Nintendo Switch 2 ile Cyberpunk 2077: Beklentileri Aşan Bir Port

Nintendo Switch’in sunduğu deneyim, sadece Nintendo oyunlarıyla sınırlı kalmadı. Switch, birçok farklı oyun için de tercih edilen bir platform haline geldi. Bu bağlamda, “imkânsız portlar” kategorisinde yer alan oyunları da göz ardı etmemek gerekiyor. Örneğin; Doom, Doom Eternal, Nier Automata, Hogwarts Legacy, No Man’s Sky, Dying Light ve elbette The Witcher 3 gibi oyunlar, Switch’in donanımını zorlayıp, beklenmedik bir performans sergileyerek oyuncuları şaşırttı. Ancak, Steam Deck, ROG Ally ve Legion Go gibi el bilgisayarlarının piyasaya sürülmesiyle bu şaşırtıcı portlar artık daha sıradan hale geldi. Yine de, Switch gibi sınırlı bir cihazda bu oyunların çalışması, geliştiriciler için önemli bir başarı olarak öne çıkıyor.

CD Projekt’in The Witcher 3’ü tüm ek paketleriyle birlikte Switch’e getirmesinin ardından, yeni Nintendo konsolu için Cyberpunk 2077’nin, özellikle de Xbox One ve PS4 platformlarına gelmeyen Phantom Liberty ek paketiyle birlikte sunulması pek de sürpriz olmadı. Şaşırtıcı olan, bu portun ne denli başarılı olduğu ve portun dışardan destek yerine tamamen CD Projekt tarafından gerçekleştirilmiş olmasıydı.

İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEY YOKMUŞ

CD Projekt Red’in Teknoloji Departmanı Başkan Yardımcısı Charles Tremblay, IGN’e verdiği bir röportajda, Nintendo’nun 2023 yazında kendileriyle buluşup, “Bir donanım için ortaklık yapmak ister misiniz?” teklifiyle Cyberpunk 2077’nin Switch 2 portu macerasının başladığını belirtti. Düşündüklerinden daha kolay bir süreç olduğunu ifade eden Tremblay, özellikle Switch 2’nin DLSS desteği ve PS4 ile Xbox One gibi önceki nesil konsollara göre daha fazla RAM’e sahip olması sayesinde “Bu port mümkün mü?” sorusunu “Bu portu nasıl daha iyi hale getirebiliriz?” şeklinde dönüştürdüklerini söyledi.

Cyberpunk 2077, konsollardaki gibi iki farklı grafik ayarı seçeneği sunuyor: Performans ve Kalite. Konsolu televizyona bağladığınızda, her iki modda da 1080p çözünürlüğü hedefliyor. Performans modunda ise 30fps yerine 40fps hedefleniyor. Taşınabilir modda ise Kalite ayarları 1080p çözünürlüğünde 30fps sunarken, Performans modunda çözünürlük 720p’ye düşüyor, ancak 40fps’ye çıkıyor. Çözünürlüğün düşmesinin en büyük sebebi, konsolun taşınabilir modda yalnızca 10w güç kullanıyor olması. 40fps modu, VRR destekleyen ekranlar için avantaj sağlıyor. Ancak, Switch 2’nin televizyona bağlandığında VRR desteklememesi gibi ufak bir sorun mevcut. Fakat, taşınabilir modda kullanılan ekran VRR desteklediği için bu modun avantajlarını görebiliyorsunuz.

Oyun performansı benim için oldukça tatmin ediciydi. Öncelikle sıfırdan başlayarak 10 saat boyunca oynadım ve hem televizyonda hem de taşınabilir modda stabil bir şekilde 30fps alabilmek beni oldukça rahatlattı. Görsel olarak da DLSS’in sağladığı faydaları net bir şekilde görebiliyoruz. Bazı spesifik dokuların kalitesi, Xbox Series S’teki Cyberpunk’tan bile daha yüksek; görsel olarak, bu portun The Witcher 3’ün Switch portu gibi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yüklenme süreleri de oldukça tatmin edici.

Bunların ardından, daha önce Xbox’ta tamamladığım Cyberpunk kayıt dosyamı, çapraz ilerleme özelliğiyle Switch 2’ye aktardım ve biraz çevrede dolaşarak ek pakete giriş yapmayı denedim. Ancak, İtyaka’da daha önce internette gördüğünüz üzere performans kaybı yaşandığını belirtmeliyim. Genellikle İtyaka’nın kalabalık bölgelerinde FPS, 20’lere kadar düşüyor. Buralarda da stabil 30fps görmek isterdim ama PS5 ve Series X gibi güçlü konsolların bile performans/60fps modunda benzer FPS kaybı yaşadığını düşünürsek, bu durum çok da şaşırtıcı değil. Görünüşe göre Switch 2’nin işlemci gücü burada yetersiz kalıyor.

SALLAN, YUVARLAN, DOKUN

Cyberpunk 2077, Switch 2’nin hemen hemen her özelliğini kullanan az sayıda oyundan biri. Bu versiyonda, Switch kontrolcülerinin jiroskopunun yanı sıra, Joy-Con’un fare olarak kullanılabilme özelliği ve taşınabilir modda dokunmatik ekranı kullanma seçeneği de mevcut. İlginç bir detay olarak, Switch 2’ye klavye ve fare bağlayarak da oynama imkânınız var. Bu, bir hata mı yoksa bir özellik mi emin değilim; çünkü ayarlarda tuşları değiştirme seçeneğiniz yok. Ancak kullanılabiliyor.

Bu özellikler arasında en çok kullandıklarım jiroskop ve dokunmatik ekran oldu. Joy-Con’u fare olarak kullanma fikri oldukça ilginç, ancak uzun süre kullanmak elinizi yorabiliyor. Sonuçta fareler Joy-Con’lar gibi tasarlanmamış; ergonomik bir tasarıma sahip değiller. Bir iki saat denemek için güzel olsa da, uzun vadede tavsiye edebileceğim bir mod değil. Ancak, yeni bir Mario Party ya da WarioWare oyununda daha mantıklı olabilir.

Jiroskop modunu kullanmamın sebebi ise, Pro Controller ve Joy-Con’ların iyi kontrolcüler olmalarına rağmen, Xbox Controller ya da Dualsense gibi nişan almanın çok kolay olduğu analoglara sahip olmamaları. Jiroskop sayesinde nişan alırken ince ayar yapabilmek, oynanışı oldukça rahatlatıyor. Joy-Con’ları iki elinize ayrı ayrı aldığınızda, hareket sensörünü kullanarak saldırılardan kaçınabiliyor, şarjör değiştirebiliyor ve elle yakın saldırı silahlarını kullanabiliyorsunuz. Sağ Joy-Con’u küçük bir bilek hareketiyle döndürerek şarjör değiştirmeye alışmak bir süre alabilir, ama bu keyifli bir deneyim.

Dokunmatik ekran, taşınabilir modda oynarken en çok kullandığım özelliklerden biri oldu. Sağ üst köşedeki haritaya dokunarak haritaya hızlıca erişebilmek, haritayı kaydırarak incelemek ve envanterde parmağımla kaydırarak ekipmanlarıma ve topladığım malzemelere hızlıca göz atabilmek gibi basit işlemler, beni bunları gereğinden fazla kullanmaya yönlendirdi. Eğer bana “Peki sen nasıl oynamayı önerirsin?” diye soracak olursanız, televizyon başında Pro Controller + Jiroskop özelliklerini kullanmanızı tavsiye ederim. Evet, Joy-Con’un hareket sensörüyle şarjör değiştirmek oldukça havalı; yeni Joy-Con’ların daha büyük olmasıyla elde daha rahat hissettiriyor. Ancak, Cyberpunk’ın dünyasında kaybolabileceğiniz bir oyun olması ve saatlerce oynama isteği duyabileceğiniz bu oyunda, sürekli el ve kol sallamak bir süre sonra sıkıcı hale gelebilir. Fare sensörüyle oynamak başlangıçta güzel olsa da, uzun vadede elinizi ağrıtabilir. En ideal seçenek, Pro Controller ile koltukta yayılmak ve jiroskopla nişan alırken ince ayar yapabilmektir. Tabii ki, taşınabilir modda oynamıyorsanız.

DÜŞ YAKAMDAN NIGHT CITY!

Cyberpunk 2077, Switch 2’nin çıkışı için gerçekten dikkat çekici bir oyun tercihi olmuş. Çıkışının üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen, hala birçok teknoloji içerik üreticisinin benchmark testlerinde kendine yer edinmeyi başaran bir oyun. Çıkışındaki halinin neredeyse eser kalmadığını söyleyebilirim. Switch 2’nin ilk gününden itibaren, hem oyunculara hem de geliştiricilere bu konsolda neler yapılabileceğini göstermiş oldu. İtyaka’daki performans sorunları ve etrafta hala karşılaşabileceğiniz, oyunu kırmayan görsel hatalar (bundan dolayı “eski halinden neredeyse eser kalmayan” dedim) olmasa, bu portu mükemmel olarak değerlendirebilirdik. Eğer daha önce Cyberpunk 2077’yi oynamadıysanız ve taşınabilir bir platformda oynamak istiyorsanız, Cyberpunk’ın Switch 2 portunu rahatlıkla önerebilirim. 60fps ve ışın izleme dışında neredeyse hiçbir şeyden ödün vermeyen bir port karşımızda. Ancak, bu iki özellik sizin için önemliyse… Oyun, yıllardır birçok platformda yoğun indirimlere girmekte. Bu durumda, Switch 2 portunu neden tercih etmelisiniz?