Netflix, her çeyrek dönemde olduğu gibi, bu sefer de üçüncü çeyrek mali raporunu paylaştı. Ama bu rapor sadece sayılarla dolu değil, aynı zamanda izleyicilerin dikkatini çeken birçok belgesel ve film istatistiği içeriyor. Bir bakıma, Netflix’in bu raporu, izleyicileri için bir “izleme karnesi”. Yani, “Bakın, ben de sizin gibi sinema delisiyim!” demenin bir başka yolu. Şimdi, raporda öne çıkan bazı yapımlara göz atalım.
İlk olarak, American Murder: The Family Next Door belgeseli, izleyici sayısını duyduğunda, diğer belgesellere kahkahalarla gülecektir. İşte bu belgesel, Netflix tarihinde en çok izlenen belgesel film olma unvanını kapmış. İlk 28 günde tam 52 milyon hane tarafından izlenmeyi başarmış! Bu belgesel, sadece “Tamam, ben de izlerim” demekten çok daha fazlasını ifade ediyor; adeta, “Benim evimde de bir cinayet var!” dedirten bir yapım. Gerçekten de, cinayet konusu açıldığında, insanlar meraklanıyor ve “Acaba bu belgeseli izlesem mi?” diye düşünüyorlar. Ve izliyorlar! Netflix verilerine göre, daha önce en çok izlenen belgesel olan The Social Dilemma, ilk 28 günde sadece 38 milyon hane izlenmiş. Yani, American Murder, Social Dilemma’yı resmen “yedi”!
American Murder, 2018’de gerçekleşen şok edici Watts ailesi cinayetini konu alıyor. Yani, izleyiciler, “Evet, bu gerçek, ama ben bu akşam ne yiyeceğim?” düşüncesinden uzaklaşıp, “Bu cinayet hikayesini izlemem lazım!” demeye yöneliyor. Belgeselin yönetmeni Jenny Popplewell ise, adeta bir dedektif edasıyla bu olayın peşine düşmüş. 30 Eylül’de Netflix’te gösterime girdiğinde, izleyicilerin “Ah, şuraya bir göz atayım” demesi için çok da fazla beklemeye gerek kalmadı.
Diğer taraftan, The Social Dilemma belgeseli, sosyal medyanın hayatımızda yarattığı etkileri ele alıyor. Yani, elinize telefonunuzu alıp, “Bir dakika, burada neler oluyor?” diye düşünmenize neden oluyor. Yönetmeni Jeff Orlowski ise, bu belgeseliyle bize “Sosyal medya kötü mü, iyi mi?” sorusunu sordurarak zihinleri karıştırıyor. Bu belgeseli izleyenler, izledikten sonra telefonlarını bir süre bırakmayı bile düşünebilirler. Ama kim bilir, belki de Instagram’da bir beğeni almak, o kadar da kötü değildir!
Her neyse, Netflix diğer yapımlarına dair de bazı ilginç veriler paylaştı. Mesela, Cobra Kai, Karate Kid zamanlarını yeniden canlandırarak, ilk ay içerisinde 50 milyon hane ulaşmayı başarmış. Bu, Karate Kid’in “Bana bir şans ver” demesi gibi bir şey! İnsanlar, nostaljik bir yolculuğa çıkarak, “Ah, o eski günlerde kimseye kafa tutamazdık!” dedirtti.
Ve tabii ki, başrolünde Millie Bobby Brown ve Henry Cavill’in yer aldığı Enola Holmes, ilk 28 günde 76 milyon hane tarafından izlenmiş. Yani, bu kadar izleyici, “Beni bul!” diye bağıran Enola’yı izlemek için sıraya girmiş. Ayrıca, The Old Guard 78 milyon, Project Power ise 75 milyon izleyiciye ulaşmış. Belli ki, Netflix’te “güç” arayan çok sayıda insan var! Belki de herkes süper kahraman olmak istiyor, kim bilir?
Sonuç olarak, Netflix’in üçüncü çeyrek raporu, izleyicilerin ne kadar meraklı ve aç gözlü olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Cidden, bu kadar çok izleyici sayısı, insanlara “Yeni bir şey izlemem lazım!” dedirtiyor. Şimdi, bu belgesellerin ve filmlerin ardından, bir fincan çay alıp izleme listemizi güncelleme zamanı!
