Night City: 2077’de Şirket Savaşları ve Kaos

2077 yılına geldiğimizde, Night City, “Kendi kendine yeten bir kaos makinesi” gibi görünüyor. Düşünsenize, bir şehir düşünün ki çeteler, megaşirketler ve siberpunk hayranları arasında sıkışmış. Geçmişte yaşanan olaylar, bu şehri adeta bir battaniye gibi örmüş; her yerden bir parça, her köşeden bir hikaye fışkırıyor. Ama en büyük sorun, bu olayların şirketler arası savaşlar olması. Yani, “Hadi bakalım, kim daha fazla paraya sahip, kim daha fazla insanı öldürebilir?” yarışması! Şimdi gelin, bu savaşları detaylandırırken biraz gülümseyelim.

Şirket Savaşları dediğimizde, ilk akla gelen, 2004 yılında Eurobusiness Machine Corporation ile Orbital Air arasında patlak veren savaş. O dönemlerde, bu iki şirket, “Borç batağındaki Transworld Airline’ı kapma” oyununa girmişti. Sonuç mu? 1,5 yıl süren bir savaş ve sonunda Orbital Air’in zaferi. Ama güvenmeyin, bu zaferin içinde ne kadar çok siber saldırı ve terörist vardı, bir bilseniz! Savaş bitti ama şehrin sokaklarında hala “Kimin kazanacağına dair bahisler” yapılıyor!

İki yıl sonra, şirketler artık korkusuzca birbirlerinin boğazına sarılmaya başlamıştı. Bir gün, iki petrol şirketi Petrochem ile SovOil, Güney Çin Denizi’nde petrol arama işine girdi. Tabi ki, bir gün bir platform havaya uçtu ve Petrochem, suçu hemen SovOil’e attı. “Bizi patlattınız, intikam alacağız!” diye bağırdılar. Sonuç olarak, iki şirket birbirlerinin fabrikalarını bombalayarak yarışmaya devam ettiler. Ama işin komik yanı, savaşın sonunda, patlamanın sebebi aslında bir kaza çıkmıştı! Yani kısacası, “Hadi gelin birbirimizi yok edelim” dediler ama sonunda herkesin başı belaya girdi. Ekonomi çökmüş, ülkeler tahrip olmuş ve ortada kalan sadece petrol sızıntısı olmuştu. Elinize bir şişe su almayı unutmayın!

Üçüncü savaş, adeta bir “siber savaş” olarak tarihe geçti. Meryl Asukaga & Finch ile The Rothstein Fund arasında geçen bu savaş, neredeyse tamamen internet üzerinden gerçekleşti. Rothstein Fund, MA&F’in sunucularına sızarak “Biraz bilgi çalayım” dedi ama MA&F de “Bize dokunma!” diyerek karşılık verdi. Sonuç mu? İki tarafın sistemleri birbirine girdi ve “Siber savaş” başladı. Ancak, bu savaşın fiziksel bir boyuta taşınması çok uzun sürmedi. Rothstein Fund, kısa sürede tarihin tozlu raflarına gömüldü. Yani, “Bilmiyorsanız, internetten bilgi çalmak tehlikeli!” mesajı bir kez daha doğrulanmış oldu.

En büyük ve en kanlı savaş ise Militech ile Arasaka arasında yaşandı. Bu savaş, aslında OTEC ile CINO arasında başlamıştı. İki şirket, IHAG’ı satın almak için birbirleriyle kapışırken, OTEC, Militech’i kiraladı. CINO ise Arasaka’yı yanına çekerek daha da güçlendi. Savaş başlangıçta suikastler ve siber saldırılarla devam etti ancak sonra işler çığırından çıktı. Onbinlerce silahlı adam, birbirlerine girdi ve Night City, “Kimin daha çok yıkım yaratacağına” dair bir yarışmaya dönüştü. Hatta, Keanu Reeves’in canlandırdığı Johnny Silverhand, Arasaka’nın Night City’deki binasını patlatmak için bir grup oluşturdu. Ama ne yazık ki, bir nükleer patlama meydana geldi ve bir milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Yani, “Bütün bunlar için bir filme ihtiyacımız var!” diyebilirsiniz.

Nükleer patlamadan sonra, Amerika devreye girdi ve Arasaka’yı ülkeden atmayı başardı. 2025 yılına gelindiğinde, Amerika, “Tamam, biz buradayız!” diye bağırarak Night City’nin kontrolünü ele geçirmeye başladı. Ama Night City, “Bizi unutmayın, biz buradayız!” diyerek devletten yardım istemedi. Sonuç olarak, çeteler ve kirli işler şehri ele geçirdi. Bir zamanlar rüya gibi görünen bu şehir, çöplük muamelesi görmeye başladı.

Japon hükümeti ise Arasaka’yı tekrar büyütmek için kolları sıvadı. Arasaka, yaklaşık on yıl sonra eski gücüne geri dönerken, Amerika’nın bağımsız eyaletler ile açtığı savaşa kadar Amerika topraklarına giremiyordu. Ancak 2069 yılında, Night City, Arasaka’dan yardım istedi. Onlar da “Elbette, size yardım edelim!” diyerek geri döndüler. Sonuç olarak, Night City 2077’ye kadar bağımsızlığını korudu ama bu bağımsızlık, çetelerle dolu bir şehir haline gelmekten kurtaramadı.

Artık Night City’de, “Beni kim koruyacak?” sorusu herkesin aklında. Herkes, kendi başının çaresine bakıyor. Sonuçta bu, bir siberpunk evreninde yaşamak demek. Her an her şey olabilir, hatta bir nükleer patlama bile! Haydi, bu karmaşa içinde kaybolalım ve bakalım bizi neler bekliyor!