Minions: The Rise of Gru: COVID Sonrası Sinemanın Yeni Fenomeni

Bildiğimiz sinema dünyası, 2020 yılında COVID-19 ile tanışmamızın ardından bir hayli değişim geçirdi. Artık, sinema tarihinde ‘COVID öncesi’ ve ‘COVID sonrası’ olarak sınıflandırdığımız iki dönem var. Bu dönemlerden ikincisine, ilginç bir film damgasını vurdu. Kimi zaman “meme” haline gelen sinema filmleri arasında, taçsız ve şirin kahramanlarıyla Minions: The Rise of Gru öne çıkıyor. Evet evet, bu sevimli yaratıklar COVID-19’un tüm psikolojik etkilerine rağmen bir şekilde gişe rekorları kırmayı başardılar. Ekibin yeni lideri Gru’nun, arkadaşlarıyla birlikte maceralarını izlemek, insanları kocaman bir gülüşe boğdu, değil mi?

Burada enteresan olan nokta, 2022 yılının en çok gişe getiren 5. filmi olmayı başaran Minions‘ın, toplamda 300.9 milyon dolarlık gişe değerine ulaşması! Evet, yanlış duymadınız, dudağınızı uçuklatacak bir rakam. 2020’de yaşadığımız pandeminin etkisiyle sıkı sıkıya sarıldığımız animasyon dünyasının bu en güçlü temsilcisi, 2019’da en çok konuşulan yapımlardan biri olan Frozen 2’nin de ulaştığı 300 milyon dolarlık barajı aşmayı başardı. Şimdi bu filmin Universal Studios tarihine geçmesiyle öne çıkan bir diğer detay var ki o da çok dikkat çekici. 4 haftada 300 milyon doları geçen üçüncü animasyon filmi olarak tarihe geçti. Yani mavi gözlü, sulu gözlü ve biraz da dağınık olan bu Minyonlar, bir anlamda kazandıkları paralarla kendi hanelerinden hatırı sayılır bir zenginlik daha elde etmiş oldular.

Elbette burada internetin paha biçilmez etkisini unutmamak lazım. Hatırlayanlar olacaktır ki, TikTok’ta başlayan #gentleminions akımı tam anlamıyla fenomene dönüştü. Genç erkeklerin siyah takımlar giyerek filmi izlemeye gitmesi bir anda sosyal medyada büyük yankı buldu. Gözler gözler, şıklığına ve aynı zamanda “Neden böyle giyindim ki?” sorusuyla maskelenmiş genç erkekleri izlerken bir yandan da bol bol gülmeye başladık. Kim bilir, belki de bu olayın en önemli sebebi, bu ‘çocukça’ kılıkların altında yatan bir hafifklik ve eğlencelilik arayışıydı. Hatta bu akıma katılanlar arasında YouTube ünlüsü Mr. Beast de vardı; o kadar ileri gitti ki, sadece bu hareket oluşturduğunda sinema bile kapattı. “Bütün bunlar için sadece bir filmi izlemek mi?!” dediği her bir iç çekişte, bizler de imrenerek izlerken, gülmeden de edemedik.

Sonuç olarak, Minions: The Rise of Gru’nun bu kadar ilgi görmesi, sadece bir animasyon filmi olmasının ötesinde, aynı zamanda sosyal medya etkilerinin ve gençliğin sinema üzerindeki yansımasını açığa çıkaran bir deneyim oldu. Onlarca komik sahne, karşı konulmaz esprili diyaloglar ve yerinde bir mizah anlayışı, bu filmin başarıyı yakalamasına temel oluşturdu. Ne de olsa, gülmekten başka bir derdimiz yokmuş gibi gözüküyor değil mi? Böyle giderse, belki de bir gün hepimiz Minyonlarla yarışacağız; kim daha çok sevimli, kim daha çok gülünç, kim daha çok izlenir, kim sinema salonunu kapatmayı dener! Zayıf ihtimal ama, hayal etmekte özgürüz, değil mi?