.
İşte, MindsEye’ın en büyük sorunları:
- Grafikler: Sanki bir 90’lar oyunu oynuyormuşuz gibi. O zamanların “retro” havası hoş ama günümüzde bu pek geçerli değil.
- Oynanış: Oyun, tam anlamıyla “nasıl yapılmaması gerektiği” üzerine bir ders niteliğinde. Sıkıcı görevler ve tekrarlayan mekanikler, “Beni bırakın!” diye fısıldıyor.
- Hikaye: O kadar karmaşık ki, sanki bir bulmacayı çözerken bir yandan da Sudoku oynamaya çalışıyorum.
Üzücü bir durum tabii. Keşke çok iddialı açıklamalar yapıp beklentileri yükselteceklerine, oyun üzerinde biraz daha çalışsalarmış. En azından oyunun mevcut halindeki sorunları halledene kadar bekleyebilirlermiş oyunu çıkarmak için. Ama artık olan oldu. Şimdi bu oyunun bir “kurtuluş hikayesi” yazıp yazamayacağı merak konusu. Belki de geliştiriciler, oyunlarına bir tür “yeniden doğuş” bahşederler. Ancak, bu durum bana göre çok zor görünüyor.
Umuyorum yanılan ben olurum ve küllerinden doğan bir oyun hikayesi çıkar buradan. Eğer bu gerçekleşirse, MindsEye’ın gelecekte “kurtarıcı” olarak anıldığı günleri görebiliriz. Ama şimdilik, bu oyun hakkında pek bir şey yok gibi görünüyor. Belki de bir gün, “MindsEye: Efsane Dönüş” başlıklı bir devam oyunu ile karşılaşırız. O zamana kadar, bizden bu kadar! Şimdilik, başka oyunlara yönelmekte fayda var.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?