Miyamoto’nun Sega Hayranı Çocuklarıyla Yaşadığı Komik Anılar

Shigeru Miyamoto, oyun dünyasının adeta bir efsanesi, bir zamanlar “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?” sorusuna yanıt arayan bir oyun geliştiricisiydi. Nintendo’nun arkasındaki dahilerden biri olarak, Mario, Zelda ve Donkey Kong gibi ikonik karakterleri yaratarak oyun endüstrisini derinden etkiledi. Ancak, bu büyük başarıların ardında, bir baba olarak yaşadığı komik ve ilginç anekdotlar da var. Evet, Mario’nun yaratıcısı, çocuklarının Sega hayranı olduğunu itiraf ettiğinde, kafasında bir soru işareti belirmemesi mümkün müydü? Çünkü şu anda tüm dünya Mario’yu tanırken, onun çocukları Out Run ve Space Harrier gibi Sega oyunlarını tercih ediyordu!

Miyamoto, çocuklarının Sega oyunlarına olan düşkünlüğünü anlatırken, sanki bir komedi filminin senaryosuna dönüşen bir durumu gözler önüne seriyor. Hayal edin, çocukları evde “Baba, bugün hangi Sega oyununu oynayalım?” diye sorarken, Miyamoto’nun içindeki oyun geliştiricisi bir yandan “Ama ben de burada Mario’yu yarattım!” diye bağırıyor. Her ne kadar çocuklarının oyun tercihlerine saygı gösterse de, içindeki kıskançlık duygusunu bastıramadığı açıkça ortada. Bu durum, aslında bir baba ve onun oyun dünyasındaki yerinin ne kadar karmaşık olabileceğini gözler önüne seriyor.

Çocuklarının Sega oyunlarına olan ilgisi, Miyamoto’nun kariyerindeki en büyük “bit savaşları”na dönüşmüş durumda. Çocuklar, Sega’nın renkli ve dinamik oyun dünyasına dalıp giderken, Miyamoto ise kendi yaratımlarının gölgesinde kalmış hissediyor. Ancak, bu durumun komik bir yanı var: Bir yandan çocuklarına kendi oyunlarını sevdirmeye çalışırken, diğer yandan Sega’nın oyunlarının da ne kadar kaliteli olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor. Bu tam anlamıyla bir “oyun baba” komedisi!

Miyamoto, çocuklarının bu oyunları tercih etmesine engel olmak için elinden geleni yapmış. Onlara Mario’nun maceralarını anlatmaya çalışmış, ancak çocuklar “Baba, Mario’nun ne kadar eski olduğunu biliyor musun? Biz Sega oynuyoruz!” dediklerinde, ne yapacağını bilememiş. Çocuklar, en yeni Sega oyunlarıyla oynamak isterken, Miyamoto’nun yüzünde bir gülümseme belirmiş ama içten içe “Neden benim oyunlarım onlara yetmiyor?” diye düşünmeden edememiş.

Sonuç olarak, Miyamoto’nun bu durumu, bir baba olarak yaşadığı çatışmaların yanı sıra, oyun dünyasının evrimine de ışık tutuyor. Oyunlar, sadece bir eğlence aracı değil; aynı zamanda aile bağlarını güçlendiren bir köprü. Miyamoto, çocuklarının Sega oyunlarını tercih etmelerini komik bir şekilde kabullenirken, bu durumun aslında oyun dünyasında ne kadar çok yönlü olduğunu gösteriyor. Kim bilir, belki de bir gün çocukları, Mario’yu ve onun maceralarını daha çok seveceklerdir. Ama o güne kadar, Miyamoto’nun Sega hayranı çocuklarıyla yaşadığı bu komik serüven devam edecek!